Cengiz AKTAR
Türk ulusu, Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet’in kuruluş aşamasının devasa sorunlarıyla malûl bir tahayyül üzerine bina edilmişti. Ana hedef devleti kurtarmak ve bunu bir ulus yaratarak gerçekleştirmekti. Formül kabaca şuydu: Bir yanda Müslümanlık temelinde var edilen ancak bu kimliğinden yasaklı bir topluluk, diğer yanda Sünnî İslâm’dan farklı kimliklerin, türdeşleştirme hedefi uyarınca yok edilmesi, sürülmesi ve yok sayılması. Osmanlı bakiyesi topraklar, her uluslaşma sürecinde yaşanan trajedilerin beterine tanık oldu. Ortaya çıkan ulus, şizofren ve hafızasız olduğu ölçüde zayıftı da.
Bugün, bu betondan ulusun yerini, silmeye çabalayıp başarılı olamadığı çeşitliliğe bıraktığını izliyoruz.Beton kırılıyor, yerini mozaiğe yani farklı kimliklere bırakıyor. Bu sürecin ortasındayız ve kimlik siyasetlerinden sosyolojik ve tarihsel anlamda kaçış yok. Yokedilen farklılıkların kimlikçilik üzerinden geri gelmesi gayet doğal. Ancak mesele mozaik parçalarını ebrulaştıracak veyeni bir birlikteliğin zihinsel ve anayasal tarifini yapabilecek iradelerin ortaya çıkıp çıkamayacağında. O mozaik parçaları arasında en irisi Sünnî Müslümanlarınki. Siyasî maharet, hem iri hem de iktidar olan bu mozaik parçasının diğerleriyle birlikte ebrulîleşebilmesinde gizli. Küçük mozaik parçalarının iri parçaya benzetilerek yeni bir beton dökülmesinde değil.
Türkiyelileşme dediğimiz de ebrulîleşmenin, melezleşmenin siyasetteki adı. Siyasî partilerin, sade kendi cemaatlerini değil bütün cemaatleri kucaklayarak toplumlaşmanın temelini oluşturacak asgarî müşterekleri, siyaset ve hukuk yoluyla hayata geçirmeleri... Demokratik toplumun diğer adı!
Bu arayışların neresindeyiz? Mevcut siyaset ve hukuk Türkiyelileşmenin, toplumlaşmanın siyaseti ve hukuku olmaktan uzak. Kürt siyasetinin çabası elbet değerli ama karşısındaki iri mozaik parçasının temsilcisi AKP, Türkiyelileşmeyi Sünnîleşme olarak algılayan noktayı aşabilmiş değil. 2008’de herkese özgürlük getirecek anayasal süreci başlatacağına üniversitede başörtüsü serbestîsine yönelmesi bu “yeni elit kibrinin” ilk sarih emaresiydi.
AKP VE YENİ ZİMMÎLER
Yeni Şafak’ta Ali Bayramoğlu, farklı diller siyasî takıntıları dolayısıyla “topluma değemiyor” derken “değmenin” nasıl olabileceğini aynı gazetede Hayrettin Karaman veriyor: “Bana göre birinci çare, yüzde yüze yakını Müslüman olan bu toplumda İslam’ı temel referans alan bir demokratik düzendir. Liberal demokraside ısrar edilecekse, hükümetlerin, bu rejime ters düzen devlet davranışlarına teşebbüs etmemesi, ama bireylerin, muhtaç oldukları çoğunluğun hatırı için bazı özgürlüklerini ‘gönüllü olarak’ kullanmamalarıdır.” Karaman, fütuhat hakkını ve İslâm hâkimiyeti altında yaşayan zimmîlerin mal, namus ve can teminatı karşılığında devlete verdikleri cizyenin bugünkü sürümünü tarif ediyor sanki. İçki üzerinden alınan süper KDV ne ki sonuçta?
Taner Akçam’ın dün Taraf’ta Karaman’ın çoğunluğun hâkimiyeti varsayımı karşısında sorduğu sorulardan ikisi şuydu: “Acaba yüzde otuzu Hıristiyan olan bir toplumdan yüzde yüzü Müslüman olan bir toplum nasıl çıktı? Sakın yüzde otuz Hıristiyan’ın bu topraklardan silinmesinde sizin burada ifade ettiğiniz zihniyet bir rol oynamış olmasın?”
Cevap Tophane’den geldi. Ne nahoş tesadüftür ki kovulan gayrimüslimlerin evlerine yerleştirilenlerin mahallesi Tophane bugün, yalnız oturan kadınların evlerinin baskılandığı, Karaman’ın çoğunluğunun kalelerinden biri. Kovulma sırası gayrimüslimlerden sonra çoğunluk gibi yaşamayanlarda mı?
Muhafazakâr- demokratlar demokrasi dersine epeyidir çalışmıyor. Başbakan’ın güle oynaya aştığı mahremiyet eşiğiyle birlikte muhafazakârlıktan da eser kalmadı. Hiç dünyevî velâyet, âlemin mahremine karışır mı? Ayıp, her şeyden önce.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020