Alper GÖRMÜŞ
Serbestiyet’teki 29 Mayıs tarihli yazım, 15 Temmuz günü öğle saatlerinde MİT’e yapılan ihbarın bir darbe ihbarı olduğunun ortaya çıkmasına dairdi... Yazıda, bu yeni bilginin hem 15 Temmuz gününe dair soru işaretlerini artırdığını hem de onların aydınlatılması yolunda önemli bir adım olduğunu belirttikten sonra ilave etmiştim: “Tabii böylece Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ın izah etmeleri gereken noktaların altı bir kez daha kalın çizgilerle çizilmiş oldu.”
O yazıdan bir gün sonra, Hulusi Akar’ın TBMM 15 Temmuz Darbesi’ni Araştırma Komisyonu’na gönderdiği yazılı cevaplar gazete haberlerine yansıdı.
Akar’ın cevapları, 15 Temmuz’da MİT’e yapılan ihbarla ilgili olarak akla yeni soru işaretleri getiriyor.
Bu yazıda, Hulusi Akar’ın Komisyon’a gönderdiği metni madde madde izleyerek o güne dair sorular sormaya devam edeceğim.
Akar’ın cevaplarından önce: Özet
Yeni Şafak gazetesinin 20 Mayıs’ta manşetten yayımladığı “İşte o binbaşının ifadesi” başlıklı çarpıcı ve çok önemli habere kadar, 15 Temmuz 2016’nın öğle saatlerinde MİT’e giderek ihbarda bulunan O.K. adlı binbaşının tam olarak neyi ihbar ettiğini bilmiyorduk. Çünkü, 20 Mayıs 2017 itibariyle mevcut bilgilerimiz, O.K.’nın ifadesinin alınmadığı ya da alınamadığı yönündeydi.
Oysa Yeni Şafak’ın yayımladığı Ağustos 2016 tarihli savcılık ifadesinden anlaşılabileceği gibi, O.K., net bir darbe ihbarında bulunmuştu:
“Bana (MİT’te) ne olacağını sordular, ben de büyük bir faaliyet olabileceğini, hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. ‘Çok kan akacak’ dediklerine göre, bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ’cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor. Bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim.”
29 Mayıs’ta, esrarengiz binbaşının ifadesinde yer alan fakat Yeni Şafak’ın haberinde yer almayan bir ibare bu defa Hürriyet gazetesine (29 Mayıs) sızdırıldı. Buna göre, binbaşı O.K., ifadesinde “‘Darbe olabilir’ kelimesini kullandığımı çok iyi hatırlıyorum” demişti.
Bu durumda, yani O.K.’nın ifadesinden sonra kritik sorunun şöyle şekillendiğini yazmıştım:
“Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan o gece bir darbe girişiminde bulunulacağını önceden öğrendilerse, onu önlemek için verdikleri emir ve talimatların içeriği neden bu bilgiyle uyumlu değildi?”
Gelin şimdi de, Hulusi Akar’ın Meclis Komisyonu’na gönderdiği cevapların davet ettiği başka kritik soruların izini sürelim...
Akar ilk ifadesinde o gün Fidan’la görüştüğünü neden belirtmemişti?
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Meclis Komisyonu’na gönderdiği yazılı metinde, O.K.’nın ihbarından sonra MİT ve Genelkurmay arasında sürdürülen iletişimin ardından, bizzat kendisinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı telefonla arayarak Genelkurmaya davet ettiğini anlatıyor:
“(...) Konunun ehemmiyetine binaen, derhal telefonla MİT Müsteşarını arayarak Genelkurmay Karargâhına davet ettim. Ben, YAŞ çalışması için Genelkurmay Karargâhında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanı ve Gnkur2'inci Bşk ile görüşürken Sayın MİT Müsteşarı Genelkurmay Karargâhına geldiler. MİT Müsteşarı olayı tekrar anlattı...”
Oysa Hulusi Akar, darbe girişiminden üç gün sonra, 18 Temmuz’da savcılığa tanık olarak verdiği ifadesinde, O.K.’nın ihbarından sonra Hakan Fidan’ın Genelkurmay binasına gelip kendisiyle görüştüğü bilgisine yer vermiyordu. Akar’ın 18 Temmuz’daki anlatımına göre, 15 Temmuz günü odasında çalışırken Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler yanına gelip MİT’e ulaşan istihbaratı aktarmış, ayrıca bu konuyu görüşmek üzere MİT’ten bir heyetin Genelkurmay’a doğru yola çıktığı bilgisini vermişti.
Akar, 18 Temmuz’daki ifadesinin bu bölümüne, "Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık” cümlesiyle başlıyor, alınan tedbirleri sıraladıktan sonra, “Bu şekilde öncelikle tedbirleri aldıktan sonra toplantımız bitti" diyordu.
Yani Akar, ne “yolda” olan MİT heyetiyle görüşmeden ne de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la yüzyüze görüşmeden söz ediyordu 18 Temmuz’daki ilk ifadesinde...
İki ifade arasındaki bu farklılık akla şu soruyu getiriyor: O geceye, o geceden sadece üç gün sonra tanıklık ederken bu kadar önemli bir noktanın (Hakan Fidan’ın Genelkurmay’a davet edilmesi ve onunla yüzyüze görüşülmesi) unutulmuş olabileceği düşünülebilir mi? Elbette düşünülemez. Peki, bu durumda bu tuhaflığı nasıl açıklayacağız? Mantık sınırları içinde kalacaksak, bu soruya, Hulusi Akar’ın 15 Temmuz akşamında Hakan Fidan’la başbaşa görüştüğü bilgisini, 18 Temmuz’daki ifadesinde savcılardan esirgediğinden başka bir cevap verilebilir mi?
Soruya verilebilecek bu yegâne mantıklı cevap, bir başka akıl yürütmeyi daha davet ediyor: Akar bu bilgiyi savcılardan bilerek esirgediyse, bunu Hakan Fidan’la ortaklaşa alınmış bir karara binaen yapmış olmalıdır; aksi takdirde bu ifade Hakan Fidan’ın yalanlamasına açık olurdu ve bu da Akar açısından büyük bir risk oluştururdu.
Şâyet durum böyleyse, neden böyle bir şeye gerek duydular? Neden 15 Temmuz akşamı, darbenin fitili henüz fiilen ateşlenmeden yüz yüze görüştüklerini savcıların ve kamuoyunun bilmesini istemediler?
O.K.’nın ihbarı MİT’in sansürüne mi uğradı?
Akar, Komisyon’a gönderdiği cevap metninde, “MİT'ten gelen istihbaratta darbe söz konusu olmayıp MİT Müsteşarına karşı yapılacağı iddia edilen bir operasyon ile ilgiliydi” diyor.
Bu durumda MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, Binbaşı O.K.’nın bir darbe ihbarında bulunduğu bilgisini Hulusi Akar’dan gizlemiş olması ihtimali akla geliyor... Bunu izale edecek tek bir şey var: Binbaşı O.K. her ne kadar ifadesinde darbe ihbarında bulunduğunu söylemiş olsa da, 15 Temmuz’da MİT’e gittiğinde aslında “darbe” ihtimalinden söz etmemişti; yani ya o gün ne söylediğini yanlış hatırlıyordu ya da düpedüz yalan söylüyordu.
Nitekim Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz, Akar’ın cevaplarının Meclis Komisyonu’na ulaşmasından bir gün önce (29 Mayıs) bir MİT yetkilisinin kendisini arayarak, O.K.’nın 15 Temmuz’daki ihbarının sadece MİT’le ve MİT müsteşarıyla ilgili olduğunu söylediğini yazdı.
O.K. ifadesinde gerçeği dile getirmişse...
Şâyet gerçek, MİT yetkilisinin Mehmet Yılmaz’a ifade ettiği gibiyse, o zaman Fidan’ın 15 Temmuz’daki görüşmelerinde Akar’a kendilerine gelen istihbaratın darbeyle ilgili olmadığını söylemesi makul görünüyor.
Fakat binbaşının ifadesinin aylar boyunca gizli kalmasını, MİT’in bu amaç doğrultusunda gayret sarf ettiği iddialarını, binbaşının ifadesini alan savcıların tenzil-i rütbeyle görev yerlerinin değiştirilmesini, nihayet ifadenin devlet içindeki bazı güçler tarafından iki aşamada basına sızdırılmasını göz önünde bulundurduğumuzda, O.K.’nın 15 Temmuz’da bir darbe ihbarında bulunmuş olması ihtimali çok daha güçlü bir ihtimal olarak öne çıkıyor...
Gerçeği bu ihtimalin temsil ettiği varsayımından yola çıktığımızda ise tablo şöyle şekilleniyor:
MİT Müsteşarı Hakan Fidan 15 Temmuz akşamı saat 18:00 civarında Genelkurmay binasına girdiğinde bir darbe girişiminin başlamasının an meselesi olduğunu biliyordu ve bunu böylece Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a da aktardı...
Buradan itibaren ise bir dizi tekinsiz ihtimalle yüzyüze kalıyoruz...
Geçen yazımda Korgeneral Zekai Aksakallı ve Orgeneral Ümit Dündar’ın ifadelerinden de aktardığım gibi, darbe ihbarı almış bir Genelkurmay birkaç emirle darbecileri kışlalarda kilitleyebilir ve darbeyi başlamadan önleyebilirdi.
Fakat biliyoruz ki bu yapılmadı (unutmayın, ihbarın darbe ihbarı olduğu ve MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı’nın bunu bildikleri varsayımından hareket ediyoruz)... Ya ne yapıldı? “Daha büyük bir planın parçası olabileceği” değerlendirilen, fakat “darbe” olarak değerlendirilmeyen ihbarla ilgili olarak 17:00 – 18:00 civarında bazı emirler verildi ve uygulamaya konuldu.
Bu durumda şeytanın “sor” dediği soru şöyle şekilleniyor: İhbarcı binbaşının ihbarından sonra alınan tedbirler neden Birinci Ordu Komutanı Ümit Dündar ve Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın söylediği gibi darbecilerin kullanmayı planladığı potansiyel gücün tamamının kışlalarda “kilitlenmesine” mâtuf olarak değil de, bir bölümünün kışlalardan çıkabilmesine imkân tanıyacak bir düzeyde şekillendi?
O.K.’nın ifadesini o günlerde bilseydik?
15 Temmuz günü öğle saatlerinde MİT’e giden binbaşının bir darbe ihbarında bulunduğu, mesela darbeden birkaç gün sonra biliniyor olsaydı, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan şu iki soruya yoğun bir biçimde maruz kalacaklardı:
Birincisi: Bu ikili o gece bir darbe girişiminde bulunulacağını önceden öğrendilerse, darbeyi önlemek için verdikleri emir ve talimatların içeriği neden bu bilgiyle uyumlu değildi?
İkincisi: Bir darbe ihbarı nasıl olur da ülkenin başbakanına ve cumhurbaşkanına iletilmezdi? (Böyle bir bilgi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilseydi, Erdoğan’ın emirleri darbenin “başlamadan bitirilmesini” sağlayacak yönde olmaz mıydı?.. İki üst düzey kamu görevlisi, “başlamadan bitirilmiş” bir darbenin ardından suçluları açığa çıkarmak için girişilecek bir kısmı beyhude bürokratik çabayı göze almak yerine, darbecilerin harekete geçip iyot gibi açığa çıkmalarının daha iyi olacağını düşünmüş olabilirler mi?)
Sonuç olarak: Binbaşı O.K.’nın ifadesinin ortaya çıkmaması için, çıktıktan sonra da içeriğinin “darbeyle ilgili olmadığını” göstermek için sergilenen bütün bu gayretler... Keza Genelkurmay Başkanı Akar’ın darbeden üç gün sonra verdiği ifadede o gece Fidan’la yüz yüze görüştüğünü “unutması”na dair bütün o muğlaklıklar, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı’nın 15 Temmuz’da kendilerine bir darbe ihbarı yapıldığının bilinmemesini daha uygun bulmalarıyla ilgili olabilir mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025