Cengiz AKTAR
AKP “küresel oyuncu” olduğundan beri Kıbrıs gibi ufak tefek işlerle uğraşmıyor. Ve o ufak tefek ama asırlık sorunlar oldukları yerde duruyor. Bugün Ada’nın vilâyetleşmiş kuzeyi Türkiye açısından idarî, iktisadî, içtimaî ve askerî bir fiyasko. Güneyle olan ilişki ise yakın zamana kadar, federal bir çözüme kerhen verilen destek ve esas güney karasularında keşfedilen, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayacak boyutlardaki fosil yakıtlarla ilgili mızıkçılıkla belirleniyordu. 20 Ekim’de Barbaros arama gemisi ve ona eşlik eden donanma mızıkçılığı yeni bir boyuta taşıdı. Hükümet, kırkıncı yılını idrak etmiş bulunan toprak işgâlini, Niyazi Kızılyürek’in deyişiyledenize doğru genişletmiş bulunuyor. Zira 20 Ekim müdahalesi geçici gibi durmuyor. On gün sonra 30 Ekim MGK’sında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde (MEB) yaptığı sondaj çalışmaları ele alındı. Yapılan açıklamada, “Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı içinde ve garantör ülke olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ruhsatlandırdığı sahalardaki hak ve menfaatlerinin korunması için gereken her türlü tedbirin önümüzdeki dönemde de kararlılıkla alınacağı belirtilmiştir” değerlendirmesinde bulunuldu. (Türkiye uluslararası zeminde KKTC’nin değil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü ya neyse.) Oysa daha 20 Ekim günü Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’ine yapılan ihlâli reddetmiş, süregelen müzakereleri askıya almış, Türkiye’nin AB müzakerelerinde olası her gelişmeyi de veto edeceğini ima etmişti. MGK kararı Kıbrıs’ın tepkisini hiçe sayıyor. Kıbrıs müzakereleri ve AB müzakereleri ile bağlantılı olumsuz sonuçlarını da hiçe sayıyor. Kıbrıs müzakerelerinin gayri resmi sponsoru ABD, civarda MEB sahibi diğer ülkeler İsrail, Mısır ve Yunanistan’a da posta koyuyor, hatta denizlerde MEB kuralının emanetçisi BM’yi bile hiçe sayıyor.
MGK’dan sonra hafta sonu donanma “Angajman kurallarını Başbakanlık Genelkurmay Başkanlığı'na, Genelkurmay da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na devretmiş durumda. Biz bu konuda herhangi bir durumla karşılaştığımız takdirde verilen angajman kuralları çerçevesinde hareket edeceğiz” diyerek bir salvo attı. Tam bir kural tanımaz kabadayı devlet görüntüsü.
Bu resim, içeride gittikçe sıkışan iktidar, seçim öncesinde, sonuçlarını göze aldığı ucuz bir dış zafer peşinde mi sorusunu akla getirmiyor değil. Ya da daha vahimi, TSK Ada’da ilelebet kalmayı böylece garanti altına almak derdinde mi? Zaten posta koyulan aktörlerle köprüler ya atılmış ya da atılmak üzere. AB ile müzakereler umurda değil, ABD ile sürtüşme her gün artıyor, bölgedeki dört ülke ile ilişkiler berbat. Kıbrıs diye bir ülke zaten varsayılmıyor, İsrail husumeti ayağa düştü, Mısır deyince iktidar cin çarpmışa dönüyor, Yunanistan ile 15 yıllık yumuşama hiçbir somutluk kazanmadı. Hatta BM Güvenlik Konseyi oylaması fiyaskosundan sonra BM’ye dahi içerlemiş olabilirler.
Diğerleri de, Türkiye’nin kabadayılığını pek dikkate almıyor. AB ile müzakerelerin yeniden derin dondurucuya giriyor olması AB’nin zaten politikası olma yolunda. ABD bölgedeki şirketi Noble Energy’yi desteklerken “sorunlu müttefikin” ruh hâllerine pek bakmıyor, Kıbrıs- Mısır- Yunanistan hafta sonu gazın Mısır’da depolanması anlaşması imzalıyor, Kıbrıs- İsrail- Yunanistan benzer bir üçlü anlaşma yapmak üzere, İsrail dışişleri bakanı Kıbrıs’a garanti veriyor, keza Yunanistan.
Oysa daha düne kadar Federal Kıbrıs Cumhuriyeti altında gerçekleşecek birleşme sayesinde güney karasularında bulunan fosil yakıtlar bütün adanın mülkiyetinde olacaktı. Anadolu’dan boruyla gelen su da paylaşılacak, AB müzakerelerinin onu açılacak, asker geri dönecek, doğu Akdeniz’de çok ihtiyaç duyulan bir barış ortamı belirecekti.
Küresel olma iddiasındayken yalnız kabadayı nasıl olunur, işte size mükemmel bir örnek.
Twitter@AktarCengiz
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020