Ali BAYRAMOĞLU
Mesut Yeğen, “perspektif.online” sitesinde Haziran başında yayınlanan “İttifaklar ve Kürt meselesi” başlıklı yazısında şöyle bir tespit yapıyor:
“Cumhurbaşkanlığı sistemi ve ittifaklar siyaseti Kürt meselesinin bir taraftan bir hayalet-meseleye dönmesinin önünü açmış durumda, diğer taraftan da yeniden tanımlanmasının. İçeride Kürt şehirlerinde kuvvetli bir sivil itiraz olmaksızın PKK’nin etkisizleştirilmiş, HDP’nin de kuşatılmış oluşu, Suriye’de ise meşhur Kürt kuşağının engellenebilmesi Cumhur İttifakı ve kamuoyunun önemlice bir kesimi açısından Kürt meselesini bir yok-meseleye çevirmiş durumda. Kamuoyu yoklamalarında Kürt meselesi çoktan gündemin en alt sıralarına düşmüşken, Erdoğan ve rejim nazarındaysa Kürt meselesi bir yok-mesele artık. Dolayısıyla, cumhurbaşkanlığı sisteminin ve ittifaklar siyasetinin Kürt meselesi üzerindeki ilk etkisi bu: Devletin yeniden düzenlenmesi ve kamuoyunun uyarınca biçimlendirilmesiyle beraber Kürt meselesi bir yok-meseleye, bir hayalet-meseleye dönmüş durumda…”
Sert, ama çıplak ve gerçek bir tespit…
Siyasi karar süreçleri açısından tablo bu.
Siyasi ilişkiler bakımından Cumhur İttifakı’nın yapıştırıcısı da bu.
Şimdi soru şu: Cumhur ittifakını kuşatan bu durum muhalefeti kapsar hale gelir mi?
İyi Parti’nin önerisi malum. “Geniş bir muhalif koalisyonun oluşun, ama HDP bunun hiçbir yerinde ve düzeyinde olmasın” istiyor Akşener. HDP’nin Millet İttifakı dışında kalmasını, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday işine karışmamasını, kendi adayı göstermesini öneriyor. İkinci turda HDP seçmeni bize oy verir, beklentisi içinde.
Bu, bir bakıma, HDP’ye yönelik bir tecrit politikası önerisi.
Elini açık etmiyor ama, CHP’nin de bu fikre çok soğuk olacağını sanmıyoruz. CHP’deki “muhalefet cephesinin merkezi biziz, seçmen bize gelir, bize yönelir, ortaya aday da bizim partimizden olur” mırıltılarını duyabiliyoruz. DEVA ve Gelecek Partisi de HDP’yle ortak bir siyasi faaliyete uzak. Dolayısıyla, Mithat Sancar’ın, HDP’nin demokratik cephenin parçası olma yönündeki öneri ve çabalarına rağmen, “topyekün dışlanma” galebe çalabilecek bir ihtimal bu.
Kaldı ki, HDP hakkında bir kapatma davası var.
Anayasa Mahkemesi seçimlere kadar dava sürecini tamamlar, bir hükme varır mı bilinmez. Ama seçimlerden önce HDP’nin kapanması halinde durum daha karmaşık hale gelecektir. HDP’nin kapatılması veya gelecek yasaklarla kolunun kanadının kırılması kendi başına bir “temsil krizi” üretir. Siyasi iktidar HDP’nin yerini alacak ve seçimlere girebilecek bir partiye zorluk çıkaracak yeni yasal düzenlemeler yapabilir.
Böyle bir durumda bu kötü ala olağan senaryonun kıskacı tamamlanır.
Yine Mesut Yeğen’e referans verelim. Geçen Cuma günü Karar TV’de “Hal ve Gidiş” programında yaptığı bir değerlendirmede şöyle diyordu:
“Türkiye sınırları dahilinde konuşacak olursak, PKK’nin olmadığı, PKK’nın Türkiye siyaseti üzerinde etkili olmadığı bir zamanda HDP’nin kapatılması işini konuşuyoruz. Böyle bir zamanda HDP kapatılırsa devlet için esas meselenin, Kürt sorununun siyasal alanda bu biçimde temsil ediliyor olduğu ortaya çıkacaktır. Kürt meselesinin HDP gibi bir parti tarafından bu biçimiyle meşru alanda temsil edilmesine ‘Kürt meselesinin meşru alanda temsil edilmesine tahammülümüz yok’ diye anlaşılacaktır. Kürt vatandaşların önemli bir kısmı, Türk siyasetinde başka aktörler de bu biçimde anlayacaktır…”
Ortada, elbette, böyle bir durumdan “AK Parti zarar mı görür mü” sorusu var. Muhtemelen kapatma davasının seyri, bir yönüyle, bu soruya Erdoğan’ın vereceği yanıtla ilgili olacaktır.
Ancak ne olursa olsun, iktidarı ve muhalefetiyle Kürt temsilinin siyaset mekanizmasından, toplum-siyaset ilişkilerinden dışlanması, bu sorunu yeni biçimlere sokacaktır ve bu, Türkiye demokrasi için önemli yeni bir darbe olacaktır.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025