Berat ÖZİPEK
“Neyle ödenebilir bunlar? Bir öç mü sadece? Öcü ne yapayım ben, canavarlar cehenneme gidecekmiş; cehennem yaptıkları kötülüğü mahvettikleri hayatı geri getirebilir mi? Öcü alınamayacak gözyaşlarını temele akıtarak bu binanın mimarı olmaya razı olur muydun, yalansız söyle!”
Dostoyevski, Karamazov Kardeşler
Gazze’de bir yılda 50.000’e yakın insan ve 17.000’den fazla çocuk öldürüldü. Her gün kolu bacağı kopmuş vücudu kısmen veya tamamen yanmış çocukların görüntüleri “hassas içerik” kaydıyla gözümüzün önüne düşüyor.
Neden oluyor bütün bunlar? Ne oluyor?
Dini, soyu, milliyeti bir tarafa koyarak bakınca görünen nedir?
Elinde fırsatı olan bir grup insan, kendisini savunamayacak durumda olan başka bir grup insanı sürerek, öldürerek evine barkına el koyuyor. Bunun için şehirleri yok ediyor, ötekilerin üzerine bomba yağdırıyor ve o bölgeyi onlardan boşaltıyor.
Ve onlardan aldığını başkalarına veriyor.
Filistin’i, İsrail’i, Yahudi’yi, Arap’ı geçip, yukarıdan bir yerden olup bitene bakın. Eğer görme duyunuzu kimlikle, ideolojiyle bozmadıysanız, gördüğünüz bu olacaktır.
Bir tercihin analizi…
İnsan canını aldığı, malına, arazisine el koyduğu insanları zihninden silmeden orada mesut mutlu bir hayat kurabilir mi? Başkasının mutsuzluğu pahasına, orada huzurlu bir hayat sürebilir mi?
Ağlayanın malı gülene hayreder mi?
Yoksa insan yaptığı kötülüğü ne kadar mantığa büründürse de ne kadar dini, milli veya ideolojik gerekçe bulsa da hakkına girdiği insanların hayali her an onları rahatsız mı eder?
Sokrates haksızlıkla gasp ederek tahta ele geçiren Arkhealos’un ne kadar mutlu görünürse görünsün aslında mutsuz olduğunu düşünüyordu. Çünkü ona göre haksızlık eden insan, haksızlık ettiğini bilen insan mutsuzdu. Ne kadar izah etmeye, meşrulaştırmaya çalışırsa çalışsın üzerinde hep bunun yükünü taşır, asla huzur bulamazdı. Cezasını çekmedikçe de mutsuzluğu artardı.
İnsan ruhunun derinlerinde neler var, bunlardan hangisi doğrudur, o derinleri görmekten de göstermek de kolay değil. Ama dünyada olup bitmekte olanı görebilir ve orada insanın insana yaptığını gösterebiliriz.
“Batan geminin malları”
Başkalarının felaketi, ölümü ve ailesinin dağılması pahasına mutlu bir hayat kurulacağını sanmak vahim bir yanılgı olmalı.
Ama insan bunu da tercih edebiliyor.
Mesele bilmemek de değil. İnsanın bütün bunları bilmeden yaptığını, birini sürüp öldürüp evine el koyarken, bunun yanlış olduğunun farkında olmadığını söyleyemeyiz. Kendisine ev bark “bağışlananların” da bunun nereden geldiğini bilmediğini de söyleyemeyiz. Tıpkı Amerika’nın “keşfinden” sonra orada tarihin en büyük soykırımı gerçekleştirenlerin, orada “yeni dünya” kuranların, oranın yerli halklarının, çoluğu çocuğuyla on milyonlarca Kızılderili’nin nereye gittiğini bilmediklerini söyleyemeyeceğimiz gibi.
Bütün mesele Dostoyevski’nin sorusunda aslında: “Temeline gözyaşları akıtılmış bir binanın, şehrin veya ülkenin mimarı olmaya razı olur muydunuz?”
Temelinde çocuk bedenleri olan bir binada oturur muydunuz? Birini öldürüp evine, toprağına el koyar mıydınız? Ya da onları öldüren, evine barkına el koyan otoritenin bir parçası olur muydunuz? Onun sizin adına öldürmesini onaylar mıydınız? Size verdiğini alır mıydınız, yoksa üzerindeki kan lekesi yüzünden hayır mı derdiniz?
Bu soruya verilen “evet” cevabı, İsrail’in etnik temizlik politikasını ve o politik tercih üzerine kurulu hikayesini açıklıyor. Tabii Filistinlilerin 100 yıldır yaşadığı büyük felaketi de.
Dünyanın midesi kaldırır mı?
Başkasının evine barkına çöken insanların ya da kibar ifadesiyle “yerleşimciler”in, temelinde çocuk cesetleri olan evlerde, bahçelerde oturmaktan utanıp sıkılmadığı, hatta bunu kendinde hak gördüğü açık.
Ömür boyu çalışıp, yıllar içinde para biriktirip satın almaya gerek kalmaksızın, ev ve arsa sahibi olmak için meşrulaştırma amaçlı olarak anlatılan hikayelerden birini seçmek yeterli.
“Atalarımız üç bin önce buradaymış” veya “Tanrı bize buraları vadetmiş” gibi. Ya da çok izlenen bir videoda, İsraillinin “Evimi çalıyorsun!” diyen Arap komşusuna verdiği cevapta olduğu gibi: “Senin evini ben çalmasam başkası çalacak.”
Şimdi Gazze’de bombardıman devam ederken, insanlar çaresizlik içinde kuzeyden güneye, güneyden kuzeye savrulurken, İsrail’de daha şimdiden Gazze’nin enkazı üzerinde denize nazır inşaat projelerinden ve Batı Şeria’nın ilhakından söz ediliyor.
O projelerin gerçek mi yoksa acılı insanlarla dalga geçmek için üretildiğinin önemi yok. Çünkü zamana yayılmış biçimde şimdiye kadar yaşanan da bu. Sadece sessiz ve derinden yaşandığı için dünya olup biteni tam olarak görmüyordu. Hamas’ın 7 Ekim saldırısına İsrail’in soykırımla cevap vermesi ve Gazze’de bir yıl boyunca yaşanan vahşet, görmeye en isteksiz olanlara bile Filistin sorununu net olarak gösterdi.
Şimdi artık dünya biliyor ve sekiz milyar insanın mantığa büründürüp mazeret bulması söz konusu olmadığı için hak gaspını bütün çıplaklığıyla görüyor.
Şimdi mesele, sekiz milyar insanın ne yapacağı; onların midesinin kaldırıp kaldırmayacağı.
Görmek sorumlu kılıyor ve temelinde çocuk bedenleri olan bu inşaata ruhsat verip vermemek, yeryüzünde yaşayan herkese her şeyden önce ahlaki ve hukuki bir sorumluluk yüklüyor.
Bu yönüyle geldiğimiz noktada mesele Filistin’i de aşıyor. Yaşadığımız dünyanın nasıl bir yer olacağı, dünyanın midesinin bunu kaldırıp kaldırmayacağına, bu haksızlığa izin verip vermemesine de bağlı olacak.
Bunun ne tür sonuçları olacağı tartışılabilir ama kesin olan şu ki, artık herkes, İsrail de bu gerçekle yaşayacak.
“Meyvesi acı olacak”
“Burası senin cennetin. Ama toprağı masumların kanıyla ıslanmış. Peki ya meyvesi? Kara ve acı değil mi?” Agatha Christie’nin kahramanı Hercules Poirot, arazi uğruna bir çocuğu boğarak öldüren kadına böyle sesleniyordu.
Hesabı verilemeyecek, öç alınarak yerine gelmeyecek 17.000 çocuğun acısı var ortada. Geri verilecek hiçbir arazinin veya hiçbir zaferin telafi edemeyeceği muazzam bir acı.
O çocukların çalınan hayatlarından devşirilen meyve de acı olacak. Sürekli bir teyakkuz hali, dünyanın her tarafında ve bir gün hesap sorulacağı kaygısı. Her zaman güçlü olmak, her zaman gardını almak ve her an birinin ifşa etmesinden korkmak. “O mevzu” hiç açılmasa da birileri bunu sormasa da aslında konuşulmayanın ne olduğunu herkes bildiğinin farkında olmak.
Ve er veya geç, bu dosyaların açılacağını hissetmek.
Yahudi düşmanlığı hep vardı; ama bu kez onunla mücadelede en aciz olacağımız zamanlar geliyor. Uzun, yorucu ve herkes için acı verici bir tarihin başlangıcındayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024
31.03.2024
25.11.2023
3.07.2023
18.05.2023