Eser KARAKAŞ
Laiklik devlete ilişkin bir niteliktir, toplumlar ve yurttaşlar için kullanımı en azından teorik açıdan sakıncalıdır.
Laikliğin ya da kanımca daha doğru bir ifade ile laik devlet yapısının temel özelliği bu yapının, kamu düzenini olumsuz etkilemedikleri sürece, tüm inanç ve pratiklerine kör olmasıdır, devlet bir inanca, toplumda ağırlığı ne olursa olsun, ayrıcalık tanıyamaz, kamu kaynağı aktaramaz, aynı devlet ya da bu devletin anayasal, yasal bir kurumu “dinin doğru yorumunu” yapamaz, kimsenin böyle bir tekele sahip olması haddi değildir, devletin din kurumu ile ilişkisi sadece, kamu düzenine tehdit oluşturmadığı sürece, bu kurumun farklı dalları ile arasında eşit mesafeyi korumaktır.
Eskilerin bir lafı var, “Marifet iltifata tabidir” derler, doğrudur.
Bizim basın geleneğinde ise, maalesef, insanlar başkalarının yaptığı iyi şeyleri çok öne çıkarmazlar, takdir kelimelerini aşırı hasis kullanırlar.
30 Ocak günü Diken haber sitesinde Kemal Göktaş’ın “Devletin resmi dini yok mu demiştiniz?” başlıklı çok güzel bir makalesi yayınlandı.
Kemal Göktaş benden çok genç, kendisini şahsen tanımam, internetten hukukçu olduğunu ve hukuk eksenli konularla ağırlıklı olarak ilgilendiğini okudum.
Kemal Göktaş yukarıda bahsettiğim yazısında harika bir nokta yakalamış, aşağıda anlatacağım.
Kemal Göktaş, yazısında örneklerle, devletin laik olması gereken yapısının nasıl resmî bir din haline getirildiğini yazıyor.
Seneler önce idi, laiklik üzerinden büyük gerginlikler yaşanırken bir grup arkadaş “Türkiye laiktir, laik kalacak” biçiminde slogan atarlardı; Türkiye’nin laik kalmasına bir itirazım olamaz ama bu sadece bir temenni çünkü Türkiye zaten laik bir ülke değil.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın genel idare içinde, yani genel vergilerle finanse edilen ve anayasal bir kurum olduğu, 130 bin civarında sünni Müslüman din görevlisinin bütçeden maaş aldığı bir devlete, ülkeye laik demek yine en azından teorik açıdan mümkün değil.
Daha sonraları bu anayasal kurum (DİB) dinin doğru yorumlanması gibi bir işlevi de üstlendi; dinin “doğru” yorumunun bir devlet kurumu tarafından yapıldığı bir devlete de laik devlet demek yine olanaksız.
Yukarıda da belirttim, devletin, farklı devlet kurumlarının bu alanda yegane işlevi evrensel hukuk ilkeleri doğrultusunda kamu düzenini bozacak eylemlere engel olmaktır ve sadece o kadardır.
Kemal Göktaş’ın yazısında şöyle bir bölüm var:
“Son olarak Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talebi üzerine, kendisini ‘mehdi’ ve‘resul’ ilan eden İskender Evrenesoğlu’na ait beş internet sitesine erişim engeli getirdi. Mahkeme, erişimin engellenmesi kararını bu siteler Anayasa ve yasalarda belirtilen ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı için değil,‘İslam dinine aykırı olması nedeniyle’ aldı.
Üstelik, bu yetki Din İşleri Yüksek Kurulu başkanlığına, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle verilmiş durumda. Buna göre başkanlık, Kur’an-ı Kerim meallerini Diyanet İşleri Başkanlığı, kamu kurumları, özel kişi ve kuruluşların talebi üzerine veya resen inceleme yetkisine sahip. Kararnameye göre inceleme sonunda 'İslam’ın temel nitelikleri açısından sakıncalı olduğu Kurul tarafından tespit edilen meallerin, Başkanlığın yetkili ve görevli mercie müracaatı üzerine, basım ve yayımının durdurulmasına, dağıtılanların toplatılmasına ve imha edilmesine karar verilebiliyor, sitelere erişim engellemesi talep edebiliyor.' 'Devletin resmi dini yok' mu demiştiniz?”
Kemal Göktaş’ı Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği'nin bu devletin laik yapısına taban tabana zıt kararını gündeme taşıdığı için kutlamak gerekiyor.
Düşünebiliyor musunuz, laik devletin bir mahkemesi kendini mehdi ve resul ilan eden, muhtemelen biraz tuhaf bir vatandaşımızın görüşlerini içeren internet sitesine ulaşımı kamu düzeni, mesela şiddet çağrısı gibi nedenler adına değil de, İslam dinine aykırılıktan engelleme kararı verebiliyor.
İlgili mahkeme, bu bir mahkemenin işi midir, bir içeriğin İslam dinine uygunluğu ya da uygunsuzluğu kararı verebiliyorsa durum gerçekten zıvanadan çıkmış demektir.
Devlet ve kurumları gerçek bir laik devlet anlayışını boğazlıyorlar ülkemizde.
Devlet kurumları, Diyanet ya da bir mahkeme “dinin doğru yorumu” kararı alabiliyorlar ise, bu devletin gerçekten resmî bir dini var demektir.
Yazımı Kemal Göktaş’ı Ankara 3. Ceza Hâkimliği'nin kararını gündeme getirdiği için bir kez daha kutlayarak noktalıyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025