Aslı Aydıntaşbaş
Gün, yeni bir şey söyleme günü. İktidar açısından da, muhalefet açısından da 16 Nisan sonrası eski ezber ve söylemle yürümenin anlamı yok.
Referandum sonuçlarının değişmeyeceği belli oldu. CHP’nin 16 Nisan gecesi gıkının çıkmaması, daha sonra da âdet yerini bulsun diye “Oraya başvurduk”, “Buraya itiraz ettik” diye oldukça cılız bir ses çıkarması, durumu kabullendiğini gösteriyor.
Haliyle artık karşımızda yeni bir siyasi gerçeklik var: Türkiye artık alelacele hazırlanmış ve oldukça dengesiz bir başkanlık sistemine geçmiş bulunuyor. 2019’daki seçimler buna göre yapılacak.
Haliyle siyaseti, yeni parametrelerle düşünmek, yeni bir şeyler söylemek lazım.
Ne iktidar, ne de muhalefet bu durumu tam idrak etmiş değil.
Günlerdir televizyon ekranlarında iyikötü referandum analizleri yapılıyor. Geçen yazımda, Kürt oylarının AKP’ye kaydığı tezinin tam bir safsata olduğunu, OHAL gücüyle Yüksekova’dan, Şırnak’tan, Cizre’den alınan oyun iktidar partisi açısından kalıcı olmayacağını yazmıştım. Elbet bir gün bu ülkede daha özgür bir seçim ortamı olacak ve işin rengi o zaman belli olacak.
Ancak bunun dışında referandum sonuçlarında göze çarpan iki önemli veri var ki, hem iktidar hem de muhalefet için 2019 için önemli mesajlar içeriyor. İktidardan başlayalım.
İktidar partisinin seçimi zar zor kazanmış olmasının nedeni, sadece MHP tabanının Hayır’a kaymış olması değil; AKP’li elitler ve orta sınıfın da bu değişikliği reddetmesi. Metropoll kamuoyu araştırma şirketinin İstanbul ilçelerindeki seçim sonuçları ile 1 Kasım sonuçlarını karşılaştırdığı grafikleri inceledim. İktidar partisinin kendi seçmenini topyekûn “evet” oyuna ikna ettiği yerler, Sultanbeyli, Sultangazi gibi nispeten alt gelir grubunun yaşadığı mahalleler. Buna karşın Üsküdar, Beykoz, Tuzla gibi muhafazakârlığın orta sınıf olarak tecelli ettiği mahallelerde, 1 Kasım oyları ile Evet’ler arasında büyük farklar var. Yani? İktidar, kendi elitini ve muhafazakâr orta sınıfı ikna edememiş.
Bu kesim, 2019’daki yerel seçim başarısı için kritik. Söz ettiğimiz insanlar, muhtemelen hâlâ AKP’ye meyilli ancak Sultangazi’deki adam gibi “Reisçi” değil. Demokratik değerleri önemsiyor. Batı’dan kopan, dış politikasında yalpalayan, içeride baskıcı bir Türkiye’yi istemiyor. Orta sınıf, başı açık da olsa, kapalı da olsa, radikalizmi sevmez. İktidar partisinin eylemleri de, söylemleri de radikal bir noktada. Bir de buna kraldan kralcı kalemşörleri, trolleri ve troliçeleri ekleyince ortaya, iyi-kötü mürekkep yalayan herkes için itici bir görüntü çıkıyor.
İktidar, trolizm batağından kurtulup dünyayla ilişkilerini daha rasyonel bir şekilde tanzim etmezse, ekonomiyi tutamazsa, bu kesimi 2019’da yine kaybedebilir.
Ve eninde sonunda Türkiye sağından daha makul bir alternatif çıkar.
İkinci sözüm de muhalefete... Yapmanız gereken en önemli şey, Türkiye’deki 165 bin sandıkta müşahit bulundurmaktı ve bunu yapamadınız. Üzerinde düşünülmesi gereken bir ayıp.
Ana muhalefet partisinin Türkiye’nin en az yüzde 30’unda örgütlenemiyor ve oy alamıyor oluşu, Kürt ve muhafazakâr seçmene itici gelmesi, Evet’in yüzde 49’luk başarısına rağmen CHP oylarında herhangi bir yükseliş olmayışı, 2019 başkanlık seçimleri için yepyeni stratejileri elzem kılıyor. Vitrinde 3-5 kişi değiştirmekten söz etmiyorum: 2019 yerel seçimlerini ve başkanlık iddianızı yeni parametrelerle düşünmek zorundasınız. CHP, ikinci turda seçmenini yönlendireceği adayı ve siyaset ağını, şimdiden düşünmek zorunda.
IPSOS’un araştırmasına göre, Evet diyenlerin yüzde 88’i Türkiye’nin “daha iyi ya da çok daha iyi” olacağını düşünüyor. Bu, çok önemli bir veri. Seçmenin yarısı, şu ya da bu şekilde iktidar partisinin kendisine daha iyi bir gelecek ve vizyon sunduğunu düşünüyor.
Siyaseti takip edenler bilir: Umut ve öfke arasında her zaman umut kazanır. Bütün bu yol, köprü, sosyal sigortalar muhabbetlerini küçümsemeyin. Türkiye seçmeni, devinim ve refah arzuluyor.
Muhalefetin 2019’da seçim kazanabilmek için sadece protesto ve itiraza değil, insanlara daha iyi bir hayat vaat edebilecek bir ekonomik vizyona yönelmesi gerekiyor. Günün birinde yüzde 49’un ortak bir adayı olacaksa, ancak bu sayede kazanabilir. Tayyip Erdoğan ezcümle seçmene diyor ki “Ben otoriter, astığım astık, kestiğim kestik bir lider olabilirim. Ama size yol, köprü ve daha iyi bir hayat veriyorum ve vermeye devam edeceğim.”
Buna karşı yeni bir söz, yeni bir yüz lazım.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018