Berat ÖZİPEK
“Anayasanın ıslaha ihtiyacı vardır. Ama bu şekilde devam etmek zorundadır. ”
Ekmeleddin İhsanoğlu
“Çatı”yı kuran söylemini de hazırlar.
Ama en başarılı propagandistin bile yapabileceklerinin sınırı var.
“İnsanda herhangi bir heyecan uyandırmayan sıkıcı bir bürokrat” algısını bertaraf edip, yerine “ciddi ve sorumlu devlet adamı” algısını koymak onlar için bile kolay değil.
Onu hem gündemde tutmak, hem de fazla konuşturmamak zorundasınız.
Adayınız anlamlı hiçbir şey söylemiyorsa, en hayati konularda fikrini açık ve net biçimde ifade etmiyorsa – ki böyle yapmak zorunda-, bunu erdeme dönüştürmeyi, mümkünse o sözlerden vecize üretmeyi başarmalısınız.
Eğer konuştuklarından, insanlar onun bir fikri olmadığı sonucuna varacaklarsa, bu eksikliği de onun aslında “ideolojiler üstü” olduğu şeklinde pazarlayabilmelisiniz.
‘Birbirimizi seversek çözemeyeceğimiz sorun yok!’
Nitekim Doğan Medyası da Gülen Cemaati Medyası da onu asla sıkıştırmıyor, zor yerden sormuyor.
Mesela kimse çıkıp “2 Temmuz’da Sivas Katliamı ile ilgili mesajınızı duygulanarak okuduk. Ama acaba son 20 yıl içinde daha önce bu olayla ilgili bir mesajınız olmuş muydu?” demiyor.
Oligarşinin ana medyası olan Doğan Grubu, ırkçı için ayrı, “entel” için ayrı bir dille pazarlıyor aynı ürünü; İhsanoğlu’nun neden seçilmesi gerektiğine ikna etmek için herkese göre ayrı erdeminden söz ediyor.
Bazı imajları ona söyletmeden oluşturmak gerektiğinin farkındalar. Örneğin kendisinin ne kadar “çağdaş” ve “laik” olduğunu söylerse muhafazakâr seçmeni kaybedebilir. O halde bunu ona söyletmeden, örneğin “eşinin çağdaş görünümü” üzerinden “haber” arasında siz vurgulamalısınız.
Vurguluyor da. Hem de hükümet medyasının “başbakan ne güzel söyledi” şeklindeki parmağım gözüne tarzında değil; daha ince ve sofistike biçimde.
Ama ne kadar başarılı yürütülürse yürütülsün, “pazarlama konunuz” sınırlarınızı da belirliyor.
Tamam da ne dedi şimdi?..
CHP-MHP adayından beklenen, renk vermeyen cümlelerle farklı tabanları aynı anda tatmin etmesi. Ama kritik soruları “eğitim şart” veya ““ele ele verirsek üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok”la geçiştirmek de herkesi tatmin etmez.
Türkiye son 10 yılda ciddi bir değişim yaşadı, önümüzde de ciddi yol ayrımları var ve insanlar İhsanoğlu’nun ne düşündüğünü ve ne yapacağını bilmek isteyecek.
“Anladık hem Atatürk’ü seviyorsunuz, hem demokratsınız. Hem laik, hem dindarsınız. Tamam da Nakşibendi Dergâhı hâlâ kapalı, Alevi Dergâhları da. Pirlik, dedelik yasak. Söyler misiniz, kitapta bunun yeri nedir, ya da biz hangi kitabı esas alalım?” veya “değişmez hükümlerine saygı duymamızı istediğiniz anayasayla bunları nasıl değiştireceğiz?” gibi sorular gündeme gelecek.
Ama o yine kişisel gelişim kitaplarının diliyle konuşup, aşağı yukarı “eğitim şart” türünden cevaplar verecek.
Şu ana kadar öyle yaptı.
‘İdeolojiler üstü’ ne demek?
“İdeolojiler üstü” olmak aslında ideolojisiz olmak değildir. Somut pratikte bunun anlamı egemen ideolojiyi savunmaktır, onun belirlediği çerçeve içinde kalmaktır. “Siyaset üstü” olmak da statükoyla uyumlu olmak veya resmi olarak belirlenmiş olan siyaset tarzına bir itirazı olmamaktır.
Malum, bu ülkede Atatürkçülük ideoloji olduğu halde öyle görülmez, ordu da bu ideolojinin gardiyanlığını yaparken aynı zamanda siyaset üstü olduğunu sanırdı.
Gerçekten de bu anlamda İhsanoğlu “ideolojiler üstü” olacak ve resmi ideolojinin kırmızıçizgileri içinde hareket edecektir. Resmi ideolojinin de doğal olarak statükoyu ve o ülkedeki egemenlerin çıkarlarını temsil ettiği (ve zaten tam da o yüzden resmi ideoloji olduğu) göz önüne alınacak olursa, bunun anlamı, seçildiği takdirde onun rahatlıkla bir ikinci Ahmet Necdet Sezer olacağıdır.
Hatırlayalım, Sezer de “hukukçu kimliği” ile temayüz etmiş, “ideolojiler üstü” bir isim olarak lanse edilmiş, ama cumhurbaşkanı seçildikten sonra siyasetin kralını yapmış, ideolojik tarafgirliğin dibine vurmuş, hükümeti düşman görmüş ve ona öyle muamele etmişti.
Dolayısıyla İhsanoğlu’nun kampanya dönemindeki “kuşlar çiçekler” söylemiyle, seçilirse sergileyeceği tutum bambaşka olacak. Onu aday belirleyen ve sırtında taşıyan irade, ondan mütedeyyin bir demokrat olarak AK Parti ile uyumlu çalışmasını değil, Köşk’ü çevreleyen “ayak takımıyla” savaşmasını ve onları “merkez”e yaklaştırmamasını bekleyecek.
Bu bağlamda İhsanoğlu’nun hasbelkader seçilirse, ikinci bir Sezer olacağından kuşkum yok. Onca emek zahmet onu tercih eden ve kampanyasını yürüten irade, onun orada tasavvuf sohbetleri yapmasını beklemeyecektir.
Anayasanın değişmez maddelerine saygılı olmanın ekonomi politiği
Cumhurbaşkanlığı seçimi bu ülkedeki değişim mücadelesinde önemli bir dönemeç olacak.
Önümüzdeki birkaç yılın ana gündemi Kürt Barışı ve Sivil Anayasa mücadelesi olacak. Esas olarak da Türklerle Kürtlerin eşit ve adil bir biçimde bir arada yaşamasının hukuki-siyasi çerçevesini ifade eden anayasa üzerinde kopacak bütün fırtına.
Bu ayrımda CHP-MHP adayının neyi temsil ettiğini anlamak için bu iki partinin son 10 yıl içindeki bütün demokratikleşme hamleleri karşısında aldıkları tutuma bakmak gerek.
Bugün de nasıl bir ülke tahayyül ettiklerini anlamak için son şekliyle anayasa önerilerine bakmak gerek.
İhsanoğlu’nun bu iki partinin temel çizgilerinden, resmi ideolojiyi muhafaza eden, Kürt barışına elverişli olmayan, din özgürlüğünü kısıtlamaya devamı öngören bir anayasa önerisinden farklı davranmasını beklemek akıl dışı olur.
Nitekim Anıtkabir’i ziyaret eden İhsanoğlu, “cumhurbaşkanı adaylarının Türkiye Anayasası’nın temel ilkelerine, Anayasa’nın değişmeyen maddelerine saygılı olması gerektiğini” söyledi.
Galiba onun net olduğu tek konu da bu. Bu anlamda adayların isimlerini aşan iki sosyo-politik gücün, iki siyasi çizginin ve iki zamanın mücadelesi bu.
Ellerinin arasından kayıp gitmekte olanı ve eski düzenin hukukunu korumaya çalışanlarla; içinde bulunduğu makûs talihi değiştirmek için değişime mecbur olan ve bu yüzden yeni bir hukuk isteyenlerin mücadelesi…
Yurtta statüko cihanda statüko
Aynı şekilde, dünyanın düzeni söz konusu olduğunda da “huzur” bozucu bir tutum almıyor İhsanoğlu.
Türkiye’nin eski “kokmaz bulaşmaz” dış politikasını övüyor, taraf olmamaktan söz ediyor, Mısır’da darbe olmuş, Suriye diktatörü halkını kesiyor, bunlar kötü ama ona göre taraf olmayı gerektirmiyor.
Suriyeli mültecilere kapıyı kapatmaktan söz ederken de, Gazze ile ilgili asap bozucu Türkmen kıyasını yaparken de inceden inceye toplumsal bilinçaltındaki ulusal bencillik duygularına sesleniyor.
Bu ‘çatı’ bu tabanı tutabilir mi?
Adayların kişisel özellikleri tamamen önemsiz demiyorum.
Erdoğan’ı üslubundan hükümet etme biçimine haklı olarak eleştirebilirsiniz. Ya da İhsanoğlu’nun samimiyetsiz göründüğünü, güven uyandırmadığını söyleyebilirsiniz.
Ama onlar bugün var, yarın yok.
Önemli olan sistemin dönüşümü ve adayların bu açıdan neyi temsil ettikleri.
Erdoğan’a yönelik eleştiriniz ne olursa olsun, sistemi o ve partisi dönüştürüyor ve devletin ideolojik tarafsızlığını öngören, anadilde eğitime elverişli ve vatandaşlığı etnik kimlikler üstü tanımlayan anayasa önerisi de ondan geliyor.
İhsanoğlu ise “biz göreve geldiğimizde sistemin değişmesi için değil ıslahı için çalışacağız” diyor, değiştirmekten değil tadilattan söz ediyor.
Toplumsal değişim çatıyı zorluyor
Bazen sosyal değişim öyle bir noktaya gelir ki, artık onu kuşatan hukuki ve siyasi çerçeve dar gelmeye başlar.
Türkiye’deki egemenlik ilişkileri de değişiyor ve değişimin taşıyıcısı olan sosyal güçler buna uygun bir hukuki-siyasi çerçeve istiyor.
Eski düzenin sahipleri de istemiyor.
Asıl kavga bu.
İki kesim de kendisini iki adayla temsil ediyor:
Biri bu ülkenin bütün temel sorunlarının kaynağı olan “Teşkilat Yasası”nı en temel hükümleri bakımından sahipleniyor, diğeri onu değiştireceğini söylüyor.
Gerisi boş laf.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024