Ergun BABAHAN
AKP-MHP iktidarının azgın baskı politikaları toplumun geniş kesimlerini yıldırmış, sindirmiş ve umutsuzluğa düşürmüş durumda. Özellikle de CHP tabanını… Kamuoyu araştırmaları sandığa gitmeyecek seçmenin çoğunluğunu CHP seçmeninin oluşturduğunu gösteriyor.
Seçmen haklı çünkü CHP sinik ve silik bir politika izliyor. Hukuksuzluk almış başını gitmişken, ekonomi iflas noktasına dayanmışken normal demokratik bir ülkede yaşanıyormuşcasına siyaset sürdürüyor.
Oysa medyası susturulmuş, gazetecisi esir alınmış, baskıcı-yasakçı ve teksesli bir ülke Türkiye. AKP-MHP iktidarının İslamcı-Türkçü bir toplum yaratma uğruna pervasız adımlar attığı bu dönemde, CHP sessiz tavrıyla bu politikalara destek veriyor, tek adam rejiminin yolsuzluk ve hukuksuzluklarla donatılmış rejimine meşruiyet kazandırıyor.
Ne Erdoğan’ın 500 milyon dolarlık özel uçağından ne de Katar’a peşkeş çekilen tank fabrikasından rahatsız CHP. Bunlar yokmuş gibi davranıyor.
Sonuç itibariyle CHP de Türkçü ve İslamcı bir parti. AKP bu politikayı başında takke ve ayranla, CHP ise takım elbise ve rakı ile gerçekleştirmeye çalışıyor, tüm fark da bu.
Ahval’de dün yer alan haber bu açıdan ibretlikti:
“Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin, HDP üyelerinin bağlı olduğu Birleşik Sol Grup girişimiyle hazırlanan ‘Türkiye’de Siyasi Muhalefet Üyelerinin Ağırlaşan Durumu’ başlıklı karar tasarısı genel kurulda 20’ye karşı 72 oyla kabul edildi. Karara karşı sadece AKPM Türk heyetinin AKP, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve İYİ Parti’li üyeleri ile Azeri üyeleri oy kullandı.”
Bu CHP’den umudu kesenler imkanı varsa akın akın yurtdışına gidiyor, yoksa sandığa küsüyor. Aslında Cengiz Aktar’ın da yazdığı gibi, bilinçli bir boykot, Venezuela örneğindeki gibi iktidarın meşruiyetini elinden alan güçlü bir silah haline gelebilir ama Türkiye’nin o noktaya gelmesi en azından şu an için mümkün değil. Çünkü tüm partiler, toplumu değil, devleti esas alan bir siyaset yürütüyor. Ancak toplumu göz ardı eden bir siyasetin aslında korumaya çalıştıkları devletin varlığını bizatihi tehdit eden bir olgu olduğunu görmezden geliyor.
Komşuları yeniden yapılanmaya ve kaosa girmiş bir ülke olan Türkiye’de devlet aklının parçalanma korkusuyla sakatlandığını görmek mümkün. Devlet aklının göremediği ise, Suriye ve Irak’ın demokratik yapıları değil, bugün Türkiye’de de uygulamaya geçen faşizan yapı ve siyaset sonucu bu noktaya geldiği gerçeği.
Başta Balkan Savaşları olmak üzere, Osmanlı’nın son dönemi açıkça gösteriyor ki, baskı politikaları parçalanma sürecini erteleyen ama bu sırada da ayrılıkçı talepleri güçlendiren bir araçtır. Toplumun birbirine düşman kamplara bölündüğü bir dönemde, devletin sağlam temeller üzerinde durduğunu iddia etmek absürd bir iddiadır.
Bu dönemde yapılması gereken topluma sahip çıkmak; barışı, demokrasiyi ve hukuku savunmaktır. CHP’nin Kürt korkusuyla yapamadığı budur. Devlete sahip çıkmak adına AKP-MHP ile örtük bir işbirliği yapmak ve toplumu yok saymak. Elbette bir de rant düzeninden pay almak. AKP politikalarına etkisiz muhalefet nedeniyle hiçbir kırılma yaşamayan partide belediye başkanlık adaylığı üzerinden istifalar yaşanması ibret ve utanç vericidir.
Ne yapmalı?
Leyla Güven, şiddete başvurmadan, kendi canı ve bedenini ortaya atarak ne yapılabileceğini gösterdi: Direnmek.
Saray, Leyla Güven’in canına önem ve değer verdiği için tahliye etmedi onu. Muhaliflerin canına ne kadar değer verdiğini Gezi’de, Cizre’de, Sur’da gördük. Güven’in ölümünün hem toplumda, hem de Batı dünyasında yaratacağı büyük infialden korktuğu için yaptı bunu.
İktidar, bütün afra tafrasına, kendi halkına uyguladığı zulme rağmen en zayıf dönemini yaşıyor. Hazine iflas etmiş durumda, yönetimin itibarı yok.
İktidarın tek avantajı, Avrupa’ya göçü engelleyen etkili bir sınır bekçiliği yapıyor olması. Bir yandan Trump’a, bir yandan Putin’e koşarak bir denge dansı yapmaya çalışıyorlar ama nafile.
Güven’in tahliye kararı, korkusunun göstergesi. Nobel ödülü almış 50 bilim ve kanaat önderinin Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kalkması için kaleme aldığı mektup Ankara’nın uluslararası kamuoyu nezdinde nasıl yalnızlaştığının bir başka göstergesi.
Leyla Güven sadece kendi hayatını riske ederek, konuşarak ve dik durarak iktidara geri adım attırdı ve topluma bir umut verdi: Barışçı direniş yollarıyla bu baskıcı rejime karşı durmak ve geri adım attırmak mümkündür. Demokratik direniş bir haktır ve kullanılmalıdır. Türkiye’nin girdiği bu karanlık tünelden tek çıkış yolu da odur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021