Alper GÖRMÜŞ
Jeolog ve akademisyen Prof. Okan Tüysüz, geçtiğimiz hafta bir televizyon kanalında kendisine yöneltilen bir soruyu cevaplandırırken, Türkiye’nin depreme hazırlık ve ön tedbirler konusunda dünyanın en başarısız; deprem sonrasında organize olma, yardımlar ve ulusal fedakârlık hususunda ise dünyanın en başarılı ülkeleri arasında yer aldığını söyledi.
Yani: Felaketin içine girmemek, ondan uzak durmak için yapılması gerekenleri ıskalamak, hatta âdeta felakete davetiye çıkartacak işler yapmak hususunda hayli mâhir olmak... Fakat felaket bir kez başa geldikten sonra “devletiyle, milletiyle” topyekûn bir direnç ve fedakârlık göstermek...
Bana öyle geliyor ki, Okan Tüysüz’ün bu tespiti sadece deprem için geçerli değil, Türkiye’nin birçok işi böyle... Yani Türkiye celâdeti bol fakat şehâmeti kıt bir ülke (Celâdet: Bahâdırlık, kahramanlık, yiğitlik... Şehâmet: Zekâ ve akıllılıkla berâber olan cesâret, yiğitlik –Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat.)
Türkiye’nin kendi dışındaki güçlerle ilişkileri ve mücadeleleri de bazı istisnai dönemler dışında bu şablona uygun bir biçimde yürümüyor mu? Bu güçlerle çatışmalı bir atmosfer doğduğunda “şehadet şerbeti” içecek insan sıkıntısı pek çekilmiyor ama, işler oraya gitmeden yapılması gerekenleri yapma hususunda devlet de millet de pek fazla oralı olmuyor, hatta tam tersine çatışmaya davetiye çıkartacak politikalar ve uygulamalar birbirini izliyor.
Türkiye, Irak Kürtleri, Suriye Kürtleri...
Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki Kürtlerle ilişkilerini, istisnai dönemler dışında şehâmetle değil celâdetle yürüttüğü ve gelinen noktada salt celâdet sahibi olmanın hiçbir yarar sağlamayacağı, şu son üç beş aydaki gelişmelerle iyice ortaya çıkmış durumda... Geçtiğimiz hafta Etyen Mahçupyan Karar’da, Berat Özipek ve Halil Berktay Serbestiyet’te bu çerçevede kaleme aldıkları yazılarda, gelinen noktanın nasıl bir tıkanıklığa işaret ettiğini gösterdiler.
Ben bu yazıda, bu üç yazarın işaret ettiği noktaları birlikte mütalaa ederek, celâdet yolunun neden tamamen tıkandığını bir kez daha göstermek istiyorum...
Kürtlerin referandumu ve Rakka
Etyen Mahçupyan 13 Haziran’daki Kürtlerin referandumu başlıklı makalesinde celâdete dayalı dış politikanın Irak Kürtleri karşısındaki, 17 Haziran’daki ‘Rakka düştüğünde...’ başlıklı makalesinde ise Suriye Kürtleri karşısındaki halini ele alıyordu.
Mahçupyan’a göre, “Türkiye partnerlerine anlamak üzere bakmıyor, daha güçlü pozisyonda olmasına güvenerek kendi isteklerini tebliğ ediyor, karşı tarafın istekleri arasında hoşuna gitmeyenlere ambargo koyuyor ve bu yaklaşımın istikrarlı ve güvenilir bir ilişki yaratacağını sanıyor. Ne var ki Türkiye birçok aktörden sadece biri ve en güçlü ya da en yaratıcı olanı da değil.”
Etyen Mahçupyan, Irak’ta Kürtlerin 25 Eylül’de yapacakları referandumun, “gülünç bir paranoya olan ‘Türkiye’yi parçalama projesi’” ile ilgisinin olmadığını söyledikten sonra ekliyor:
“Kürtler iki yüz yıllık bekleyişten sonra tarihin önlerinde bir imkan açtığını düşünüyorlar ve bu noktada aralarında hiçbir farklılık bulunmuyor. Eğer Türkiye bu gelişmeyi kendi beka meselesi olarak algılar ve hele yaptırım uygulamaya kalkarsa sadece gerçekçilikten uzaklaşmış olmaz, Orta Doğu’da tümüyle yalnız kalır. Çünkü açıktır ki Türkiye’nin Irak’ta bırakacağı boşluk anında başkaları tarafından doldurulacaktır…”
Mahçupyan’ın Türkiye ile Suriye Kürtleri arasındaki ilişkiler konusundaki görüşleri de benzer:
“(Rakka düştüğünde) ne denli gerçekçi olduğu bir tarafa, Türkiye muhtemelen şu anki tavrını sürdürecek ve kendi sınırında ‘göreceli’ bile olsa özerk bir PKK/PYD oluşumuna razı olmadığını söyleyecektir. Ama bu tutum sadece ABD ile yeni bir gerilim yaşamak anlamına gelmez. Türkiye’nin Suriye’deki barışa engel olan ülke gibi algılanmasına neden olabilir ve kimsenin kuşkusu olmasın ki çok sayıda ülke bu söylemi tekrarlamaktan çok mutlu olur…
“Dolayısıyla eğer akılcı bir yol izlenmek isteniyorsa, gerçeklere gözümüzü kapamanın pek bir yararı yok… Türkiye’nin bir an önce arka plan siyasetine girişmesi ve muhtemel pazarlıklar öncesinde, varılacak anlaşmaların kendisinin de uygun bulacağı şekilde olgunlaşmasına katkıda bulunması gerekiyor.”
Bir zamanların kırmızı çizgisi
Berat Özipek de tartışmaya Kırmızı bir çizginin kerametini sorgulamak (17 Haziran) ve Geçmişin hayaletlerinden kurtulmanın zamanı (18 Haziran) başlıklı yazılarıyla katıldı.
Bağımsız bir Kürt devletine karşı çıkmanın “sorgulanmaksızın geçerli kabul edilen, kerameti kendinden menkul, eski bir politika” olduğunu söyleyen Özipek, bu amaca yönelik referandum öncesinde Türkiye’nin pazularını değil aklını göstermesi gerektiği kanaatinde... Özipek’e göre Türkiye korkularına yenik düşmeyip aklını kullandığında, ancak o zaman kendi toprak bütünlüğünün nerede olduğunu görebilir:
“Türkiye’nin öteden beridir sınırlarının öteki tarafında bir Kürt devletine karşı çıkma politikası, gerçekten onun toprak bütünlüğüne hizmet ediyor mu? Her zaman aynı amaca hizmet eden böyle sabit bir politika var mıdır? Bu politika özellikle de bugün bu amaca hizmet ediyor mu?”
“Herkese kızarak, herşeye olmazlanarak...”
Halil Berktay ise 17 Haziran’da Serbestiyet’te yayımlanan Suriye’den Barzani’ye, dış siyasette ortaklık ve empati sorunu başlıklı yazısında Türkiye’nin “ortak veya potansiyel ortaklarını hiç düşünmeyen, kazan-kazan anlayışından uzak bir soğukluk içinde” hareket ettiğini, “Herkese kızarak, herşeye olmazlanarak tehlikeli bir yalnızlığa sürüklen(diğini)” her kritik adımı tek tek değerlendirerek gösteriyor.
Berktay’ın bir kuyumcu titizliğiyle çalışıp bize tek tek hatırlattığı “Türkiye’nin atacağını ilan ettiği adımlar ve yapabildikleri” kıyaslaması net bir biçimde gösteriyor ki, durmaksızın tek yanlı hedefler belirleyip bu hedeflere güç kullanarak ulaşacağını ilan etmek sürdürülebilir ve doğru bir dış politika tercihi değildir.
Burada yazıların özetlediğim üç yazarın, Türkiye’nin Irak ve Suriye Kürtlerine dair politikalarına yönelik ortak eleştirilerini şöyle toparlamanın yanlış olmayacağı kanaatindeyim: Üç yazar da, Türkiye’nin Irak ve Suriye Kürtlerinin özlemlerini ve tercihlerini anlamaya çalışmak yerine salt kendi çıkarlarını öne sürerek her iki konuda da olmazlanması, zannettiği gibi kendi çıkarlarıyla uyumlu bir dış politika tercihi değildir.
Tamamen katıldığım bu tespitle ilgili bir ilave yaparak bitireyim:
Bu politika sonucunda ortaya çıkacak tablo, Türkiye’nin celâdete her zamankinden fazla ihtiyaç duyacağı bir tablo olacaktır. Yukarıda da dediğim gibi Türkiye celâdet yoksunu bir ülke değil, o koşullarda “şehadet şerbeti”ni içmeye hazır binlerce insan bulunabilir... Fakat bir ihtimal daha var: Türkiye, var olan celâdet potansiyeline akıl ve zekâ zerk ederek işlerin oraya varmasına engel olabilir. Mevcut demeçlere baktığımızda bu konuda iyimser olmak güç görünüyor, fakat neden olmasın?
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025