Ali Saydam
Bu tespit size biraz abartılı gelebilir. Fakat bizce fazlasıyla yerindedir.… Ancak özgüveni zirve yapmış bir iktidar, muhalefetin eline böylesine ciddî kozlar verir… Cumhurbaşkanı’nın dünkü ilk 100 gün programı açıklaması, iletişim boyutunda bir devrimdir…
Cumhurbaşkanı’nın dün 16 Bakanı arkasına alarak açıkladığı somut program ve projeler bağlayıcı ‘sözlerdir’… Bir ölçüde eski sistemde, yeni kurulmuş bir hükümetin programının Başbakan tarafından Meclis’te okunmasını andırıyor olabilir. Ancak, bizce boyut, biçim ve içerik tamamen farklıdır.
Taahhütler çok daha metriktir ve bağlayıcıdır… Eskiden kimse izleyemezdi hükümet programlarını. Çünkü genelde hepsi soyuttu… Oysa şimdi numerik hedefler var her bakanlık için… Önünüze Sayın Cumhurbaşkanı’nın dünkü konuşmasının video kaydını koyup 100 günün sonunda İcraat Programı’nın neresi gerçekleşmiş, neresi gerçekleşmemiş görmek işten bile değildir.
Risk almadan başarı olmaz… Güven, ancak vaadin gerçekleşmesiyle tesis edilebilir. Siyasî iletişimin temelinde ikna yatar. İknanın temelinde de vaat ve güven… Sayın Cumhurbaşkanı ve 16 Bakan dün 100 günlük ‘icraat vaadi’nde bulunmuşlardır.
Akıllı bir muhalefet kendi içinde didişeceğine bu icraat programının takipçisi olurdu… Hatta katma değer getirirdi… Şunu şöyle şöyle yapsanız daha iyi olurdu, demeliydi… Ama nerede… Onlar, kurultay ve koltuk savaşlarında. Üç-beş imzanın mücadelesini veriyorlar… 600 küsurdan vazgeçin, 500 imza bile toplansa, siyasî haysiyet, derhal güven tazelemek için seçimli genel kurula gitmeyi gerektirmez mi?.. Muhalefet, 16 yıldır yaptığı şeyi istikrarlı bir şekilde sürdürüyor: Bir yandan kendi içinde didişirken iktidarın söylemlerini bekleyip ona göre pozisyon almak. Herhangi bir alternatif üretmemek…
O nedenle 100 günlük İcraat Programı hakkında muhalefetten herhangi bir çalışma, yapıcı bir katma değer beklemek, abesle iştigal olurdu…
Bizler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yüz günlük sınavını heyecanla izleyeceğiz. Türkiye’nin yolu açık olur inşallah.
- Konyalı ‘La Casa De Papel’…
- Bizim ailece izlediğimiz bir takımdır Atiker Konyaspor… Bizim evde herkesin bir ikinci takımı vardır. O nedenle, Atiker Konyaspor haberleri bizi pek bir ilgilendirir. Son tanıtım filmini gören arkadaşlar da hemen bana göndermişler, “Bak ne kadar ilginç bir iş yapmışlar!” diye…
- İlginçliğin iletişim için her zaman bir tehdit oluşturduğunu bildiğimizden, endişe ile açtık tanıtım filmini… Ve endişemizde ne kadar haklı olduğumuzu görerek üzüldük. İtalyan partizanlarının ve komünistlerinin şarkısı, İspanyol Merkez Bankası’na girip içerde yüzlerce milyon Euro bastıktan sonra kayıplara karışmış olan ve ‘halkın sempatisini’ kazanmış İspanyol soyguncular, onların yüzlerine taktıkları ünlü İspanyol ressamı Salvodar Dali’nin maskı ve Konyaspor’un stadyumu… Bir kültürel çorba…
- İlginç olmasına ilginç tabii… Ama ‘doğru’ mu? o başka.. İletişim etkinliklerinde “Güzel mi”, “Beğendin mi”, “İlginç mi” sorusu sorulmaz. Asıl soruması gereken “Doğru mu?” sorusudur…
- Peki, ‘doğru’ neye göre belirlenir? 1. Bu işi yapanların bireysel zevkin, heyecanıyla değil, hedef kitlenin kültür ve değerleriyle ne kadar uyumlu olduğuna göre. 2. O iletişim çalışmasıyla elde edilmek istenen iş hedeflerine bizi ne kadar götürdüğüne göre…
- Mesela amaç forma satışı mıdır?.. Bu filmden sonra forma satışları patlamış, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ınkileri aşmışsa ve de Konya’nın kültür ve değerleriyle müthiş uyum içinde olduğundan halkın inanılmaz takdirini kazanmışsa, o zaman bize de bu çalışmayı eleştirmek değil, olumlamak düşer. Keşke bu iki parametreyi ölçebilsek…
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019