Eser KARAKAŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir ifadesi ile başlayalım: “İtibardan tasarruf olmaz.”
Bu ifade tartışılır ama tartışılmayacak mesele ‘itibarın satın alınamayacağı’ meselesidir.
Oysa Türkiye’nin şu günlerde makroekonomik dengesizliklerin düzeltilebilmesi için en çok ihtiyaç duyduğu mesele itibar meselesidir, itibarı satın alamazsınız.
McKinsey gibi önemli danışmanlık firmalarının size fikri danışmanlık yapması da bu itibarı size taşımaz zira itibarınız sadece ve sadece sizin elinizdedir. Sizin yaptıklarınızla ya da yapmadıklarınızla elde ettiğiniz bir şeydir. IMF ya da McKinsey gibi danışmanlık firmalarının bu konuda yapabilecekleri çok sınırlıdır.
“Çok sınırlıdır” dedim çünkü IMF gibi uluslararası bir kuruluşun, McKinsey gibi bir özel danışmanlık firmasının ellerinde bulundurdukları ekonomik kriz reçeteleri, -ben buna ‘çözüm teknolojileri’ adını vermeyi tercih ediyorum-, 2018 dünyasında artık çok sihirli reçeteler, büyük patentlerle korunan teknolojiler değiller. Her ülkede ve özellikle de bizim gibi bu alanda bir geçmişi olan ülkede bu teknolojiler çok iyi biliniyor.
Bu anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği “fikri danışmanlık almaya gerek yok” sözü büyük ölçüde doğrudur, alınacak danışmanlık zaten bir anlamda malumun ilamıdır. Ben siz okurlara hemen, içimizden, bu işi McKinsey’in danışmanları kadar hatta çok daha iyi yapabilecek yirmi, otuz isim sayabilirim.
McKinsey’den alacağımız fikri danışmanlık çok önemli olmasa da, teknoloji artık standardize oluyor. Bu yüzden, McKinsey’in sizin yanınızda duruyor olması bir noktaya kadar önemlidir; IMF’nin üye ülkelerle yaptığı anlaşmaların isminin ‘stand by’ anlaşmaları olmasının da anlamı bu tabirin yanında durmak anlamına gelmesindendir.
Evet, IMF ya da McKinsey’in sizin yanınızda duruyor olması da tek başına size itibar getirmeyebilir. Çünkü tüm küresel sermaye piyasaları bizzat sizin neyi ne kadar doğru yaptığınıza, yapabileceğinizi görüyor.
Yaptıklarınız doğru işler ise zaman içinde itibar zaten kendiliğinden oluşuyor. Aslında nelerin yapılacağı da bellidir ve bunların en başında ülkedeki ‘egemen hukuk güvenliği’ kavramı gelir.
Hukuk devleti çok önemlidir çünkü ancak gerçek hukuk devletlerinde hukuk güvenliği yerleşik hale geliyor. Hukuk devleti olmadan hukuk güvenliği olmaz, hukuk güvenliği olmaksızın da mülkiyet hakları tanımsız kalır. Mülkiyet haklarının tanımsız kaldığı ülkelerde de yatırım ortamı olmaz, dış kaynak girişi durur, iç kaynak çıkışı başlar, yatırım yapılmaz.
Yatırım yapılmayan ülkelerde de büyüme gerçekleşmez. Kalıcı hale gelmiş düşük ya da sıfır büyümeli ülkelerde de durum çok büyük ölçüde vahim hale gelir. Güvenlik kaygıları tavan yapar, itibarınız yerlerde sürünür.
McKinsey danışmanlık firmasının ismi ön plana çıkmadan çeşitli iç ve dış çevrelerden IMF ile bir stand by anlaşması yapılmasına yönelik öneriler aktarılmaya başlanmıştı. Ama Erdoğan’ın senelerdir mitinglerde söyleyegeldiği “IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık” sözü bu girişimi engelledi.
Bunun çok önemli olmadığını yukarıda belirttim, zira stand by anlaşmasının bugün neleri kapsayacağı üç aşağı, beş yukarı belli. Bunları biz de yapabiliriz ama işin en başında hiç kuşkusuz yatırım ortamının iyileştirilmesi, kurumların yeniden ayağa kaldırılması meselesi var.
Hedef çok boyutlu bir mesele ve temel sorun da bu hedef ile Erdoğan’ın mevcut konumlanmasının uyuşmuyor olması. Bu siyasi pozisyon sorununun nasıl aşılacağı belli değil. IMF’nin, McKinsey’in, hatta bu işi onlar kadar bilebilecek yerli danışmanların bu konuda yapabilecekleri de çok sınırlı.
Türkiye ekonomisinin acil dış kaynağa ihtiyacı var. Kısa vadeli dış borçların ödenmesi ve cari açığın finansmanı için acilen 75-80 milyar dolar para girişi gerekiyor. Ama bu kaynağı bulmak, bugünkü şartlarda kolay değil.
Varsayalım ki, Erdoğan çaresizlikten büyük bir özveri ile IMF’ye gitti, bu para temin edildi ve kapıya dayanmış akut sorun şimdilik aşıldı.Ancak, Türkiye ekonomisi yaklaşık her sene dış borçlarını -anapara ve faizler- ödeyebilmek ve büyümenin üreteceği cari açığı finanse edebilmek için, yine yaklaşık bu kadar bir dış kaynağa ihtiyaç duyacak. IMF’nin de her sene bu parayı çıkarıp vermesi olası değil.
Yapılması gereken tek bir iş var: O da, iç yatırım ortamını evrensel standartlara çekerek, mülkiyet haklarını tartışmasız hale getirerek yılda en az 60-70 milyar Dolar’ın ülkeye girişini istikrarlı hale getirmek. Ancak, bu hedefin gerekleri ile Erdoğan’ın siyasal-hukuki pozisyonu uyumsuz. İçinde bulunduğumuz kriz ortamının en büyük nedeni de bu.
İnternette basit bir araştırma yapın: ‘Yatırım ortamı’ ne demek, bu hedefe yönelik atılması gereken adımlar nelerdir diye bir bakın, IMF ya da McKinsey’e olan ihtiyacımızın çok da anlamlı olmadığını göreceksiniz.
Zira bu hedefler bu kuruluşların getireceği istikrar ve büyüme teknolojilerinden çok hukuk düzenlemeleri gerektirecek hedefler. Neler olduğu zaten büyük ölçüde belli. Mesela 2002 tarihli Kamu İhale Kanunu’na tüm unsurları ile dönelim, 2003’den beri bu yasada yapılan değişiklikleri tümüyle geri alalım, bakalım itibar konusunda nasıl bir adım atmış olacağız.
Son günlerde şahit olduğumuz McKinsey tartışması gerçekten çok saçma bir tartışma. Zira Maliye ve Hazine Bakanı’nın öngördüğü gibi şayet bu danışma şirketiyle uygulanabilir bir anlaşmaya gidilebilseydi bile, yatırım ortamı meselesi çok büyük ölçüde Erdoğan ve AKP’nin siyasi tasarrufunda bir konu.
Ve bu doğrultuda adımlar atmaya da ‘şimdilik’ çok gönüllü değiller. Bu yüzden baştan kadük doğmuş McKinsey meselesi sadece Maliye’ye ek bir külfet olacaktı. işi olacaktı bu yani ek bir maliyet daha olacak idi maliyeye. ‘Şimdilik’ dedim çünkü koşullar yakında, Erdoğan ve AKP’yi böyle bir stand by için mecbur edebilir.
İşin özü şudur: İstikrar-büyüme reçeteleri ya da teknolojileri mevcut bir veri kaynak stokunun daha verimli kullanılmasına ilişkin bir makroiktisat konusudur. Oysa Türkiye’nin meselesi mevcut stoku verimli kullanmak değil, istikrarlı, sürdürülebilir bir biçimde yeni kaynak girişi sağlayabilmektir. Bu son konu ise istikrar ve büyüme teknolojileri meselesini aşan bir konudur.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025