Alper GÖRMÜŞ
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Balyoz davasından hüküm giymiş emekli orgeneral Ergin Saygun’u hastanede ziyaretini salt “insani” reflekse bağlayanlar azınlıkta kaldı... Toplumun bütün siyasi kanatlarında ağırlıklı kanaat, ziyaretin yalnız bugüne değil geleceğe dair de çok önemli siyasi mesajlar taşıdığı yönünde; ben de aynı fikirdeyim.
Bence bu ziyaret, en net ifadesini gazetemiz yazarlarından Mithat Sancar’da bulan “büyük af, büyük barış” projesiyle doğrudan bağlantılı...
Sancar, Öcalan’la görüşmelerin son aşamasında ister istemez bir KCK-PKK affının da gündeme geleceği kabulüne dayandırdığı tezini, Bianet’ten Ekin Karaca’ya verdiği söyleşide şöyle açıklıyordu (13 şubat):
“(...) Sadece KCK’lilere yönelik bir hukuki düzenleme Anayasa Mahkemesi’nden dönebilir... Siyasi açıdan da sadece KCK’lilere yönelik bir af ya da benzeri bir düzenleme hükümet açısından sıkıntılara neden olabilir. Bunu uzlaşma aracı haline getirmek için Ergenekon ve Balyoz’u da kapsayacak şekilde düzenlemeyi hesaplıyor olabilirler.”
Başbakan’ın, Saygun’un elini tutmasından yaklaşık bir ay önce, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de dile getirmişti aynı görüşü (Radikal, 4 Ocak 2013).
Bana da kaçınılmaz gibi görünen böyle bir affın sorunlarını ve “bundan sonra n’olmak ihtimali var” sorusunun cevabını sonraki yazılara bırakıyorum.
Bugün, buraya nasıl gelindiğini tartışmak ve buraya gelene kadar yaşananlara dair “spekülatif”önerimi dikkatinize sunmak istiyorum...
“Büyük af, büyük barış”ın taşları önceden mi döşendi?
Spekülatif önerimi görüşlerinize sunmaya bir soruyla başlayacağım: Acaba, Başbakan Erdoğan ve yakın çalışma ekibi, “büyük af, büyük barış”ı çok önceden öngörmüş ve toplumu buna hazırlamak için bazı taşları döşemeye çok önceden başlamış olabilirler mi?
Bu soru, meşruiyetini şuradan alıyor:
Biliyoruz ki, bizim Kürt meselemize benzer bütün sorunlar, eninde sonunda müzakereyle ve mutlaka afla sonuçlanıyor. Cevat Öneş de Radikal’e verdiği söyleşide bu kaçınılmazlığı dile getirirken “tüm dünya deneyimleri de bunu gösteriyor” demişti.
Bu, şu demektir: Türkiye’de Kürt meselesinin çözümünü “müzakere”de gören bir iktidar, bunun eninde sonunda bir af gerektireceğini bilmiyor olamaz...
Fakat Türkiye’yi, “müzakere-af” süreçlerinden geçen başka ülkelerden ayıran çok önemli bir fark var: Türkiye, seçilmiş iktidarı darbe ve benzeri gayrımeşru yollarla alaşağı etmeye çalıştıkları suçlamasıyla cezaevine konan çok sayıda askerin de bulunduğu bir ülke...
Böyle bir ülkede, 30 yıldır bütün siyasi iktidarlarca “terörist” sayılmış birileri affedilirken, kendilerini“30 yıl boyunca teröre karşı mücadele etmiş” insanlar olarak sunan başka birilerinin cezaevinde tutulmaya devam edilmesi mümkün müdür?
Böyle bir şey, halkın darbe heveslisi askerleri sosyal bir cürümün unsurları olarak göreceği “normal”bir demokrasinin bile psikolojisini bozabilir... Kaldı ki burası, “sivil toplum”unun bir bölümünün askerlerin “darbe hakkı”nı savunduğu bir ülke; varın gerisini siz düşünün.
“Büyük af”fı ilk telaffuz eden, Ahmet Altan’dı...
Tabii bu arada “büyük af, büyük barış”ın Başbakan Erdoğan’ın “başkanlık” hayaliyle uyum içinde olduğunu da unutmayalım...
Nasıl ki kafasına Kürt sorununu çözmeyi koymuş bir başbakan bir gün mutlaka “büyük af”fı da gündeme getirmek zorunda kalacağını biliyorsa... Aynı şekilde kafasına “başkanlığı” koymuş bir başbakan, “büyük af”fın, “başkanlık” amacına son derece uygun bir araç olduğunu da bilir.
Bu bağlantıyı ilk kez kuran ve muhtemel bir “büyük af, büyük barış” formülünü ilk kez dile getiren gazeteci, Ahmet Altan’dı... Altan, Başbakan’ın “başkanlık” hevesini kamuoyuyla ilk kez paylaşmasından hemen sonra müthiş bir sezgiyle bağlantıyı kurmuş, bizi bekleyen şeyi daha Nisan 2011’de şöyle ilan etmişti:
“(...) Başkanlık referandumunda karşımıza, ‘PKK’ya af, Ergenekon’a af, bedelli askerlik, yeni anayasa, türbana kamusal özgürlük, Alevilere cemevi’ gibi toplumun bütün kesimlerinin ilgisini çekecek vaatleri içine doldurduğu bir torbayla çıkacak. Başkanlığı toplum ona verirse, o da karşılığında bunları topluma verecek. Fena taktik değil...”
2011’deki tartışma: AK Parti davalardan soğuyor mu?
Ahmet Altan sonraki aylarda birkaç kez vurguladı bu yöndeki tahminini...
Doğrusu bana da makul ve mantıklı geliyordu yaptığı analiz, fakat bir yandan da kendi kendime soruyordum: AK Parti ve Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en zor affını en geç bir iki yıl içinde gündeme getireceklerse, kamuoyunu buna hazırlamanın üzerinde de düşünmüş olmaları gerekmez mi? Hattâ, şimdiden (karışmasın, 2011’deyiz) bunun bazı emarelerini görmemiz gerekmez mi?
Bu sorular beni, “büyük af, büyük barış”ı, o günlerin sıcak tartışma konusu olana “AK Parti Ergenekon ve darbe davalarından soğuyor mu” sorusuyla birlikte mütalaa etmeye yöneltti.
16 Aralık 2011 tarihli, “Erdoğan, davaların sönümlendirilmesine ‘tamam’ der mi” başlıklı yazımda, AK Parti’nin davalardan “soğumakta olduğu” izlenimin gerçeği yansıtıyor olabileceğini, bunun da kamuoyunu “büyük af, büyük barış” projesine hazırlama amacıyla bağlantılı olabileceğini öne sürmüştüm.
Bugünkü yazıyı, 2011’de kaleme aldığım o yazının finaliyle bitiriyorum... Uzun bir alıntı olacak, lütfen dikkatle okuyun ve şu günlerde yaşananlarla kıyaslayın... Ayrıca göreceksiniz, orada sizinle gıyabınızda bir de iddiaya girmişim...
2001’deki tekinsiz şüphem...
Şöyle yazmışım 2011’de:
“Belki sinekten yağ çıkarmaya çalıştığımı düşüneceksiniz ama, ben, bu davalardaki uzun tutukluluk süreleri konusunda AK Parti’nin benimsediği ipe un serme tavrının, davaların ‘yavaşça acele ederek’ sönümlendirilmesiyle bağlantılı olabileceğini vehmediyorum.
“İzah etmeye çalışayım...
“Uzun tutukluluk sürelerinin bu davalar üzerinde nasıl bir baskı yarattığı, onların haklılıklarını ve meşruiyetlerini nasıl zedelediği hepimizin malumu... Bunu fark edenlerden biri de Adalet Bakanı Sadullah Ergin... Ergin, neredeyse göreve başladığı andan itibaren uzun tutukluluklardan yakınıyor.
“Sadullah Ergin, bu meseleyi (de) önemli ölçüde çözebilecek ‘elektronik kelepçe’ önerisini 2010 ortalarında dillendirdi, üstelik de Bakanlık bürokratlarının konu üzerinde iki yıldır çalıştığı ve uygulamanın yıl sona ermeden başlayacağı bilgisiyle birlikte... Fakat sonra çok tuhaf bir biçimde bir daha da dile getirmedi... 2010 geçti, 2011 de geçti, elektronik kelepçeden hâlâ ses seda yok.
(...)
“Şimdi manzara şöyle: Türkiye’nin karanlık geçmişiyle hesaplaşma davaları uzun, yanlış ve haksız tutuklama pratiği nedeniyle ağır bir itibar kaybına uğrarken, bu davaları başlatan iktidar partisi, olan biteni sessizce izliyor, hiçbir şey yapmıyor.
“Bu size mantıklı geliyor mu?
“Bu sürecin sonunda ne olur biliyor musunuz? Gol olur. Tabii, AK Parti’nin kalesine... Çünkü, sürecin sonunda öyle bir manevi ortam oluşur ki, davalar sürdürülemez hâle gelir.
“İşte benim tekinsiz şüphem tam bu noktada şekilleniyor. Acaba diyorum, AK Parti bu manevi ortamın oluşmasını mı bekliyor? Ki böylece, davaları sönümlendirme konusunda inisiyatif kullanmaya başladığında ciddi bir kamuoyu tepkisiyle karşılaşmasın.
“Diyeceksiniz ki niye böyle bir şey yapsın AK Parti?
“Aklıma, Ahmet Altan’ın bir yıl kadar önce Tayyip Erdoğan’ın ‘Başkanlık’ kurgusunun en önemli parçası olarak işaret ettiği, bir yanında PKK’nın öbür yanında Balyozcuların ve Ergenekoncuların yer aldığı ‘büyük af, büyük barış’ planı geliyor...
“Saçmaladığımı mı düşünüyorsunuz?
“İnşallah haklısınızdır.”
Salıya, 2011’de sizinle gıyabınızda girdiğim iddiaya dair bir muhasebe yapacağım...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025