Demiray ORAL
On sekiz yaşındakilerin vekil olabilmesini sağlayacak yasayla ilgili duyduğum en isabetli yorumu takdirlerinize sunarak başlıyorum: “On sekiz yaşındaki gençlere seçilme hakkı vermeden önce yaşama hakkı verseler daha iyi olacak.”
Yorum eski mahalle berberim Esmer’den.
İyi ki ucundan azıcık kestirmeye gitmişim saçlarımı.
“İkinci iyi şeyler olacak” dönemine denk geldi berber mesaim.
Tıpkı benim kesilen saç boyum misali ucundan azıcık barış görünür görünmez nasıl siyasette, medyada barışa susayanlar hemen üstüne atladıysa olan bitenin, Türk’üyle Kürt’üyle bu toprakların insanı da aynı ruh hâli içinde aslında.
Kimle sohbet etsem, tünelin ucundaki ışığı görmek isteyen sorulara maruz kalıyorum.
İyi bir şeyler olmasına aç insanlar, ama bir o kadar da temkinliler.
Özellikle de Kürtler.
Yeni bir hayal kırıklığını kaldıramayacak kadar istiap haddini doldurmuş vaziyette bünyeleri.
Siyasilerin yaptıkları tüm açıklamalar internetten satır satır okunuyor, televizyonda haberler başlayınca adeta zımni bir anlaşmayla sessizlik hüküm sürüyor.
Üstelik söz ettiklerim dışarıdan bakınca aklı birkaç karış havada, İstinye Park müdavimleri olarak görülen varoş delikanlıları.
Büyük kısmı Güneydoğu’dan İstanbul’a göç eden Kürt ailelerinin çocukları onlar.
Kimisinin abisi askerde, kimi askere gitmek için gün sayıyor, kiminin ise derin suskunluğundan anlaşılıyor ki dağda bir yakını var.
Kafaları karışıyor bir yandan Ankara’dan gelen açıklamalarla.
Bir gün önce Başbakan “Yarın İmralı’ya gitmem gerekiyorsa MİT Müsteşarı’na ‘gerekeni yap’ derim. Yeter ki akan kan dursun” deyince nasıl umutlanıyorlarsa, ertesi gün ayna karşısına geçip saçlarına bilmem kaçıncı kez jöle sürerken berber televizyonundan AKP’li Burhan Kuzu’nun “Kürtçe eğitim şeytana uymaktır” dediğini duyunca şaşırıyorlar, üzülüyorlar, öfkeleniyorlar.
Burhan Kuzu bu sıralarda bir PR ajansıyla anlaştı ve şovlarını onlar mı hazırlıyor bilemiyorum.
Ama kendisine şunu hatırlatmakta fayda var sanırım.
Artık “Kürtlerin kuyruğu var” düzeyini bu memleket aştı Sayın Burhan Kuzu.
Hem de o düzeyi aşmakta en büyük katkıyı da sizin partiniz olan AKP yaptı.
Yazar Amin Maalouf’a aittir; “İnsanın hangi yönü baskı altındaysa o yönü kimliğidir.”
Bugün Kürt sorunu dediğimiz eğer bir “eşit yurttaşlık” sorunuysa, bunun ağırlık bir bölümü Kürtçe sorunudur.
Çünkü Kürtlerin kimliği, baskı altında olan dilleridir.
Yani Kürt sorununu çözmeye samimi olarak heves ediyorsanız, “bilinmeyen dil”, “tanımlanmayan dil”, “Kürtçe medeniyet dili değildir” misali klişeler literatürüne “Kürtçeyi şeytanlaştıran” katkılar yapmayı bırakınız.
Kıymetli okurlar biliyorsunuz, daha doğrusu hiçbir yerde haber olmadığı için büyük ihtimalle bilmiyorsunuz, cezaevlerindeki Kürt tutuklular 39 gündür açlık grevinde.
Üç taleplerinden ikisi Kürtçeyle ilgili.
Kürtçe eğitim ve mahkemede Kürtçe savunma hakkı istiyorlar, bir de Öcalan’a yönelik tecridin sona ermesini.
Ama seslerini ne yapsalar duyuramıyorlar.
Yakınları Meclis’e gidip siyasi partileri ziyaret ediyor, BDP’li vekiller basın toplantısı yapıyor ama medyada tık yok.
Eskiden medya açlık grevi olduğunda, âdet yerini bulsun kabilinden de olsa en azından gün sayardı.
Şimdi yüzlerce insan 39 gündür açlık grevinde ve daha gün saymaya bile başlamadı medya.
Acaba Başbakan’ın “gerekiyorsa MİT Müsteşarı’nı İmralı’ya yollarım” sözleri için yeterli “gerekçeyi”teşkil eder mi ki bu açlık grevi?
Hayır, çünkü Başbakan’ın ağzından bu mevzuda iki kelime bir şey çıksa, medyada tırsmayı bırakıp haber yapar ânında.
İstanbul’da olan 3.8’lik depremciği gün boyu artçı mı, öncü mü diye didik didik eden medya için bu memleketin Kürt yurttaşlarının hayatı açlık grevinin kaçıncı gününden sonra haber değeri taşıyacak acaba?
Ama medya da haklı bir yerde.
Şimdi bayram öncesi “şeytana uyup” böyle sevimsiz mevzuları gündeme getirmenin ne manası olabilir ki?
Hele bayram tatili aradan bir çıksın, uzmanların şu anda kritik eşiğe geldiğini söylediği açlık grevi şöyle 50. gününe dayansın, üç beş tutuklu komaya girsin, o zaman bakarlar artık...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013