Cihan AKTAŞ
Sadece ve sadece yürüyerek kendini teselli edebildiği anları vardır insanın. Kandırıcı bir şeyler sunması gerekmiyor gidilen yolun, bir mucize de yok; manzara değişirken başka ihtimallerin cümlelerine sürüklüyor.
Yürümeye Övgü kitabının yazarı David Le Breton’un, kitabında yer verdiği yürümek üzerine sayısız tanımdan biri, şöyle: “Sadece yaşanan ânı hissettiren bir iç zenginliğine ulaşma yoluyla geçici kendini bırakma.”
Bazen de en zor yürüyüşe insan iç zenginliği başka türlüsüne izin vermediği için çıkıyor. Güncel örnek,Halil Savda’nın Roboski’den Ankara’ya yürüyüşü. Bu işin silahla yürümeyeceğini, silahın silahı çağırdığını, süren savaş tezgâhının kurbanlara ve yaslı kitlelere ulaşmayan karanlık yanları olduğunu gören herkes gibi, barış için daha fazla gayret sarfedilmesi gerektiğine inanıyor Savda. Böyleyken toplumun art niyetten yoksun, yürekli insanları hep birlikte barışı çağırmanın daha etkili yollarını niye üretemiyor? Yürümeye üşeniyorsanız, yolda da gözünüz olmuyor. Bir o taraftan ölüyor bir bu taraftan, hatta kendini sadece kendi yüreğinin, imanının tarafında ilan edenler de ölmeye devam ediyor.
Eski Yunanlıların bir kimseyi doğru dürüst adamdan sayması için ya iyi yazı yazması gerekirmiş, ya da iyi yüzmesi... Yürüyüşe büyük anlam atfetmede, genellikle fiziksel etkinliklere vakit ayırma konusunda pek hevesli olmayan yazar kesimi ön saflarda yer alıyor gibi geliyor bana. Yazının alanını daraltacak kadar zorlu bir fiziksel çaba istemiyor yürüyüş, üstelik pekâlâ hem yürüyüp hem de düşünebilir insan, hem yürüyüp hem bir kurgunun ana hatlarını zihninde eleyip dokuyabilir. Masa başında konusuna yoğunlaşarak donup kalmaya eğilimli yazar kadar, çıkmaza girmeye hazır kurguya birarada nefes aldırmanın yolunu arayan yazar için de yürüyüş bir hâl çaresi.
Oysa muhayyilesiyle dağların zirvelerine ulaşabileceğini düşünürüz yazarın... Ancak, hayır, yaşadığını daha farklı, derin bir boyutla duyumsamanın bir yolu ise yazarlık, sokaklar, parklardaki yürüyüş parkurları, vahşi doğa yürüyüşlerinin patikaları bir yere kadar mümkün kılıyor kelimelerin sağlamasını ve kendini ana caddelere olduğu kadar otoyollara da vurmaya koyuluyor masa başı işçisi. İdeal metine ulaşırken hafiflemenin açıklaması yürüyüş yolundan geçiyor, sahneler değişirken cümleler de bir o tarafa kıvrılıyor, bir bu dönemece açılıyor... Huzursuz Bacak’ın İstanbul’u yürüyerek yeniden kendine ait kılmaya çalışan kahramanı Ömer Faruk, “Beni Kaybeden Sokaklar”ın, sevdiği şehrin sokaklarını adımlarıyla damgalayarak kendini yurtdışına gitmekten vazgeçirmeye çalışan başörtülü doktoru... Yürüyerek sevdiğine ulaşmaya çalışan Mecnun, yürüyerek Kâbe’ye varmayı arzulayan menkıbe karıncası... İdealistin, ütopya sahibinin yürüyüşü, Sevgi Soysal’ın sınırlar aşan Ela’sı ya da... Ve tabii, ancak bir peri masalı için mümkün olacak saflıktaki bir planın vahşi cıngılları andıran yollarına düşen gözüpek masal kızı Bacca... “Çöldeki Alev Kuşunun Rehberliğinde Zorlu Yürüyüş”başka nasıl tuvale yerleşir ve günün birinde bir bakışla, cümleyle hayata karışır...
Haruki Murakami yürümekle yetinmedi, koşarak yazı disiplinini güçlendirmeye çalıştı. Zor cümle zor kurgu dağların arkasında sanki; o yüzden de her metin eksik olmaya mahkûm.
Nereye kadar esneyebilir ki metnin sınırları... Yazar, metnine haksızlık olmasın diye yürürken, kimisi de yürüyerek tarih yazıyor.
Halil Savda’nın ayak parmakları patladı yürüdüğü yolda, Kızıltepe Devlet Hastanesi’nde tedavi gördü. Savda’nın yürüyüşü bir açıdan Veysel Karani hissiyatıyla Kâbe yollarına düşen Bosnalı yazar Senad Hacic’in azmini hatırlatıyor: Yaşanmış büyük acıya saplanıp kalmak yerine, bu acının kaynaklarını şefkat ve merhametle kurutma azmi bu. İnsanı aynı zamanda kendini yeniden doğurmaya götürmez mi böyle bir yolculuk... Büyük, çileli, içtenlikli bir kurgunun yazarını olgunlaştırması gibi... Ünlü hadisi bilirsiniz. Hiçbir şey yapamayan, yerde önüne gelen çöpü kaldırsın. Savda bunun çok ötesine geçip, barışa sağır kulaklara barış gönüllülerinin ayak seslerini duyurmanın yoluna düştü.
Kendisiyle telefonla konuştum geçtiğimiz cumartesi günü. Urfa’dan Antep’e doğru ilerliyordu yol arkadaşlarıyla. Yolun çeşitli aşamalarında kendisine katılanlar oluyor ve doğrusu, her şey düşündüğünden iyi gidiyor. Gördüğü ilgi umduğunun üzerinde. PKK tarafından kaçırılan askerlerin aileleri de, çocukları dağda olan aileler de barış niyeti ve umudu adına selamlıyor onu. Sürekli ya da geçici olarak eşlik etmek üzere yürüyüşüne katılanlar eksik olmuyor. İşkencede can verenlerin, askerde ya da dağda vurulanların hikâyeleriyle yüreği daralsa da yol boyu, barış adına yürümenin, kendisine katılanlarla birlikte attıkları adımların barışı hazırladığına güvenmenin güzel bir duygu olduğunu dile getiriyor. Yol sürprizleri ve sıcak hava nedeniyle, 10 ekim olarak belirlediği Ankara’ya varış tarihi 25 ekime kadar uzayabilir. Olsun. Maksat zaten yolda hâsıl oluyor.
Ankara’da hak ettiği kadar hoş bir karşılama görür Savda, dilerim.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016