Aydın ENGİN
Neyi tartışmalı: Başkanlık sistemini mi, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını mı?
Hatta daha kestirme sorayım: Neyi engellemeli ?
Başkanlık sistemini mi, Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olmasını mı ?
Eğer başkanlık sistemini tartışacaksak bu artıları ve eksileri olan konuda farklılaşabiliriz.
Tercihlerimize göre başkanlık sisteminin yararlarını sayar döker, buna karşılık parlamentonun ağır bastığı sistemlerdeki aksaklıkları sergileyebiliriz.
Ya da tersi: Başkanlık sisteminin sakıncalarını sayar döker, parlamenter sistemin daha iyi işleyebilmesinin koşullarını sıralayıp savunabiliriz.
Ama sanırım (ve umarım) AKP’lilerin ortaya attığı “Türkiye tipi başkanlık sistemi” gibi bir garabeti ve ne mal olduğu daha adından belli bir sistemi bırakın kabullenmeyi tartışma konusu bile yapmayız.
Tamam, olası bir yeni Anayasa’nın çatısı, temel ilkeleri AKP ile Kürt siyasal hareketinin başlayan müzakere sürecinde belirlenecek. Burada sosyalist solun, Kürt sorununu ülkenin demokratikleşme sorunundan bağımsız ele alınamayacağını düşünenlerin sonucu doğrudan etkilemeleri pek kolay hatta mümkün olmayacak.
Oysa Kürt siyasal hareketinin, özellikle belirleyici etken Abdullah Öcalan’ın bilinen pragmatizmi (=İlkelerden çok sonucu hedefleyen tutumu) barış ve demokratikleşme sorununu birbirinin mütemmim cüzü (= ayrılmaz bileşeni) olarak mı, yoksa bir ikilemin (=İki seçenekten birini tercih etmeye zorlayan durum) seçenekleri gibi mi ele alınacağı konusunda haklı kaygı ve soru işaretleri yaratıyor. Ancak bu “Sonucu etkileyemeyeceğimize göre bir sonuca varılmasını bekleyelim ve üstünde uzlaşılan sonuca bakıp ona göre tutum belirleyelim” tembelliğine mazeret olamaz.
Kürt hareketinin bu güne dek eşit haklı yurttaşlık, etnik vurgudan arındırılmış bir anayasa, yerel yönetimlerin güçlendirilip, Ankaranın merkeziyetçi egemenliğini kırmak gibi temel ve ilkesel konularda dostluk elini hiç geri çekmemiş ve dayanışmada geri durmamış sosyalistlerin, demokratların “Ver barışı, al başkanlığı” gibi sefil bir düzleme razı olmayacaklarını bilmesinde yarar var.
Keza AKP tepelerinin de “BDP sıkıştı, Öcalan hapiste, PKK yoruldu. Müzakere masasında diz çöktürürüm” hesabının tutmayacağını, ülkede etkili ve gür itirazların yükseleceğini bilmesinde yarar var.
AKP’nin bu konuda –eğer becerebilirse- ders çıkarabileceği bir deney birikimi de var: Meclis’ten, AKP tepelerine rağmen pratik sonucu “Irak’ta savaşa hayır” olan kararın çıkmasında bu ülkenin sosyalistlerinin, aydınlarının, demokratlarının, antimilitaristlerinin, “amasız, fakatsız barış” diyen kesimlerinin katkısını hatırlamaları yeter.
* * *
Yazının başlığına, baş tarafına dönersek, tartışmayı “Başkanlık sistemine evet mi, hayır mı” sığlığına ve darlığına hapsetmeden barışı ve demokratikleşmeyi bir ve aynı anda tartışmak galiba en akılcı yol.
Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını ise…
Ciddi olalım: Bunun tartışılacak yanı mı var?
Olsa olsa eğer iş o noktaya yönelirse bunu nasıl engelleriz üstüne tartışmamız gerek.
Üstelik tartışmakla kalmayıp “Bunu yapabiliriz” güveni ile kolları sıvamak gerek.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021