Etyen MAHÇUPYAN
Demokrasilerin muhalefetin kalitesine son derece bağımlı olduğu sıkça CHP eleştirisi olarak kullanılan bir tespit… Gerçekten de hukuksal ve geleneksel çerçeve ne denli sağlam olursa olsun, demokrasilerde iktidarlar yoldan çıkma eğilimi gösterebiliyorlar. Demokratik zemine sahip çıkma işlev ve sorumluluğu ise muhalefete düşüyor ve doğru tavır iktidarların meşruiyet çizgisinden ayrılmamasını sağlayabiliyor. Türkiye gibi demokrasinin ne hukuksal ne de geleneksel sağlamlığının olduğu toplumlarda ise muhalefetin duruşu çok daha önemli. Öte yandan da muhalefetten böyle bir talepte bulunmanın ne denli hakkaniyetli olduğu sorusuna cevap vermek durumundayız. Çünkü ‘dökülen’ bir demokrasiniz varsa, muhalefetin sanki gökten zembille inmiş bir kalite timsali gibi ‘ayakta’ kalmasını beklemek gerçekçi değil.
Üstelik CHP’nin ilave sorunları var… Toplumsal tabanın bölünmüşlüğü yanında, parti ideoloji veya siyaset sandığı şeyin aslında tamamen bir kültürel kimlik ve yaşam biçimi farklılaşması olduğunu keşfediyor. Bu farkındalığın iki önemli uzantısından söz etmek mümkün. Birincisi, eğer tabanınızı bir bütün olarak tutmak istiyorsanız siyasi gündemi kimliğe ve yaşam biçimine doğru çekmeniz gerek. Aksi halde en basitinden daha batıcı olanlarla içe kapanma yanlılarını ya da Türk milliyetçileriyle kendisini ‘dünya vatandaşı’ hissedenleri yan yana tutamazsınız. İkinci olarak siyasi gündemin de kimlik ve yaşam biçimi alanında kalmasını sağlamanız lazım. Bunun en basit yolu kendi karşınızdaki siyasi hareketin de aslında bir kimlik ve yaşam biçimi kavgası verdiğini savunmak, tabanı bir karşıtlık temelinde mobilize etmek.
CHP için bu strateji bir fikri gelişmenin sonucunda ortaya çıkmış gibi gözükmüyor. Buna gerek de yok. Zaten karşılarında İslami duyarlılığa sahip, taşradan merkeze doğru akan ve kendi geleneksel hayat anlayışını yine kendi usulünce modernize ederek kamusal alana aktaran bir siyasi hareket var. Üstelik AKP hiç de mütevazı olmaya çalışan bir parti ve iktidar değil. Kendisini bir tarihsel misyonun taşıyıcısı olarak görüyor ve bunu bir yandan Osmanlı’nın muhayyel görkemine ve adalet anlayışına, diğer yandan Anadolu’nun mağduriyetine ve İslami kimliğin dışlanmışlığına bağlıyor. Bu kadarıyla kalsaydı AKP’nin CHP’yi rahatlatacak bir rakip olacağını söyleyebilirdik. Bunca yıldır ‘geri’ bulunmuş olan insanların, şimdi bir demokrasi ‘cilası’ taşısalar bile CHP’ye ve CHP zihniyetine gerçek anlamda alternatif oluşturması söz konusu kesim için öngörülebilir bir durum değildi. Rakip taşralı, İslami ve cemaatçi olduğu ya da göründüğü sürece CHP’nin Türkiye siyaseti üzerindeki manevi hegemonyasını zedelemek mümkün gözükmüyordu. Nitekim ‘merkez’ medya da yıllarca bu varsayım üzerinden ve epeyce özgüvenli bir biçimde davrandı. Bu memleketin ‘esas sahibi biziz’ duygusu son derece yaygındı ve halen de ortadan kalktığı söylenemez…
Ne var ki bu duyguyu zedeleyen çok kritik bir olay yaşandı. Laik kesime 2002 yılında sorulsaydı, AKP’nin niçin başarılı olamayacağını savunurken muhtemelen ekonomi alanındaki kaçınılmaz başarısızlığa atıfta bulunurlardı. Çünkü ekonominin laik kesimi ‘doğal’ olarak uyumlu kılan, İslami bir siyasetin ise uyumsuzluğunu ima eden iki yönü var. Birincisi küresel bir sistemde ekonominin kaçınılmaz olarak Batı ile ilişkiyi ima ettiğidir. Bu ilişki kendine has bir dil, davranış, tutum, yakınlık, hatta benzerlik gerektiriyor. Ekonomi dünyası ortak bir kültürün ve eğitimin kodlarını taşır. Yaşam biçimi bu kodların taşıyıcılığını oluşturur… Dolayısıyla taşralı, İslami ve cemaatçi bir yapıdan gelenlerin kentli, Batılı ve küresel bir disiplin alanında başarılı olmaları mümkün değildir. İkinci olarak ekonomi son derece ‘matematiksel’ ve rasyonel bir alan… Buradaki karar alıcıların sadece iyi okullara gitmiş olmaları yetmiyor. Kafalarının rasyonel çalışmaya yatkın olması lazım. Her halde zihni dini hurafelerle dolu birinin, ekonomi gibi maddi âlemin yasaları üzerine uzmanlaşmış bir alanda başarılı olması beklenemez.
Laik kesim AKP’nin ömrünün fazla olmayacağına ‘doğal’ olarak inandı. İç dünyasında, AKP’nin kimliği ve yaşam biçiminin onu çöküşe mahkûm ettiğinden büyük ölçüde emindi. Bu nedenle ekonomi ve sağlık alanındaki gelişmeler CHP için de tam bir şok etkisi yarattı. Ancak CHP bu yeni durum karşısında siyasete dönmekte zorlandı, çünkü tabanı ‘rasyonel dindarlar’ gerçeğine hiç hazır değildi. Böylece daha da akut bir biçimde kimlik ve yaşam biçimi kavgasına girildi. Demokrasi de böylece, ironik bir sonuç olarak, iktidarın meselesi haline geldi.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023