Bülent KORUCU
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu şüphelisi dört bakan için kurulan soruşturma komisyonu bir türlü çalışamıyor.
Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın “Gerek aziz milletimize gerekse yüce Genel Kurul’a olan hesap verme sorumluluğumuzun bir gereği olarak hakkımızdaki iddiaların TBMM tarafından kurulacak bir soruşturma komisyonu marifetiyle soruşturularak gerçeklerin ortaya çıkarılması…” diye dilekçe verdiğinin üzerinden 117 gün geçti. AK Parti, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde ‘soruşturmadan kaçıyorlar’ suçlamasının sandığa yansımasından endişe ederek muhalefetin komisyon önergelerini engellemedi. Ancak her aşamayı geciktirerek sürecin işlemesini imkânsız hale getiriyor.
Filmi başa saralım. Haftalarca savcılık fezlekesinin Meclis’e mi, Adalet Bakanlığı’na mı geleceği tartışması sürdürüldü. Oysaki TBMM, soruşturma yetkisini ilk defa kullanıyor değildi. Mevzuat tereddüde yer bırakmayacak şekilde açık ve netti. Fezlekeler iki kurum arasında seyrüsefer ederken arada yeni savcılara uğradı ve 28 klasör 11’e kadar düştü. Baş döndürücü trafik kamuoyu baskısıyla nihayete erip belgeler Meclis’e ulaştığında komisyon kurulmasını geciktirme projesi başladı. Şubat sonunda son durak TBMM’ye varan dosyalar 5 Mayıs’ta ancak görüşüldü ve komisyon kurulabildi. Daha doğrusu karar verildi. İktidar partisi üye bildirimini tam 65 gün beklettiği için komisyonun kuruluşu temmuzu buldu. ‘Oh nihayet’ diye düşünüyorsanız aldanıyorsunuz; AK Partili Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, fezlekeleri savcılığa geri gönderdiğini açıkladı. Savcılıktan fezlekeler geri gelmeden çalışmaların başlamayacağını da ekledi. Kendisi bir savcılık makamına dönüşen, o yetkiyle hareket eden komisyonun herhangi bir işlem için savcılığa dosya göndermesi mantıksız. Ayrıca bugüne kadar soruşturma komisyonları çoğunlukla kamuoyundaki iddialar üzerine harekete geçti. Fezlekelerle sınırlı olmadığı gibi bağımlı da değil. ‘Onlar gelmeden çalışmalar başlamaz’ demek hukuka aykırı.
AK Parti’nin stratejisindeki ikinci ayak fezlekeler ve iddiaları kamuoyundan kaçırmak, bunların konuşulmasını önlemek. Genel Kurul’daki görüşmeler gözlerini korkuttu. Zira ne Zafer Çağlayan 700 bin liralık saatin hesabını verebildi ne de Muammer Güler, oğlunun evinde çıkan milyon doların. Egemen Bağış’ın yüksek sesli konuşması da Erdoğan Bayraktar’ın suskunluğu da kamuoyunda bekledikleri etkiyi oluşturmadı. Genel Kurul, fezlekeleri yani isnat edilen suçları görmeden oy kullandı. Gerekçe İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda süren soruşturmaydı. Hâlbuki bakanlarla ilgili İstanbul’da bir soruşturma yok (zaten olamaz, yetki Meclis’te). Savcılık yetkisi kullanan milletvekilleri ise bir türlü dosyaya ulaşamıyordu; hâlâ ulaşamıyor. AK Partililer hikâyenin sonunun meşhur tekerlemedeki gibi ‘yandı bitti; kül oldu, gitti’ şeklinde bitmesi için uğraşıyor.
Meclis 90’lı yıllarda da bu tür aklama girişimlerine sahne oldu. Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz hakkındaki soruşturmalar karşılıklı aklamayla sonuçlandı. TBMM ‘matik’ esprilerinin konusu haline geldi. Parlamento itibar kaybetti, suçlananlar aklanmadı. Tam tersine yolsuzluk algısı pekişti, üzerlerine yapıştı. Ve iddiaların bir kısmı 2000’li yıllarda AK Partililerin oyuyla tekrar gündeme taşındı. Yüce Divan, yargılamalar yaptı. Bazı isimler mahkeme kararıyla aklandı, başları dik. Bazıları dolaylı aflarla kurtuldu.
Bugün AK Parti, çektiği ‘hodri meydan’ın altında kaldı; benzer taktikler uyguluyor. Komisyon, ‘soruştur-ma’ talimatı almış gibi davranıyor. Fakat nereye kadar? Söz konusu iddialardan mahkeme kararıyla aklanana kadar bu gölge onları takip edecek.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016