Berat ÖZİPEK
Plak tam olarak hangi yıl takıldı bilmiyorum. Galiba baştan beri bozuktu.
Yetmişli yıllar, Moskova Radyosu’nu dinleyen Türkiyeli sosyalistlerin “Sovyetler Birliği’nde bu yıl buğdayrekoltesi yüzde beş yüz arttı” türünden haberlerle umutlanıp, oradaki dikta rejimin zalimliğine ilişkin haberlerin “iftira” veya “Amerikan propagandası” olduğuna inanmaya hazır oldukları yıllardı.
Seksenlerin sonunda “Doğu Bloku” yıkıldığında, derin bir hayal kırıklığına uğradılar.
Batıdaki sosyalistlerin büyük bölümü, bu travmayı çabuk atlattı. Kendilerini ve ideolojilerini yenileyerek, solun eşitlik vurgusu üzerinden yeni siyasi gündemler oluşturdular; sığınmacılar ve göçmenlerle diğer kırılgan grupların haklarını savunmaya yönelerek, “insan hakları mücadelesinde bayrağı liberallerin elinden aldılar.”
Ama büyük bölümü Kemalist ve Stalinist olan Türkiyeli sosyalistler bu adaptasyonu gerçekleştiremedi.
Çoğu, bu travmanın etkisiyle Kemalist köklerine döndü, utangaç bir milliyetçiliğe, ulusalcılığa, laik cepheciliğe ve çağdaş yaşamcılığa savruldu.
Kendisiyle, geçmişiyle ve hatalarıyla yüzleşemediği için, her zaman herkes için yaptığı “sınıfsal analizleri” bir tek kendisi için yapmadığı veya yanlış yaptığı için, başına gelen felaketlerin sebebini hep “dışsal faktörlerde” aradı.
Kabahat ya 12 Eylül darbesindeydi, ya Amerika’da, ya da gericilikte.
Ama kendisinde değil.
Ne dünyanın değiştiğini görebildi, ne de kendi içindeki devletçi, milliyetçi önyargılarla yüzleşebildi. Çoğunun zihinsel kodları 70’li yılların Soğuk Savaş dönemindeki karşıtlıklarla şekillenmiş halde kaldı ve eski günlerini bugün de görmeyi arzuladı.
Şimdi bu travmatik ruh halini anlamayanlar, soldaki Taksim fetişizmini de anlamıyorlar.
**
Bu ülkede uzun yıllar 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak yasaklandı. Ben de pek çok insan gibi yıllarca Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına açılmasını istedim, bu yasağı eleştirdim.
Sonunda bu yasak kalktı.
Bu yıl inşaat nedeniyle Taksim’in kapatılması için makul bir sebep vardı. Gerçekten de tivitırda “bu meydanda miting yapılır” diye link gönderenlerin görüntülerini izlediğinizde bile (http://tks.ibb.gov.tr/noc-player.php?id=14) meydanın kapalı olması için geçerli bir sebebin varlığına ikna olmanız mümkündü.
Ama on dört milyonluk bir şehirde, milyonlarca insanın yararlandığı ulaşım araçlarından onları gün boyu mahrum etmek, metro, metrobüs ve vapur seferlerini iptal etmek kadar akıl dışı bir karar olamazdı.
Bunu yapmak, bütün bir şehir halkını, birileri gösteri yapacak diye mağdur etmek demekti.
Öte yandan Taksim’i sadece bu yıl için şantiye alanındaki işçilerin ve kutlama yapacak olanların güvenliği gerekçesiyle kapatmak makul bir karar olabilirdi.
Ama valilik bu meselede makul bir ikna sürecinin yeterli olamayacağını bilmeliydi.
Bu yüzden de, Taksim’in sadece bu yıl için kapatıldığını, gelecek yıllarda tıpkı eskisi gibi kutlanabileceğini tekrar tekrar açıklamasının bir anlamı olabilirdi.
Belki bu açıklama da şiddetten başka dil bilmeyen birçok grubu tatmin etmeyecekti.
Bunun bilindiği bir ortamda, belki de Taksim’de kutlamaya izin verilmesiyle doğacak güvenlik riski, yasaklamakla doğacak çatışmaların riskinden fazla olmayacaktı.
Sürecin iyi yönetilmemesine, Hükümete muhalefet etmekten başka sermayesi kalmamış sendikaların oportünizmi de eklenince, ortaya dünkü görüntüler çıktı.
Polisin attığı çok sayıda gaz bombasıyla yararlananlar oldu; taşlarla yaralanan polisler oldu ve müdahaleden 1 Mayıs’la alakası olmayan çok sayıda insan etkilendi.
**
Artık geçmişin bizi sırtımızdan çekip geriye doğru düşürmesine izin vermememiz gerek. Bu da özen gerektiriyor.
Bugüne dair söyleyecek hiçbir sözü kalmamış, kaybettiği halkı Taksim Meydanı’nda arayan türden solun sahneden çekilmesi için sabırlı olmak gerek.
Özgürlük en iyi ilaçtır. Ondan nasipsiz olanlar için bile.
Bırakın geçmişin hayaletleri sahneden huzurla çekilsin.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024