Ayşe HÜR
Günümüzün ulus-devlet sistemi, Avrupa’yı asırlarca esir alan din ve mezhep savaşlarına son veren 1648 Westphalia (Vestfalya) Antlaşması’yla başlayan çok uzun bir sürecin ürünü. ‘Self determinasyon hakkı’ ya da Türkçeye geçtiği şekliyle ulusların ‘kendi kaderini tayin hakkı’ (bundan böyle kısaca KKTH diyeceğim) ilk kez, o güne dek Britanya Krallığı’na bağlı olan 13 koloninin duruşunu özetleyen 1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nde şöyle yer almıştı: “Bir ulus, kendini bir başka ulusa bağlayan siyasal bağları koparma, doğa yasalarının ve Tanrı’nın, o ulusa dünya devletleri arasında bahşettiği bağımsız ve eşit yeri alma gereği duyabilir.
Biz şu gerçekleri aşikâr olarak kabul ediyoruz ki; bütün insanlar eşit olarak yaratılmışlardır ve Yaratıcı tarafından terk edilmez haklarla bezenmişlerdir. Bunların başında ise, yaşam, özgürlük ve mutluluğu takip etme hakkı gelmektedir. İşte bu hakları garantiye almak için insanlar arasından meşru güçlerini idare edilenlerin rızasından alan hükümetler oluşturulmuştur. İşte ne zaman herhangi bir yönetim bu amaçları tahribe yönelirse, insanların hakkı ya o yönetimi değiştirmek ya da bu ilkeleri benimseyecek yeni bir idareye yol açmak için onu ortadan kaldırmaktır.”
1815 VİYANA KONGRESİ
15 yıl süren Napolyon Savaşlarının ardından Büyük devletler, 1815 Viyana Kongresi’ni sonra, KKTH’den çok, ‘toprak bütünlüğüne saygı’ (uti possidetis juris) ilkesine önem verdiler. Bu konudaki iki istisna, 1830 Londra Konferansı’nda Belçika ve Yunanistan’ın bağımsızlığının tanınması oldu. Tüm Avrupa’yı sarsan 1848 Devrimleri sırasında Alman, İtalyan, Macar ve Polonyalılar arasında milliyetçilik akımları ve 1861’de İtalyan Birliği, 1871’de Alman Birliği kuruldu. Uluslararası düzenin oluşmasında önemli bir dönemeci oluşturan 1878 Berlin Kongresi’nde bir adım daha atıldı ve 1856’dan beri masada olan Romanya’nın bağımsızlığı resmen tanındı. Bu tarihten itibaren, KKTH, kendini etnik ya da dilsel açıdan diğerlerinden farklı gören ‘milli’ toplulukların en önemli meşruiyet kaynağı olmaya başladı.
OSMANLI KÜRTLERİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun tebaası olan Kürtler bu zaman dilimi içinde, defalarca başkaldırdılar ancak bu başkaldırıların temel niteliği çevrenin merkezileşmeye karşı tepkisiydi. Bazı kaynaklara göre ilk milliyetçi temalar, 1847’de Botan Emiri Bedirhan Bey’in ayaklanması ile 1880 Şeyh Ubeydullah’ın ayaklanmasında ortaya çıkmıştı ama sonuçta uzun kargaşa döneminin sonunda en azından Sünni Kürtler, İslam ittihadı politikalarıyla imparatorluğu toparlamaya çalışan II. Abdülhamit’in şahsında devletle barıştılar, Hamidiye Alayları gibi örgütlenmelerle, merkezin politikalarının Kürdistan topraklarındaki temel uygulayıcıları oldular.
Ancak, 19. yüzyılda sadece Kürtlerde değil Türklerde de ‘milli’ bilinç yoktu. Hedef, II. Abdülhamit’in istibdat rejimini yıkmaktı. Bu amaçla her iki kesim de 1889’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde (İTC) birleştiler. Türkçülük akımının güçlü bir damar halinde ortaya çıktığı 1918’de kurulan Kürt Teali Cemiyeti’nde toplanan Kürtler, kültürel kimliğin ötesine geçmişlerdi ama ortak bir siyasi tavır geliştirememişlerdi. Örneğin cemiyetin başkanı Seyyid Abdülkadir sıkı bir Osmanlıcı idi ve siyasi hedefi Hilafeti de koruyarak Osmanlı Devleti içinde Kürtlere otonomi (özerklik) verilmesiydi. Bunun için de Kürt toplumundan çok ABD, Britanya ve Fransa gibi dış güçlere bel bağlamıştı. Cemiyetin belkemiğini oluşturan Bedirhanlar ve Cemilpaşazadeler gibi Kürt aristokratları ise bağımsız bir Kürdistan için mücadele ediyorlardı ama arkalarından gelen yoktu.
LENİN VE WILSON’UN KATKILARI
1914’te “Halkların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” başlıklı ünlü makalesini yayımlayan Sovyet Rusya’nın lideri Lenin bu konuda önemli bir açılım getirdi. 1917 Bolşevik Devrimi’nin hemen ardından Lenin ve Stalin’in imzasını taşıyan ve “Rusya Müslümanları, Volga ve Kırım Tatarları, Sibirya ve Türkistan Kırgızları ve Sartları, Kafkas Ötesi’nin Türk ve Tatarları, Çeçenler ve Kafkas dağlıları, sizler!.. Camileri ve ibadethaneleri yıktırılmış, inanışları ve gelenekleri Çarlar ve Rusya’nın baskıcıları tarafından ayaklar altına alınmış olan sizler!.. Farisiler, Türkler, Araplar, Hintliler!...” diye devam eden ünlü çağrı, yüzyıllardır cahilliğe, yoksulluğa, baskıya, zorbalığa ve sömürüye mahkum edilmiş Doğu halklarına ilaç gibi geldi.
Aynı dönemde savaş sonrasında kurulacak dünya düzeninin ‘milliyet esasına göre’ olacağını düşünen ABD Başkanı Wilson’un başlangıçta Yahudi çevrelerinin taleplerinden esinlenerek şekillendirdiği 14 ilkesinde doğrudan KKTH’den söz edilmiyordu ama 6 ilke bu konuyla ilgiliydi. 12. Madde ise “Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk olan kısımlarının Osmanlı egemenliği sağlanacak fakat Türk olmayan diğer halklara otonom idareler verilecek, Çanakkale Boğazı’nın milletlerarası garanti altında her milletin gemilerine daimi suretle açık olacak” diyordu. Bu madde, en çok 1915’te büyük bir trajedi yaşamış Ermenileri ve bağımsızlıkçı Kürtleri heyecanlandırmıştı.
Ancak Sovyet Rusya liderleri, Anadolu’da, Kürtleri değil Türkleri tercih ettiler. ABD ve Britanya da benzer tercihler yaptı. King-Crane Komisyonu ve General Harbord’un raporlarıyla Ermeniler, Binbaşı Noel’in raporlarıyla Kürtler deyim yerindeyse “havalarını aldılar”.
Ancak Sovyet Rusya ve Büyük Devletler, sadece Osmanlı bakiyesi gruplar için değil, ABD’deki ve Avrupa’daki halklar için de benzer tavrı takınmışlardı. Örneğin Bolşevikler 1917 Ekim Devrimi’ni takip eden günlerde Finlandiya’nın bağımsızlık kararını hemen tanıdılar. Ama Stalin kadim düşmanı Britanya’yı zayıflatacağı için İrlandalıların KKT Hakkı’nı savunurken, Rusya’nın etnik ve siyasal hinterlandı saydığı Sırpların, Hırvatların, Slovakların, Çeklerin KKT hakkına karşı çıkıyordu. Sonunda şu oldu: 1918 Sovyet Anayasası’na konan KKTH, 1990’a kadar hayata geçmedi.
Aynı şekilde 1918 Ekim’inde Britanya Dışişleri Bakanlığı’nca yapılan bir açıklamada şöyle deniyordu: “Amerikalı zencilerin, Güney İrlandalıların veya Katalanların, kendi devletlerinin temsilcileri olarak devletlerarası toplantılara katılma istekleri doğrultusunda atılacak en küçük bir adım bile tavsiye edilebilir değildir. Eğer bu hak Makedonlara veya Alman Bohemyalılarına verilecek olursa, en ufak millete bile vermemiz gerekmektedir.” 1919’da Wilson da “Bozguna uğramış imparatorlukların toprakları içinde yaşayan halk dışındaki halklara kendi kaderini tayin hakkı tanıma üzerinde anlaşmak, barış konferansının ayrıcalıkları içinde değil” diyerek, liberal duruşundan çark etmişti.
Savaştan sonra ‘her ulusa bir devlet’ kurulamadığı için, savaşta yenik düşenlere ‘ulusal azınlık hakları’ adı altında bir çeşit ‘teselli ikramiyesi’ verildi. Ancak, yeni kurulan ulus-devletlerde, önceden de egemen olan etnik grup, yeni kurulan devlette de egemen oldu. Dolayısıyla devletler istediği azınlık grubuna ‘azınlık statüsü’ tanıdı, istemediğine tanımadı.
MİLLİ MÜCADELE’DE KÜRTLER
Anadolu’da hangi etnik grubun ulus-devletini kuracağı konusu 1919-1922 arasındaki Milli Mücadele döneminde netleşti. Bu dönemde Kürtlerin siyasi bölünmüşlüğü devam etti. Bazı Kürtler Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulmasından endişe ettikleri için Kemalist güçlerle işbirliği yapmayı seçtiler. Böylece 1919’da toplanan Erzurum ve Sivas kongrelerine ve 1920’de açılan (T)BMM’ye Kürt kökenli pek çok kişi delege ve milletvekili olarak katılmayı kabul etti. Bu katılım, ileriki yıllarda resmi tarihçiler tarafından ‘Kürtler kendi kaderlerini tayin hakkını, Türklerle birlik olma yolunda kullandılar’ propagandasına malzeme yapıldı.
Kongrelere veya Meclis’e katılmayan Cibranlı Miralay Halit Bey, Seyyid Abdülkadir, Bedirhaniler ve Cemilpaşazadeler gibi unsurlar ise Kemalist grupla açıkça çatışmaktan kaçınarak, gizlice özerklik veya bağımsızlık hedeflerini gerçekleştirmeye çalıştılar ve bu bağlamda Büyük Devletlerle temas içinde oldular. Ancak bu kesimler, bütüncül bir proje ortaya koyamadılar. 1920’de Milli Aşireti ve Bahtiyar (Cemil Çeto) Aşireti gibi Kemalist Türk milliyetçilerine açıkça meydan okuyanlar da vardı ama bu isyanların hem siyasi talepleri net değildi, hem de yerel kalmışlardı. Dolayısıyla kolayca bastırıldılar ve kolektif bellekte önemli yer tutmadılar. Mart-Nisan 1921’de Sivas havalisindeki 135 köyden oluşan Koçgiri Konfederasyonu’nun isyanı ise bunlardan farklıydı ama ortada hala ‘milli bilinç’ yoktu. Ankara, askeri açıdan epeyce hırpaladıktan sonra siyasi manevralarla Dersimlileri ikiye bölmeyi başarmış, Hozat-Ovacık liderlerini Dersim mebusu olarak meclise katılmaya ikna etmişti.
KÜRTLERE ÖZERKLİK SÖZÜ
1919-1923 yılları arasında Mustafa Kemal, Kürtlere bir kaç kez (örneğin Ekim 1919’da Amasya Protokollerinde, Ocak 1923’e İzmit Basın Konferansı’nda açıkça, 1921 Anayasası’nda zımnen) ‘özerklik’ sözü vermiş, böylece Lozan Barış Görüşmeleri sürerken, Kemalist güçlerle ittifak yapan Kürtler ayrı bir çözüm arama ihtiyacı duymamışlar, 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nın, Kürt yurdu Musul’u dışarıda bırakacak şekilde imzalanmasına TBMM’nin Kürt mebusları güçlü bir tepki vermemişlerdi.
Mart 1924’te TBMM neredeyse oybirliği ile Halifeliği kaldırılırken Sünni-Şafii Kürt milletvekilleri karşı çıkmadılar ama bu kararı bahane ederek, Şubat 1925’te Nakşibendî Şeyhi Said’in önderliğinde Sünni Zazalar isyan ettiğinde, henüz Kürt milliyetçiliğinden söz edilemeyeceği iyice netleşti. Çünkü Kızılbaş Kürtlerin yurdu Batı Dersim’den bazı aşiretler isyancılara destek vererek Hozat’ı ve Bitlis’i basmak için görüşmeler yapmışlarsa da Dersim’in geneli ayaklanmaya ilgisiz kaldı. Varto’daki Kızılbaş Hormek, Lolan ve Heydaran aşiretleri hükümet kuvvetlerinin yanında savaştı. Ama daha önemlisi, Diyarbakır ve Elazığ gibi Sünni Kürtlerin ağırlıkta olduğu şehir merkezleri de isyancılara destek vermedi. İsyancıların lideri Şeyh Said akrabası Binbaşı Kasım Bey’in işbirliğiyle yakalanınca hem siyasi, hem askeri açıdan örgütlü olan Türk tarafı, isyanı kolayca bastırdı.
1926-1930 yılları arasında Sünni, Alevi ve seküler Kürtlerin (ve dahi Ermeni milliyetçilerinin) Ağrı Dağı’nda bir Kürt cumhuriyeti kurma çabaları ise gerek Türkiye ile İran’ın Kürtleri ezmekteki ortak kararlılığı, gerekse Türkiye’deki ve İran’daki Kürt aşiretlerinin Ağrı’daki oluşuma destek vermemesi üzerine başarısızlığa uğradı. 1937-1938’de Dersim’deki Kızılbaş Kürtlere yönelik kanlı harekat ise, komşu bölgelerdeki Sünni Kürtleri bile ilgilendirmedi.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI
Türkiye’de bunlar olurken, KKTH’yi azınlıklar lehine değil, kendi lehlerine yorumlama şampiyonu olan Almanya, Avusturya, İtalya ve Macaristan’ın yayılmacı milliyetçi (irredendist) talepleri 30 milyon hayata ve büyük yıkımlara neden olan İkinci Dünya Savaşı ile sonuçlandı. Savaş sonrasında yenik düşmüş, parçalanmış, topraklarını ve saygınlığını yitirmiş pek çok ulus-devlet rahatsızlık içindeydi. Ayrıca, savaş sırasında Slovaklar veya Hırvatlar gibi bazı ulusal azınlıkların Nazilerle işbirliği yapacak kadar ‘haince’ bir tutumla ulusal davalarını gütmeleri de unutulmamıştı. Bu nedenle savaş sonrasında konuya daha temkinli yaklaşıldı ve ulusal azınlık hakları yerine bireysel insan haklarına vurgu yapıldı. Nitekim 1945’de Milletler Cemiyeti’nin yerine kurulan Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmeleri ile 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin metinlerinde ‘ulusal azınlık hakları’ yerine ‘ayrımcılığın önlenmesi’ kavramları kullanıldı.
YENİDEN TOPARLANMA
Savaş sonrasında Türkiye’de en basit talepleri bile baskı, zulüm, yıldırma, silah, bomba, hatta zehirli gaz gibi sert yöntemlerle karşılanan Kürtler 1946’da ‘Çok Partili’ yaşama geçildiğinde sindirilmiş durumdaydılar. Bırakın siyasi örgütleri, kültürel örgütleri bile yoktu. 14 Mayıs 1950’de yapılan tarihi seçimlerde bazı Kürt toplum liderleri Demokrat Parti (DP) listelerinden aday olurken, Kürtlerin büyük bir bölümü oylarını ilk kez CHP’ye değil, DP’ye verdiler. Bu tarihlerden itibaren Türkiye’nin modernleşmesiyle uyumlu olarak çeşitli kesimlerden Kürt çocukları üniversite eğitimi için büyük şehirlere gelmeye başladılar. Bu kesimlerin çıkardığı bazı yayın organları aracılığıyla Kürt tarihi, uygarlığı ve edebiyatı dünyaya, komşu halklara ve Kürtlerin daha çok kentli kitlelerine ulaştırıldı. Kahire ve Erivan’dan yapılan Kürtçe yayınların da katkısıyla ‘etnik kimlik bilinci’ artık bir avuç Kürt milliyetçisinin özel alanı olmaktan çıkmaya başladı. Devletin buna tepkisi her zamanki gibi sert oldu. DP iktidarının son yıllarında görülen 49’lar Davası; 27 Mayıs darbesinden sonra kurulan Sivas Kampı ve 23’ler Davası ilk akla gelenler.
Bu yıllar aynı zamanda dünyada sömürgeciliğin zoraki de olsa sona erdiği yıllardı. 14 Aralık 1960’ta BM Genel Kurulu’nun 1514(XV) sayılı sömürge ülkelerine ve halklarına bağımsızlık verilmesine ilişkin kararında bu temkinli (ya da ikiyüzlü) tavır çok belirgindi. Çünkü kararda hem “Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakları vardır, bu hak sayesinde siyasi statülerini özgürce belirler ve özgürce kendi ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlar” deniyordu hem de “Bir ülkenin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü kısmen ya da tamamen bozmaya yönelik her girişim, BM Antlaşması’nın amaç ve ilkeleriyle bağdaşmaz” deniyordu. Bu furyada yaklaşık 50 kadar ulus-devlet kuruldu. Elbette Kürtler bu furyayı da kaçırdılar.
Aslında o yıllarda dünya çapında sosyalizm ideolojisinin ‘moda’ olduğu yıllardı. Sol eğilimli Kürt aydınları siyasi taleplerini 1961’de kurulan Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde dile getirmeye başladılar. Muhafazakâr Kürt aydınları ise Irak’taki Barzani hareketine eklemlenerek, Türkiye Kürdistan Demokratik Partisi’nde (T-KDP) örgütlendiler. (Bu arada Barzani’nin kendi ajandası vardı. İran ve Suriye Kürtlerinin ise kayda değer siyasi örgütlenmesi yoktu.) Bu iki kesim birlikte hareket ederek 1967’de çeşitli il ve ilçelerde ‘Doğu Mitingleri’ düzenlendiler ancak, KKTH’yi sadece sömürge halklarını değil, dünya yüzündeki tüm halkları kapsayan bir hak olarak tanımlayan 1975 Helsinki Nihai Senedi imzalandığında aydın Kürtler dışında, geniş kitleler nezdinde henüz bölgesel (İran-Irak-Suriye-Türkiye) dinsel (Sünni-Kızılbaş) ve hatta aşiretsel aidiyetleri aşan bir Kürt milli kimliği ve dolayısıyla Kürt milliyetçiliğinin siyasi projesini hayata geçirecek güçlü bir örgütlenmesi yoktu. Halbuki 1960-1980 arasında yaklaşık 50 ulus-devlet daha kurulacaktı.
AB’NİN BELİRSİZ TAVRI
1970lerin ortalarından itibaren sol hareketlerden umudunu keserek kendi örgütlerini kuran Kürtlerin rotası 12 Eylül 1980 darbesinden (özellikle de Diyarbakır Cezaevi vahşetinden) sonra iyice netleşti. Bu örgütlerden biri olan PKK’nın güçlenmesi Doğu Bloğunun yıkılması süreciyle üst üste düştü. Ancak 1989’dan itibaren Çekoslovakya, Yugoslavya ve Sovyetler Birliği etnik temelli küçük devletlere ayrılmaya başladığında, benzer çözülmelerin kendilerinde de olmasından korkan Batılı ulus-devletler yeni tedbirler aldılar. Örneğin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) ürettiği bütün belgelerde, ulusal azınlık konularında açık tanımlamalar yapmak yerine siyasi taahhütler olan genel ilkelere gönderme yapmakla yetinildi. AB deyince ilk akla gelen 1990 tarihli meşhur Kopenhag İnsani Boyut Belgesi bile ilke olarak KKTH’yi tanırken, devletlerin toprak bütünlüğüne değinen uluslararası antlaşmalara atıfta bulunmayı ihmal etmedi. Aynı şekilde, 1989 Viyana Belgesi, 1990 Yeni Bir Avrupa için Paris Şartı, 1991 Moskova Belgesi, 1992 BM Ulusal veya Etnik, Dinsel, Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Bireylerin Hakları Bildirgesi ve 1993 Dünya insan Hakları Viyana Bildirgesi’nde konu, grup haklarından ziyade kişi hakları çerçevesinde ele alındı ve toprak bütünlüğüne halel getirmemek şartına bağlandı. Uluslararası toplumun isteksizliği bir yana, o yıllarda Barzani, Talabani ve Öcalan gibi liderlerin önderliğinde üçe (İran ve Suriye Kürtleri de eklenirse beşe) ayrılmış olan Kürtlerin, 20’den fazla yeni ulus-devletin kurulduğu bu dördüncü dalgadan yararlanması mümkün olmadı.
Bugün Ortadoğu’da haritaların yeniden çizilmesi ihtimali ortaya çıkmışken, Kürtlerin ulus-devletlerini kurmak için son şansının da heba edilmek üzere olduğunu düşünen kesimler var. Kişisel olarak ulus-devlet sisteminin halklara hiç bir hayır getirmediğini düşünüyor ve sınırların olmadığı bir dünyada barış içinde birlikte yaşama hayali kuruyorum. Ancak ulus-devlet sistemin 1648’den beri büyük bir azimle muhafaza edildiği bir dünyada, Irak, Suriye, İran ve Türkiye gibi demokratikleşmesi maalesef çok zor görünen katı ulus-devletlerin insafına kalmış olan, dünyanın devletsiz en büyük (tahminler 20 ila 40 milyon arasında değişiyor) etnik grubu olan Kürtlerin bağımsız devletlerini kurmak istemelerini son derece meşru görüyorum.
Herkese iyi pazarlar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016