Berat ÖZİPEK
Leyla Zana’nın milletvekili yeminini değiştirerek okuması, iktidar ve muhalefet çevrelerinden tepki aldı. Kendi partisinde de bunu onaylamayanların olduğunu biliyoruz.
Ama yapılan eylemin siyasi bakımdan isabetli olup olmaması, onun itirazının haklı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Alışmamamız gerektiği halde alıştığımız, alıştırıldığımız bir dayatmaya, kanıksadığımız bir kötülüğe dikkat çekti Zana.
Ve artık bu onur kırıcı ritüelin değişmesi gerektiğini hatırlattı bizlere.
“YEMİN ETSEK BAŞIMIZ AĞRIMAZ” MI?
Halk kendi kendisini yönetmek, kuralları kendisi koymak için temsilci seçip parlamentoya gönderiyor.
O temsilci kural koyacak, yasa yapacak. Ama bunu yapabilmesi, yani yasama faaliyetine başlayabilmesi için, ona “yemin etmesi” gerektiği söyleniyor.
İşte garabet de, demokrasinin özüne aykırı haysiyet kırıcı dayatma da orada başlıyor.
Milletvekiline yasama faaliyetini halkın ondan beklediği veya onun seçmenlerine vadettiği şekilde değil, belirli bir ideolojik çerçeve içinde yapması gerektiği söyleniyor.
Düşünün, siz bir seçmen olarak bir partiyi veya kişiyi, kuralları değiştirmesi için Meclis’e gönderiyorsunuz, ama ona daha en baştan yapabileceklerinin sınırı çiziliyor.
İnsana inanmadığı değerler veya fikirler üzerinden yemin ettirmek ahlaki değil.
Buna maruz bırakılan milletvekilinin önünde iki yol var:
Ya seçmenlerinin ondan beklediklerinin tam aksine hareket edecek ve inanmadığı şekilde konuşup oy verecek, ya da bu yemine aldırmayarak, kendi siyasi gündemini izleyecek.
Elbette yaşadığımız, vicdana aykırı bütün dayatmalarda yaşanan oluyor: Yemin fiilen etkisiz ve işlevsiz oluyor.
Herkesin aynı fikirde olmadığı bir dünyada, demokrasinin ruhuna ve özüne aykırı biçimde, herkesi aynı fikirdeymiş gibi davranmak zorunda bırakmaya çalışmanın kaçınılmaz sonucu şu: Kimse kimseyi “neden yeminine sadık kalmadın” diye kınayamıyor; çünkü standart bir metnin zorla okutulduğunu herkes biliyor.
YALANA SON VERMENİN ZAMANI
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin çok haklı: “İdeoloji, ayrımcılık kokan baştan sona imla hatalarıyla dolu ve tabi ki darbe ürünü bir anayasanın yemin metni” bugün milletvekillerine dayatılan.
Bu yeminle devam etmek mümkün değil.
Yapılması gereken, ya parlamenterlerin vicdanına kilit vurmaya kalkışmamak ve herkesin kendi inandığı değerler adına veya kendi tercih ettiği doğrultuda yemin etmesini istemektir ya da yemini tamamen kaldırmak.
Benim tercihim ikincisi. Tüm milletvekillerinin seçmene karşı yeminlerini, taahhütlerini seçilmeden önce samimi biçimde yapmaları ve sonrasında vicdanıyla baş başa bırakılmaları.
“İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi” benim için de çok önemli ve bugünün dünyasında en fazla ihtiyacımız olan değerler.
Ama Şahin’den farklı olarak, onlar adına bile yemin ettirmemek gerektiğini düşünüyorum ben.
Bugün bu değerlere kimse itiraz etmiyor varsaysak bile yarının dünyasında hangi değerlerin geçerli olacağını bilemeyiz.
“Anayasalara değişmez hükümler koymak, ölülerin dirilere hükmetmesidir” der Thomas Paine.
Bu duyarlılık yemin için de geçerli olmalı.
Kaldırın vicdanlar serbest kalsın ve sorun bitsin.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024