Cevdet AŞKIN
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, operasyonların kararlılıkla süreceğini ve PKK'nın minimalize edileceğini söylerken PKK tepe yöneticisi Murat Karayılan "Bizi zayıflatmak istiyorlar, gevşemeyeceğiz" dedi.
KUZEY IRAK GÜNCESİ
Kim ne dedi? Ne yaptı? Ne anlama geliyor?
16 OCAK 2012 SAAT:18.00
ANKARA
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Star gazetesinin dünkü sayısında Fadime Özkan’ın sorularına verdiği yanıtta “Ben iyi niyetini hep koruyan biriyim ama burada hiçbir iyi niyet görmüyorum. Seçimden sonra başlayan terör, temmuzun ortasında Silvan’da dinlenen 13 askerimizin şehit edilmesi, aynı gün bizim aklıselim diye bildiğimiz Ahmet Türk’ün başında olduğu DTK’nın demokratik özerklik ilan etmesi. Bunların hiçbirini iyi niyetle yorumlayamayız” dedi. Atalay “Biraz samimiyet olsa çözülemeyecek sorunumuz yok. Devlet bütün gönlünü açmış, bütün mekanizmalarını seferber etmiş, bunları çözeyim diye” diye konuştu. Atalay, “Teröre karşı yürütülen operasyonların nedeni PKK’nın kolunu bükmek, masaya zayıf oturmasını sağlamak deniyor. Yorumunuz nedir?” sorusuna işe şu yanıtı verdi: “Masaya güçlü oturmak gibi şeylere katılmıyorum. 2011 yazında tırmanan bir terör var. Operasyonlar devletin tüm kurum ve kararlığıyla bunun üzerine yaptığı güvenlik operasyonudur. Doğrusu Kuzey Irak’taki operasyonlar çok etkili olmuştur. İçeride alan hakimiyeti olarak iyi çalışmalar yapılmıştır. Ve bu sürecek. Benim size söyleyeceğim şu: Bu çalışmalar öyle yürüyor ki inşallah Türkiye bu sorunları oldukça minimalize edecek.”
PKK
PKK tepe yöneticisi Murat Karayılan Uludere’de 34 kaçakçının öldürülmesiyle ilgili olarak klasik anlamda bir intikam değil, siyasi hukuki, diplomatik ve gerekirse askeri açıdan hesap soracaklarını söyledi. Fırat Haber Ajansı’nın Rudaw’a dayanarak dün verdiği haberde Karayılan, Türkiye ile PKK arasında herhangi bir görüşme olmadığını da belirtti. Karayılan şöyle konuştu: “Zaman zaman Türkiye’de bazı gazeteciler yorumlar yapıyorlar ve görüşmelerin yapıldığı kuşkusundan bahsediyorlar. Bunların amacı saflarımızda tereddüt oluşturmak ve ikircikli bir durum yaratmaktır. Gerçekte böyle bir şey yok. Bizim şartlarımız kabul edilmediği sürece onların umut ettiği gibi geri adım atmayacağız. Onlar da bunu biliyor. Bu nedenle karar almışlar, onların şartlarını kabul edene kadar bize önce darbe vurmak ve zayıf düşürmek istiyorlar. Böyle yeni bir süreç geliştiriyorlar. Biz ayakta durduğumuz ve güçlü kaldığımız sürece böyle bir süreç(görüşme) gündeme koymuyorlar.” Karayılan “Biz de onlar bu amaçlarından vazgeçmedikleri sürece gevşemeyeceğiz. Bu nedenle öyle görünüyor ki bir süre böyle götürecekler. Görüşmelerin başlaması için ille de silahların susması gerekmiyor. Fakat şu an Türkiye’nin gündeminde görüşme yok, imha var” dedi.
DHA’nın Rudaw’a dayanan dünkü haberine göre de Karayılan, 2006 yılından sonra 2 yıl dolaylı olmak üzere 5 yıl boyunca devlet yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını söyledi. Oslo’da yapılan ve bir kısmı basına yansıyan görüşmelerin ayrıntılarını açıklamayı doğru bulmadıklarını belirten Karayılan, Kandil ve Mahmur’dan Türkiye’ye gelen iki grubu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine gönderdiklerini öne sürdü. Karayılan, bunun için Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’ye de Türkiye’den mesaj gönderildiğini iddia etti.
GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR
Atalay ve Karayılan’ın beyanları, Türkiye’de Kürt sorununun çözümünde yaşanan tıkanıklığın ve havaların ısınmasıyla yükseleceğini haber veren şiddetin arkaplanını özetliyor.
Ankara tüm gücüyle -Atalay’ın sözleriyle- örgütü minimalize etmeye ya da -Karayılan’ın sözleriyle- zayıf düşürmeye, PKK ise Ankara frene basmadan ‘gevşememeye’ kilitlenmiş durumda.
Kim ne derse desin bilek güreşine karşılık gelen bu tablo değişmeden Kürt sorunuyla ilgili adım atılması ya da silahların susması olası görünmüyor.
Bu kendi kendini yıkıcı açmazdan kısa vadede çıkılması için yegane umudun mevcut koşullarda -16 Ocak tarihli Kuzey Irak Güncesi’nde işaret edilen- Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin inisiyatifi olduğu fark ediliyor.
Barzani’nin hem Ankara’nın ihtiyacı olan ‘iyi niyeti’ Kandil’in göstermesini hem de PKK’nın imha tehdidi altında olmadığını hissetmesini sağlaması durumunda tablo değişerek tansiyon hızla düşmeye başlayacak aksi durumda her iki taraf da geri adım atmayacak ve yıkıcı bir bahar-yaz döneminin yaşanması kaçınılmaz olacak.
YAZARIN NOTU:
Ekim 2007’de Referans gazetesinde başlayan Ekim 2010’dan itibaren de radikal.com.tr sitesinde devam eden Kuzey Irak Güncesi yazılarında, esas itibariyle, “Kim ne dedi? Ne yaptı? Ne anlama geliyor?” temel felsefesi gereği verili anın ‘fotoğrafı’ çekilerek geleceğe dönük kestirimler yapılır. Yazar, Türkiye’de Kürt sorunu ve PKK konusunda herkese açık olan kaynakların taranmasından çıkan anlamlı verileri kullanır. Bu nedenle herhangi bir kaynaktan nispeten fazla alıntı yapılması somut durumun sonucudur. Konunun çok dinamik olması nedeniyle yeni bir gelişmenin ortaya çıkması halinde farklı bir kestirimin yapılabileceğinin bilincinde olan yazar, analize dahil edilen verilerin tarih ve saat ile sınırlandırılmasını zorunlu görür. Yazarın objektifliği temel kriter olarak alması, sorunun nasıl çözüleceğine dair bir fikrinin olmadığı anlamına gelmez. Bununla birlikte yazar ‘sürüden ayrı düşmeyi’ göze alır ve konuyla ilgilenenlere derli toplu bir kaynak da sunan farklı formatını korumaya özen gösterir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
2.05.2012
24.04.2012
17.04.2012
27.03.2012
21.03.2012
19.03.2012
14.03.2012
7.03.2012
15.02.2012