Cengiz AKTAR
Bal tutan her memlekette parmak yalar. Kamusal alanda hizmet veren tüm görevlilerin, ister seçilmiş ister atanmış olsun ellerindeki otoriteyi kendi çıkarları için ve/veya kötüye kullanmaları âdi vakadır.Mesele bunu asgarîye indirmek ve bir bakıma kamu görevlisini iktidarın cazibesinden korumaktır. Yolu, çeşitli denge ve denetleme mekanizmasının varlığı ve iyi işlemesinden geçer.
Hiçbir iktidar veya makam sahibi denetlemeden hoşlanmaz. Ancak denetleme zaafı kuruma, şirkete, topluma ve ülkeye er veya geç zarar verir. Tıpkı bugün yaşadığımız gibi.
AKP’nin iktidar döneminde “Türkiye pastası” çok büyüdü. İnşaat, enerji ve kitle tüketimi sacayağı üzerinden yükselen AKP’nin kalkınmacı ideolojisi aynı zamanda iktidarının pekişmesine temel oluşturdu. Uluslararası konjonktür ve içeride sağlanan makroekonomik istikrar inşaat- enerji- tüketim ağırlıklı projeye çok yaradı. Ancak saadet zincirinin gerçekleşmesi için bir girdi daha gerekiyordu: Sürat! Süratin de koşulu danışsız ve denetsiz icraat! Yani AKP’nin işbitiriciliği...
İktidarın denetim engelini bertaraf etmedeki hukukî ve idarî cevvaliyeti parmak ısırtacak cinsten. Önceki koalisyon hükümeti döneminde kabûl edilen mevzuat malî şeffaflığı ve hukukî teminatı kurumsallaştırıyordu. Amaç, kronik yolsuzluğu engellemek ve yurtdışı sermaye girişine zemin hazırlamaktı. AKP iktidarı bu mevzuatın içini tamamen boşalttı. Düzenleyici ve denetleyici işlevleri olan SPK, BDDK, EPDK, KİK, Rekabet Kurumu gibi on üst kurulun yarı-özerklikleri kaldırıldı. Bu kurumlar arasında Kamu İhale Kurumu’nun uyguladığı kanun onlarca kez değiştirilerek ihale sistemi tamamen gayrişeffaf bir hâle geldi. Merkez Bankası’nın tam özerkliği bir türlü gerçekleşmedi. Yeni Ticaret Kanunu’ndaki audit mekanizmaları metinden çıkarıldı. Yüksek yargının yürütmenin tasarruflarına yönelik, Sayıştay’ın denetleme ve şimdi Danıştay’ın tahkim ve danışma işlevleri icra edilemez hâle getirildi. Türkiye’nin karapara aklama ve terörün finansmanıyla mücadele konusunda şubatta çıkardığı yasayı küresel hakem konumundaki OECD’nin Malî Eylem Görev Gücü (FATF) yeterli bulmadı. Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi onaylanmadı. Hepsi AB raporlarında kayıtlı.
Süratli ve dengesiz kalkınmayı hedef bellemiş bir iktidarın AB ve uluslararası mevzuatı ayakbağı olarak görmesi doğal. AB mevzuatı asırlık süzgeçlerden geçmiş bir regülasyon silsilesidir. Damıtılmış bu sistemde icraat, AKP Türkiyesi gibi kalkınmaya aç olan bir memleket açısından fevkalâde yavaş gibi durur. Başbakan’ın Putin’e bu kadar öykünmesinin ve “al bizi Şanghay’a kurtar şu AB’den” yollu sözlerinin ardında denetimsiz işbitiren bir lidere olan takdir var. Keza, süratle işbitirmenin karşısına dikilen AB normlarının getirdiği envaiçeşit danışma, paylaşma, yönetişim, düzen, denge ve denetleme mekanizmasına, yani açık topluma duyduğu öfke var.
AKP’nin AB sıkıntısı bu anlamda gelişmiş ülkelere mahsus mevzuatın, gelişmeye çabalayan bir ülkeye uygulanmasındaki zorluğu da söyler. Ancak bu bir klişedir. Gelişmekte olup nizamî iş yapmak vakit ve nakit kaybı demek değildir. Aksine. AKP’nin modeli Rusya ciddî beyin ve sermaye göçüne maruzdur.
Bizde de başıbozukluğun sonucunda, doğa, canlı, kent ve kültür hakları açısından daha hesabı verilmemiş dünya kadar istismar mevcut. Bugün görünen buzdağının suyüzüne çıkmış bölümü.
Süratli ama müsrif, hatalı ve hukuksuz icraatın kamusal bedeli yavaş ama düzenli icraatın kamusal bedelinden çok fazladır. Hele sözkonusu ülkenin ne rant sağlayan yeraltı kaynağı ne de yeterli tasarrufu var ise. Yatırımcı, süratle işbitiren ama süratle de Ortadoğululaşan veAB’yi “Ayak Bağı” farzeden Türkiye’de durmaz. Hızlı kalkınma adına yaptığın toplumsal ve doğal tahribatla kendi başına kalıverirsin.
http://www.taraf.com.tr/cengiz-aktar/makale-yolsuzluk-ab-ve-akp.htm
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020