Cemil ERTEM
Merkez Bankası’nın dünkü faiz artırmama kararı faiz lobisinin moralini bozdu.Ama biliyorsunuz, seçim öncesinde başlayan ve cari açık bahaneli olumsuz raporlar, seçim sonrasında da JP Morgan’ın raporuyla devam etmişti. İçerde ise Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı yalnız siyasete değil, ekonomiye de bir darbeydi. Üstelik cari açık bahaneli faiz lobisinin, uzunca süredir sürdürdüğü kampanya sonuç vermiş, cari açığın orta sınıfın araba ve konut talebinden kaynaklandığına (!) inandırılmıştık.
Bakın şimdi Türkiye dalgalı kur rejiminde olmasaydı ve biz yine, sabit kur rejimi uygulasaydık aynı çevreler, şu sıralar, bankalar kredileri kıssın, faiz yükseltsin bağrışmalarına bir de hemen devalüasyon olsun talebini ekleyeceklerdi. Türkiye aslında bu filmi bütün tarihi boyunca gördü. Borçlarınız artıyor, batacaksınız bunun için içeriyi boşverin dışarıya borcunuzu ödeyin anlayışı, bize kabul ettirilmiş ve IMF anlaşmalarıyla gelen bu dayatmalar sonrası, Türkiye’de ya darbeler olmuş ya da çok ciddi ekonomik ve siyasi krizlerle yüzyüze gelinmiştir. 1958, 1970 ve 1980 yıllarındaki devalüasyonlar, askeri darbeleri ekonomik olarak hazırlayan IMF operasyonları idi. 1958’de, 1970 ve 1980’de olanlara benzer senaryolar, değişen günümüz konjonktürü çerçevesinde, yeniden sahnelenmek isteniyor. Seçim öncesi gelen Türkiye riskli raporlarından, artık tarih olmuş CHP’yi destekleyin yazılarına kadar olan her şey, bize oynanan bu oyunu anlatıyor. Şimdi, hem dalgalı kur rejimi uyguladığımız için hem de Türkiye ekonomisinin eriştiği mali derinlik ve büyüklük nedeni ile devalüasyonla başlayan, 1958, 1970 ve 1980 operasyonlarını yapamıyorlar ama ‘içerideki’ statüko oligarşisi yoluyla siyasi istikrarsızlık yaratıp ekonomik riski yukarı çekiyorlar. Tabii buna ‘cari açık krize yol açacak’ yalanını da eklemek gerek. Bakın ne oldu; piyasanın bütün dengesini bozdular, faizler yukarı çıktı, tüketici ne yapacağını şaşırdı, borsa allak-bullak...
Türkiye’nin, bulunduğu bölgede sanayi ve yeni ekonomi çereçevesinde yeni bir büyüme paradigmasına geçmesini istemeyen ekonomik ve siyasi güçleri artık biliyoruz. Bu çevreleri yerinden zıplatan iki önemli kırılma noktası oldu: Birincisi Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesi Türkiye (adeta) sıfır reel faizi getirecek bir ekonomiye doğru gidecektir demesi; ikincisi yine Başbakan’ın seçim gecesi yaptığı konuşmada, seçim sonuçları etkisinin yalnız Türkiye ile sınırlı kalmayacağını ve bu etkinin Avrupa’dan Ortadoğu’ya kadar çok geniş bir coğrafyanın da kaderini değiştireceğini söylemesi.
Bu söylemler, Avrupa’nın büyük bir krizin ve kırılmanın eşiğinde olduğu, Ortadoğu’da da sınırların yeniden çizildiği bir konjonktürde ortaya çıkıyordu ve üstüne üstlük Türkiye bütün bu kırılan coğrafyanın ayakta kalan tek ülkesiydi.
Artık Avrupa’nın iki seçeneği var!
Bugün Avrupa’nın önünde artık iki yol vardır. Avrupa, ya siyasi birlik olma yolunda ısrar edecek ve yeni bir Avrupa Anayasası yaparak, yola devam edecek ya da 1815’te Viyana Kongresi sonrası oluşan kaos haritasına geri dönecektir. Ancak bu harita, ne Victor Hugo’nun ‘Birleşik Avrupa Devletleri’ hülyasına ne de Immanuel Kant’ın ‘sonsuz barışın sağlanması’na dönük büyük projesine dönüşmüştür. Ulus-devlet saldırganlığı ve faşizm, Avrupa’yı teslim almış, halkları bir arada tutan Osmanlı İmparatorluğu, çok önceden, sahneden çekilmiştir. İmparotorluk zamanları, 20. Yüzyıl’ın başında bitti ama şimdi insanlığı sınırlarla bölen, kanla, baskıyla ayakta duran ulus-devlet zamanları da bitiyor. Avrupa’nın önündeki yol ayrımı, bize birisi geçmişte diğeri gelecekte, iki ayrı dünyayı da gösteriyor. Gelecek; etki gücü Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya uzanan bir Türkiye’yle birlikte sınırlarla, gümrük duvarlarıyla örülü olmayan birleşik ama demokratik bir dünya için harekete geçmek. Geçmiş; bizdeki statüko oligarşisi ve Ortadoğu’daki Baas rejimleriyle işbirliği yaparak yeni ulus-devletler cehennemi oluşturmak... Bakın Yunanistan krizi falan hikayedir; gerçek kriz İspanya ve İtalya’dadır. Yeni bir ulus-devletler kapışması yaratıp krizden böyle çıkmak isteyenler bunun içine Türkiye’yi de almak istiyor. Seçim sonuçları hiç işlerine yaramadı...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018