Berat ÖZİPEK
Bir konağa gidiyorsunuz ve orada size gayet hüsnükabul gösteren kadınları nesneleştiren bir fotoğraf çektiriyorsunuz. Onlar sizinle resim çektirmenin mutluluğuyla etrafınızı almış durumda. Ama siz onları, onlar üzerinden ve onlarla ilgili olumsuz mesaj vermenin aracı olarak kullanıyorsunuz.
Duruşunuzdan ve bakışlarınızdan iğrenme duygunuzu anlamayacak olan dostlarınıza da altyazı anlamında bir açıklama yazıyorsunuz: “Yüzümdeki ifadeden ne kadar mutlu olmuşum anlarsınız.”
Melek Baykal Yozgat’ta bir konağı gezmiş. Duvarda konağın eski sahiplerinin resimleri varmış. O resimlerdeki hanımefendilerin “son derece medeni bir tavır ve kılık kıyafetleri” varmış. Bununla konağın yeni sahipleri, Yozgat Belediyesi ve çalışanlarınınkini kıyaslamış ve o kadınlarla resim çektirip “biz neden ve ne zaman bu kadar geriye gittik diye” yazmış.
Aslında ortada sahiden medeni olmayan bir şeyler var.
Sizinle poz veren o kadınların bu fotoğraftan haberdar olduklarında yaşayacakları üzüntü, yüzünüze yansıyan o mesajı vermek kadar ilgilendirmiyor olmalı. Belki o kadınların sosyal medya kullanmayan “kültürsüz” insanlar olabileceklerine dair bir özgüven sizinki.
Belki de onlar heyecanla sizinle çektirdikleri fotoğraftan söz ettiklerinde facebooka giren çocuklarının anneleriyle ilgili aşağılayıcı yorumu görmeleri durumunda yaşayacaklarını önemsememe umursamazlığı. Onların varoluş biçimine dair öfke ifade etmenin hazzının, bütün bu ihtimalleri akla getirmenin önüne geçmesi…
ATATÜRKÇÜLÜK İÇİMİZDE
Aslında hepimiz aynı tornadan geçmiş olmanın utancını çeşitli vesilelerle yaşayan trajik figürleriyiz bu hikâyenin. Daha ilkokuldan, -maalesef şimdilerde anaokulundan- itibaren yerleştiriliyor zihnimize resmî ideolojin klişeleri.
Hayat Bilgisi kitabında üzerine çarpı işareti koyulmuş geleneksel giysiler içindeki bir kadın ile gülümseyen “Batılı modern” bir kadının resimlerini karşı karşıya koyan ideolojik propagandayı bize “ders” diye anlattıkları zamanlara gidiyor. “Atatürk ilke ve inkılapları”nın bir parçası olarak “kılık kıyafet devrimi” olarak şırınga ediliyor bir kültürün giysilerini “medeni” olarak görmemiz.
İnsanların kafasına zorla şapka geçirmeyi “devrim” diye okuyan çocuk, sadece devrim kavramını yanlış anlamlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda bizim için iyi olan yaşam biçimini başkası istemese bile ona dayatmanın meşru hatta iyi bir şey olduğunu da kabul etmek gerektiğini düşünüyor.
Belki çok sonraları, genellikle de ülke dışına çıktığında, lafı gelip de “şapka devrimi”ni karşısındakine İngilizce anlatmaya çalıştığında fark ediyor yıllar boyunca nasıl bir yanlışı normal görmüş olduğunu. Ama çoğu insan “imalat hatası” olmadan tamamlıyor hayatını. Bu yüzden de kimi başörtülü kadınlara, kimi Kürtlere veya Ermenilere benzer önyargıları taşımayı “öğreniyor”. Ve genellikle sonradan mahcup olacağı sözler ve paylaşımlar yapıyor. Tabii mahcup bile olmayacak kadar olumsuz duygularla yüklü olanlar, yani okulda kendisine verileni almış öğrenciler.
NE YAPMALI?
Melek Hanım “medeni” olmayı kılık kıyafet üzerinden tanımlayan Kemalist ideolojinin iyi bir öğrencisi. Öyle ki, özür dilerken bile “istismar” diyerek resmi ideolojinin bir klişesini tekrarlıyor. Oysa ortada tek bir istismar görünüyor, o da Melek Hanımın kendisine kucak açan o kadınlara yaklaşımı. Ama bu yüzden de ona soruşturma açmak akıl dışı ve onun paylaşımından daha yanlış ve asap bozucu. O TV kanalı programına devam ettirebilir de ettirmeyebilir de, buna ben karışamam. Ama hukuk devreye sokulmaya çalışılırsa bu beni ilgilendirir.
Çözüm, sistemin ürettiği önyargıyı yine aynı sistemin hukukuyla cezalandırmak değil. O önyargıyı üreten ideolojik endoktrinasyonu, bu kapsamda “milli eğitim” sistemini değiştirmek ve ayrımcılığın kiriyle sivil/medeni bir mücadele yürütmek. İnsanın akıl ve vicdan sahibi bir varlık olmasına güven duymak. Başka da bir şey gelmez elden.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024
31.03.2024
25.11.2023
3.07.2023
18.05.2023