Bülent KORUCU

Köşemi andıççılara devrediyorum
25.12.2012
2524

 Yanlış okumadınız, sütunu bugün 2007-2009 arası Genelkurmay Karargâhı’nda oturup sağı solu andıçlayan arkadaşlara bırakıyorum.

 Alıntıyı askeri savcılığın mahkemeye gönderdiği bilgisayarlar üzerinde yaptığı incelemenin raporundan aldım. Yani hiç şüphesiz hukuki delil! Önce ‘dost kuvvetler’in yaptığı övgüye değer çalışmalar, ardından da daha neler yapılabilire birkaç örnek. Buyrun okuyalım:

“-Kendi halinde gelişigüzel kurulmuş, milliyetçi, ulusalcı ve vatansever kuruluşlar arasında organik bir bağ kurulmaya ve çete oldukları karalaması yapılmaya çalışıldığı,

-Susurluk, Şemdinli, Atabeyler, Sauna, Danıştay, Papaz Santoro, H.Dink olayları birleştirilerek ortaya büyük bir çete çıkartılmaya çalışıldığı,

-Haberlerin medyaya AKP yandaşı Fetullahçı emniyetçiler tarafından talimatla sızdırıldığı, Emniyette 4 Daire Başkanı, 11 Başkan Yardımcısı 32 Şube Müdürü, 3 Baş Komiser ve 3 Ögretim Üyesinin Fetullahçı olduğu, İstihbarat Dairesinin %90’ınm Fetullahçıların kontrolünde olduğu,

- AKP döneminde buna benzer bir dizi çetenin yakalandığı büyük sansasyonlarla duyurulmasına rağmen, açığa çıkarıldığı iddia edilen çete operasyonlarından dolayı bugün cezaevinde hiç kimsenin bulunmadığı,

-Türkiye’de milliyetçi olmanın suç haline getirilmeye, Türk demenin, bayraktan söz etmenin cani olmakla özdeşleştirilmeye çalışıldığı,

-Operasyona, Türk tarihinin sembolü “Ergenekon” adı verilerek Türk kimliğine saldırıldığı, Türk kimliği, Türk milliyetçiliğinin saygınlığının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı,

-2006 yılındaki Danıştay saldırısını Ergenekon çetesinin yaptırdığı yaklaşımıyla olayın milliyetçi/ulusalcıların üzerine yıkılmaya çalışıldığı bu dönemde de kampanyayı Fetullahçıların yürüttüğü,

-Resmi açıklamalarda çetenin hangi eylemlilik halinde yakalandığı, hangi eylemi gerçekleştirdikleri hususlarının bulunmadığı,

-Danıştay, Dink ve Santoro cinayetlerini işleyenlerin Fetullahçılarla olan bağlantılarının medya tarafından görmezden gelindiği,

- Derin devlet olarak lanse edilenlerin değil derin çete, mahalle ya da kaldırım bitirimi bile olamayacak kadar güçsüz, basit, sıradan kişiler oldukları,

- Gladio’nun ABD kontrollü olan bir yapı olduğu, NATO’ya girişle birlikte Türkiye’de derin devletin ortadan kalktığı ve ABD egemenliğinin devlete hakim olduğu, ABD aleyhtarı olan, milli çıkarları korumaya çalışan  kurum, grup ve yapılarının suçlu haline getirilmeye çalışıldığı,

-Gladio’nun Soğuk Savaş döneminde TSK’nın içerisinde olduğu, ancak TSK’nın  1990’lı yıllarda Özel Kuvvetler Komutanlığının yeniden teşkilatlandırarak millileştirdiği ve ABD’nin kontrolündeki yapıyı tasfiye ettiği, bunun üzerine ABD’nin Gladio’yu kendi kontrolündeki Fetullahçı yapının içerisine yerleştirdiği, bugün Gladio’nun odağının emniyet içerisindeki Fetullahçılar olduğu,

-Darbe yapacağı söylenen çetenin Ankara ayağının olmadığı, Ankara ayağı bulunmayan bir darbenin inandırıcı olmadığı…”

Yapılması gerekenlerden bir bölüm:

“Karşı kampanyada, menfi kampanya kapsamında yıpratılmaya çalışılan kişilere karşı ‘iftira atıldığı, karalanmaya çalışıldığına yönelik uygulamalar yapılabilir.

Anılan girişimlerin başarılı olabilmesi için;

- Menfi kampanyaya destek vermeyen medyaya etki edilebilmesi,

-Aklama yapılacak kişilerle ilgili medyanın ilgisini çekecek tarzda haber, yazı, incelemelerin kamuoyuna yansıtılması,

-Konu hakkında kanaat önderlerinin olumlu düşüncelerinin kamuoyuna yansıtılması gerekmektedir.

-ADD üyelerine kitap, broşür vs. desteği yapılabilir.

-İrtica konusunda kara propaganda tarzı kitaplar bastırılmalı ve tüm yayınevlerine

dağıtılmalıdır.

- F. Gülen’le ilgili bilgi broşürü hazırlanması.”

Gündemi bunlar olan bir karargâhtan gündemi terörle mücadele olan bir ‘karargah’a gelmek azımsanmayacak bir mesafe...

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar