Celal BAŞLANGIÇ
2001 yılının ekim ayında ABD eski başkanı Bush’un terörizme destek vermekle itham ederek Afganistan’ı işgal etmesi, Taliban ve El-Kaide’yi hedef alması üzerinden 20 yıl geçti. Bu süreçte ABD dış politikası daha özelinde Afganistan politikası hep terörizmi engelleme üzerinden ilerledi ve aslında dış politikası çatışma üzerineydi.
11 Eylül Saldırıları’nın akabinde Bush’un “Ya bizdensiniz ya onlardan” söylemiyle tüm dünyayı ayağa kaldırarak, ABD’ye yapılan saldırıları tüm dünyaya yapılmış gibi gösterme konusundaki maharetleri arasında kullandığı ifade, yine de bir işgal sayılabilecek bu operasyonu meşru göstermek üzerineydi, “terörizmle mücadele” ifadesinin sihirli etkisi arkasında “zorla burka giydirilmiş kadınları özgürleştirme” gibi gerekçeler de ortaya sürüldü.
ABD’nin Afganistan’a yönelik 2001’de başlattığı operasyonda önce ABD-İngiliz güçleri harekete geçti, daha sonra NATO önderliğindeki 18 ülkenin desteğiyle ISAF (Uluslararası Güvenlik Destek Gücü) kuruldu ve operasyonlar devam etti. ABD, savaşın ilk döneminde Taliban ve El-Kaide’ye kayıplar verdirdi, uzun yıllar sonra Usame Bin Ladin şaibeli bir biçimde de olsa etkisiz hale getirildi ancak savaşın geneline bakıldığında ABD’nin ekonomik, hegemonik ve imaj anlamında çok ciddi kayıplar verdiği görülmekte. Savaşın fiili olarak bittiğinin söylendiği tarih Aralık 2004… Ancak bu tarihten sonra ABD güçleri ve ISAF’a bağlı birlikler bölgede kalmaya devam etti. Obama döneminden başlayarak “Afganistan’dan çekildik, çekiliyoruz” açıklamaları, bir yandan ABD’nin imha etmeyi kafasına koyduğu Taliban ile masaya oturmasına varırken, diğer yandan çekilme vaatleri Biden dönemine miras kalacak kadar uzadı. Elbette operasyonun başında işgal operasyonuna destek verenler dahi bu işgalin gerekliliğini sorgulamaya başladı.
ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık sürecinde bir ABD klasiği olarak başkanların doktrinleri de etkisini gösterdi. Bush dönemi sürekli savunma gerekçesiyle saldırı üzerine ilerledi. 2004’ten itibaren Taliban’ın ülke genelinde etkinliğini arttırması, aynı dönem ABD’nin Irak’a da saldırmış olması sonrasında Bush yönetimi 2007’de Afganistan’a ek olarak 20.000 asker daha gönderme kararı aldı. Ancak Afganistan başarısızlığı Bush’un hanesine çoktan yazılmıştı. ABD içinde Cumhuriyetçiler ve Demokratların nadiren fikir birliği ettiği konu ise Afganistan’daki ABD varlığını devam ettirmek üzerineydi. Bush’tan Afganistan savaşı sonrası mirasını devralan Obama döneminde, ABD’nin karşı karşıya kaldığı ekonomik problemlerin de etkisiyle daha az müdahaleci, hatta çekilme yanlısı, izolasyoncu sayılabilecek bir politika arayışı ile geçti. Ancak Obama’nın tamamıyla Afganistan’dan çekilme politikası izlediğini söylemek yanlış olur, Obama daha farklı bir kalma politikası izledi, yoğunluklu olarak Irak’tan çekilme politikalarını hayata geçirmeye çalıştı. Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda savaş sırasındaki sivil ölümleri ve insan hakları ihlallerinin ABD karşıtlığı ile sonuçlanmasının olumsuz etkisini kırma görevi Obama’ya düştü ve “ilk ziyaretlerini İslam ülkelerine yapma, selam verme, dedesinin Müslüman olması” gibi başlıklar sıkça zikredildi. Obama yönetimi, Afganistan konusunda ilk icraat olarak mevcut askerlere ek olarak 17.000 askeri daha Afganistan’a gönderme kararı aldı. Bugün ABD başkanı olan Biden’a göre, Obama döneminde başkan yardımcısıyken Taliban’ı değil, doğrudan tehdit olarak gördükleri El-Kaide’yi hedef almak gerekiyordu zira donatılacak, desteklenecek Afganistan yönetimi Taliban ile mücadele etmeliydi, ABD ise El-Kaide’yi etkisiz hale getirecekti. ABD nihayetinde Afganistan’da daha fazla askeri ve maddi kayıp vermek istemiyordu. Aynı zamanda Obama, 2009’da yaptığı açıklamada 2014 yılında Afganistan’dan çekileceklerini duyurdu. Elbette böyle bir çekilme olmadı, Obama’dan sonra göreve gelen Trump’ın genel dış politikası izolasyon üzerineyken hatta Suriye’den çekileceklerini bile söylerken ilk etapta Afganistan’da kalacaklarını ifade etti. Bugüne gelindiğinde, henüz dış politikasının netleşmediği düşünülen Biden ise Mayıs 2021’den başlayarak Afganistan’dan çekileceklerini ve savaşın 20. Yılı olan Eylül 2021’de tüm birliklerini Afganistan’dan çekeceklerini duyurdu.
Ekim 2001’den, Ağustos 2019’a kadar geçen 18 yıllık süreçte -en azından açıklandığı kadarıyla- ABD ve Taliban arasında 8 görüşme oldu. Obama döneminde Taliban ve Afganistan yönetimi arasında barış görüşmeleri 2011, 2012 ve 2013 yıllarında yapıldı ancak hepsi sonuçsuz kaldı. Trump döneminde 2019’da ABD ve Taliban temsilcileri Doha’da bir araya geldiler. Ancak bu görüşmeden de bir sonuç çıkmadı zira aynı dönem bir terör saldırısı olunca Trump anlaşmayı imzalamayı erteledi. Ancak Şubat 2020’de ABD ve Taliban arasında bir anlaşma imzalanabildi. Anlaşma, Taliban ve Kabil hükümeti arasında diyaloğu artırma ve 18 yıllık ABD-Taliban savaşına son noktayı koymayı hedefliyordu. Anlaşmaya göre Taliban'ın taahhütlere uyması durumunda 14 ay içinde ABD ve NATO birliklerinin tümünün geri çekileceği belirtildi.
Daha önce de belirttiğim gibi ABD Başkanı Biden, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamayla Afganistan’dan tamamen çekileceklerini duyurdu. Türkiye, Katar ve Birleşmiş Milletler’in eş düzenleyiciliğinde, 24 Nisan- 4 Mayıs'ta İstanbul'da Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Taliban temsilcileri arasında bir konferans gerçekleştirileceğini söylemişti ancak Taliban'ın Siyasi Bürosu Sözcüsü M. N. Vardak, yabancı güçler ülkeden çekilmeden Afganistan konulu hiçbir konferansa katılmayacaklarını ifade etti.
Yaklaşık 20 yıl sonra, bugünden savaşın başladığı güne baktığımızda, binlerce insanın hayatını kaybettiğini, Afganistan’ın normalleşmediğini, terörün bitmediğini ve hatta yeni terör örgütlerinin ortaya çıktığını, binlerce insanın zorunlu olarak yerinden edildiğini, sakat kaldığını, organ mafyalarının bile bu savaşta etkin olduğunu görüyoruz. Ve bu vahim tabloda bugün sadece Biden’ın çekilme üzerine yaptığı üç satırlık konuşma tüm bu kötü tablodan daha fazla ehemmiyet görüyor.
ABD, Afganistan’da çok uzun süre kalarak ülkeye zaten çok büyük zarar verdi ancak çekilme kararının da olumlu sonuçlarının olacağı meçhul. Zira, her ne kadar ABD Dışişleri Bakanı Blinken, yabancı güçler Afganistan'dan çekilince tekrar iç savaş yaşanmayacağını söylese de bu çok düşünülmeden edilmiş sözler, hazırlanan raporlar Taliban’ın ülkede kontrolü tamamen ele geçirme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Zaten Taliban, şimdilerde en fazla sevinen taraf olarak görülüyor.
Tahminim ABD’nin Afganistan’dan tamamen çekileceği yönünde ve geride bıraktıkları Afganistan’ın ekonomiden iç çatışmaya kadar her alanda çok kırılgan, tehditlere açık bir hale geleceği yönünde… ABD’nin 20 yıl önce sonunu hiç düşünmeden Afganistan’a kanlı girişinin, yine sonunu hiç düşünmeden çekilmesinin kanlı bir çıkışın imkanlarını hazırlıyor olması ihtimali kabus gibi… Böyle bir ihtimal ABD’nin pek umurunda değil orasını anladık da ya geri kalanımızın?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021