Alper GÖRMÜŞ
Yaklaşık çeyrek yüzyıldır her seçim sonrasında sergilenen “Bu kökten gerici halkla mecburen buraya kadar”cı fikriyat ilk kez bu seçimde tedavüle sokulmadı (sosyal medyada bile!). Çünkü iktidarı protestonun öne çıktığı seçim bu defa onları memnun eden bir sonuç yarattı. Fakat bu, şimdiye kadar ‘makbul’ sayılmayan seçmen oylarının bundan böyle helal sertifikalı sayılacağı anlamına gelmez. Bu kesimler, kendi pozisyonlarındaki problemle hesaplaşmadıkları sürece (yani toplumda bazı bireylerin ve kesimlerin değişmeyen, değişmeyecek ‘gerici’ bir öz taşıdığına inandıkları sürece), bugün ‘faydacı’ bir gerekçeyle verdikleri helal sertifikasını yarın ilk seçimde geri alabilirler.
Daha fazla ilerlemeden belirteyim ki burada kastettiğim, CHP’nin yeni siyasi liderliği değil. Tam tersine, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun seçim gecesi yaptığı konuşmalar CHP liderliğinin artık bu snobluğa son vermek için samimiyetle çabaladığını gösteriyor. Ben burada CHP tabanını etkilemeye devam eden laik aydın kesimlerden ve onlara teşne -sayıca hiç de az olmayan- CHP tabanındaki kalabalıklardan söz ediyorum.
Cumhuriyet’in profesör-yazarı, seçimden bir gün önce övünerek hatırlattığı 2002 tarihli yazısında ne diyordu?
Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, seçim gecesi katıldığı Habertürk yayınında, henüz seçim yasakları kalkmadığı için imâlarla anlattığı “yeni Türkiye seçim haritası”nda “kırmızı”ların kıyılardan Anadolu içlerine yayıldığını duyurdu. Balbay bununla şimdiye kadar AK Parti’ye oy vermiş kimi kesimlerin de CHP’ye yöneldiği ya da bir kısım AK Parti seçmeninin ‘biat’tan vazgeçip sandığa gitmediği imasında bulunuyordu. Tam bu noktada açtığı Bekir Coşkun bahsi de bunu gösteriyordu: Çok sevip takdir ettiği Bekir Coşkun’la Cumhuriyet’te yıllarca aynı odada çalışmıştı. Coşkun büyük bir dil ve üslup ustasıydı, fakat halkın bir kesimine dair bakışı ve o bakışı yansıtan yazıları problemliydi. Bunu hayattayken zaman zaman kendisine de söylemişti.
Balbay geçerken gazetesinin bir özeleştirisini de yapıverdi bir cümleyle: Cumhuriyet bir zamanlar böyle bir yanlışlıkla malûldü, fakat çok şükür ki artık o günler geride kalmıştı.
Gerçekten de geride kalmış mıydı o günler? En azından Mine Kırıkkanat’ın yazdığı bir gazete için bunu söylemek zor. Onu istisnadan saysak bile ortada, Cumhuriyet’in profesör unvanlı yazarlarından birinin 31 Mart seçimlerinden iki gün önce yazdığı bir yazı var: Özdemir İnce’nin “3 Kasım 2002’den 31 Mart 2024’e” başlıklı yazısı…
İnce’nin yazısı, anlatmak istediklerim için mükemmel bir malzeme niteliğinde, o nedenle bu yazıyı irdelemek istiyorum.
Yeni bir yazı değil bu. Yazar, okurlarını “Müthiş bir yazı! Daha iyisini yazamam bugün!” (aynen böyle!) diye takdim ettiği eski bir yazısını okumaya davet ediyor:
“Okuyacağınız ‘3 Kasım 2002’ başlıklı yazı aynı gün yapılacak erken genel geçimi düşünerek yazılmış ve 27 Ekim 2002 tarihli Hürriyet Pazar’da yayımlanmıştı. Bu yazıyı lütfen 30 Mart 2024 gününü yazılmış gibi okuyun. Müthiş bir yazı! Daha iyisini yazamam bugün!”
Gerçekten de ‘müthiş’ bir yazı; özellikle de ‘halk aşağılamaca’ sporunda Türkiye’yle sınırlı kalan Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan’ları aşan yönüyle:
“İşte açıkça yazıyorum: ‘Türk halkının dehası’ diye bir deha tarzı olduğuna inanmam. Bütün halklar aşağı yukarı birbirine benzer. Mayasında tutuculuk, benmerkezcilik, açgözlülük ve çıkarcılık vardır” cümlesiyle başlayan yazı, ilerleyen satırlarda hedefi daraltıp 3 Kasım 2002’de sandığa gidecekleri tahlile yöneliyor:
“’Türk halkının dehası’ (…) gene bezirgân ruhu ve kapkaççı mantığıyla harekete geçerek intikam almak için sandığa gidecek olursa seçimin ertesi günü ‘Yandım Allah!’ naraları atmaya başlayacaktır. Seçmenin seçim sandığında lümpenleşmesi korkunç bir şey!”
Yazar daha sonra seçmenin “Azıcık bilinç ve vicdanını da bir çuval una-bulgura, bir teneke margarine, bir şişe ayçiçeği yağına değiştirmesinden” duyduğu korkuyu dile getiriyor ve şöyle devam ediyor:
“Bu yazıda parti adları da vermek isterdim ama veremem! Ancak lümpen seçmen ruhunun ve zihinsel yapısının gösterdiği yığınsal tepki ve koyunsal yönelim karşısında çok kaygılandığımı, bu insanlık ayıbından utandığımı da söylemeliyim. Tepki nedeni ile biçimi arasında hiçbir mantıksal uyum ve tutarlılık bulunmayan, vaatler gerçek mi yoksa demagoji mi umursamayan, afyon yutmuş gibi yalpalayan seçmen kitlesi olur mu? Olur! Bu kitle 3 Kasım 2002 günü sandığa gidip Türkiye’nin kaderi için oy verecek!”
Yazar, çok iyi hatırlıyoruz ki, 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından “lümpen seçmen ruhunun ve zihinsel yapısının gösterdiği yığınsal tepki ve koyunsal yönelim”i ele alan çok sayıda yazı kaleme aldı. Şimdi de 22 yıl önceki müthiş yazısını hatırlatarak gericiliğin asla değişmeyecek özünü bir kez daha vurguluyor.
Özdemir İnce, eski yazısını aktardıktan sonra parantezi kapatıp bu seçimlere dair de bir şeyler söylüyor ve -nasıl olacaksa- “koyunsal seçmen yönelimi”ne rağmen “acaba bu defa farklı olabilir mi” umudunu sorguluyor:
“Demirkıratı seven ama demokrasiden hazzetmeyen bu halk ve özellikle ‘emekli halk’ vatandaşlık hakkını 31 Mart’ta söke söke alacak mı bakalım? Bakalım ama eşeğimi bağlayacak sağlam bir kazık bulamıyorum!”
Bir yanda ebedi bir karanlık içinde yüzen ve asla değişmeyecek cahil kalabalıklar… Öbür yanda, onların oylarının hatırı sayılır bir bölümünü almadan bir seçimi kazanmanın mümkün olmadığını bile bile, yaklaşmakta olan seçimi kazanacağına inanmak… Bu imkânsız temenniyi, bu altı boş iyimserliği, bu apaçık mantıksızlığı Bekir Coşkun, Emin Çölaşan vb yazarlarda da görürdük; işte burada bir kez daha karşımızda.
Özdemir İnce’nin seçim sonrası yazısını merakla bekleyeceğim.
Umarım bu seçim sonuçları CHP tabanındaki insanların, her şeyin ve herkesin değişebileceğine inanmalarında ve ‘müthiş’ yazıların sahiplerinin ne dediğine aldırmamalarında onlara yardımcı olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025