Arife KÖSE
Pek çok başka farkın yanı sıra Türkiye’nin, geçmişle hesaplaşma konusunda Arjantin, Yunanistan gibi ülkelerden iki önemli farkı var. Birincisi, her ikisinde de askerler darbe yaptıktan sonra yönetimden çekilmediler ve dolayısıyla diktatörlükleri döneminde yapılanlardan dolayı suçlayabilecekleri başka birileri yoktu. Türkiye’de ise her darbeden sonra yönetimi güya sivillere bırakıp ama bu arada demokesin kılıcı gibi tepelerinde sallanmaya devam edip bu süre içerisinde olup biten her şeyi, “bakın işte gördünüz mü, siviller bu işi beceremiyor” diyerek bir sonraki darbenin bahanesi olarak kullandılar.
İkincisi ise, hiçbirisinde arka arkaya beş altı darbe yaşanmadı. Dolayısıyla bu ülkelerin yüzleşmesi ve hesaplaşması gereken darbe sayısı birkaç tane iken Türkiye çok yakın geçmişe kadar ve hatta hala bu müsibetle uğraşmak zorunda kaldı. Türkiye açısından geçmişle yüzleşme dediğinizde başlamanız gereken tarihin 1915 Ermeni soykırımı olduğunu düşünürseniz elimizde hesaplaşmamız gereken kocaman bir 100 yıl, yani bir asır olduğunu görürsünüz.
Peki o zaman ne yapacağız?
Hazır Kürt sorunu da çözülme aşamasına gelmişken hep beraber unutalım gitsin mi geçmişte yaşananları?
Ergenekon ve Balyoz davalarının düşürülmesi ve kapsamının daraltılması yeni bir toplumsal sözleşmenin tamamlanmasına gerçekten katkı sağlayabilir mi?
Üstelik bunlara bir de Kozmik Oda davası eklenmek üzere bu aralar ki oradan çıkacakları aslında hepimiz biliyoruz da bir türlü pandoranın kutusunu açamıyoruz.
Kısaca ‘büyük af büyük barış’ olarak özetlenen bu formülasyon Kürt sorununun çözümüne dair umutların artmasıyla birlikte daha da büyük heyecanla ileri sürülmeye başlanmasına rağmenaslında hiç de yeni değil. Hatırlarsanız zaten bir süreden beri, darbecileri aklama çabası içinde olanlar Balyoz, Ergenekon ve KCK adını yan yana alarak, bu davalardan ceza alanları ya da onların avukatlarını aynı panellerde konuşturarak bir tür paralellik kurmaya çalışıyorlardı. Sanki bu üç dava aynı kategorideymiş gibi propoganda yapıyorlardı. Kırk yıllık darbeciler birdenbire özgürlük timsali olarak dikilmişti karşımıza.
Şimdi aynı mekanizma, Kürt sorununda ciddi adımlar atılmasıyla birlikte bu hamlesini bir adım daha ileri taşıdı. “Teröristleri serbest bırakıp, teröre karşı yıllardır savaşanları hapiste mi tutacaksınız?” demeye başladı. Bakın Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetelerine, bu anlamı içermeyen bir yazının olmadığı tek bir gün göremezsiniz.
Bu kadar iddialı ifade etmek çok doğru mu emin değilim ama sonuçta bugün hepimizde yeni bir toplumsal sözleşme yapma aşamasına geldiğimiz hissini yaratan asıl konu Kürt sorununun çözülme umudunun doğmuş olmasıdır. Ve bunun önünü açan en büyük gelişme darbecilerin cezaevinde olmasıdır ki aslında sivil uzantılarının önemli bir kısmı hala dışarıdadır. Dolayısıyla bir ‘sözleşme’den söz edeceksek bile, darbecilerin bu sözleşmede yeri yoktur. İster işkence yapmış ve tankları yürütmüş olsun, ister sadece planlamış olsun. Çetin Doğan’ı cinayet işlemediği, işkence yapmadığı, kısacası aslında darbe yapmayı başaramadığı için bugün affetmeye kalkarsanız on yıl sonra Kenan Evren gibi bir adam karşınıza dikilip tıpkı mahkemede yaptığı gibi “Ben darbeye teşebbüs etmedim, darbe yaptım. Ben kurucu gücüm, bu mahkeme beni yargılayamaz” deme cesaretini kendisinde bulur.
Mevzu uzun, yerimiz kısıtlı. Son sözü İtalya’da Gladio’nun kalbine inen Fellice Casson’a verelim, “Askerlerden de tepki geldi. Hatta sizin Jandarma Genel Komutanı’nız ayarında bir komutan beni açıktan tehdit etti. ‘Bu soruşturmayı böyle sürdüremezsiniz, üzerini örtün’ dedi. Ama onu da tutuklattım…Gladyo gibi örgütler kanser gibidir. Tamamen yok etmezseniz yeniden ürer, metastaz yapar, yayılmadığı kurum kalmaz. Tümörü almanız, çeteyi söküp atmanız şart.”
Biz ise daha yeni başladık.. Cezalandırmanın bu tümörün söküp atılmasındaki yerine de dünyadan örnekleriyle birlikte haftaya bakalım.
Arife Köse
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.02.2018
8.02.2017
15.04.2016
11.04.2016
15.02.2016
5.02.2016
10.01.2016
28.12.2015
8.02.2015
4.02.2015