Etyen MAHÇUPYAN
Türkiye yine sonucu belli bir cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor. Ama ilk kez birinin cumhurbaşkanlığı kalıcı bir değişimin habercisi olarak görülüyor ve toplum bu değişimi isteyenlerle istemeyenler arasında bölünüyor. Demokratlık/otoriterlik tartışması aldatıcı… Çünkü Türkiye ne bazılarının dediği kadar demokrat ne de diğerlerinin söylediği gibi otoriter. Ayrıca bu seçimden sonra da bir anda mutlak anlamda şu veya bu yöne gitmeyecek. Dönüşüm devam edecek ve toplumsal talepleri taşımak durumunda olan iktidar, muhalefetin tutumuna da bağlı olarak demokratlıkla ataerkillik arasında salınacak. Eğer muhalefet ‘karşıtlık’ pozisyonunda ısrar ederse iktidarın ataerkilliği demokratlık olarak sunma şansı artacak. Buna karşılık eğer muhalefet geleceğe sahip çıkar ve değişim sürecinin ortağı olursa, iktidarın demokrat bir çizgi izlemekten başka şansı kalmayacak.
AKP karşıtlarının sinirini bozan esas mesele de bu… Karşılarında ‘İslamcı’ deseler de dindarlık anlayışı giderek çoğullaşan bir kitle ve bunun epeyce pragmatik bir taşıyıcısı var. Tahakkümcü deseler de kendi üzerindeki tehditler apaçık olan ve bunu toplumun geneline anlatabilen, dolayısıyla antidemokratik müdahaleleri gerekli gösterebilen bir parti var. Kürt meselesinde yapılanlara bölücülük deseler de toplumsal barışı sağlayabilen, çözüm iradesi gösteren ve toplumu buna ikna eden bir yönetim var. Başarısızlık senaryoları çizip dursalar da ekonomi ve sosyal siyaset alanında karşılarında son iki yüzyılın en başarılı performansı var. Basın özgürlüğünün bittiğiniöne sürseler de ifade özgürlüğünün geldiği şaşırtıcı seviyeyi sahiplenen ve genişletmekten çekinmeyen bir iktidar var…
Geleceğe tarihsel bir özlemle bakan bir toplum için bu mucizevi bir nimet… Yapılan yanlışlar seçmen tarafından görülüyor ama yaşananları daha insani ve gerçek de kılıyor. Çünkü insanlar samimiyete hasret kalmış durumda. Bugüne dek Cumhuriyet rejiminin en belirgin özelliği samimiyetsizlik oldu. Yönetim ve etrafındaki dar cemaatleşme ile insani ilişki kurulamadı. Klişe ve şablonların ardına gizlenmiş yapay elitist söylem halkın geniş kesimlerini ikincil vatandaşlar haline getirdi. Vesayet sistemi ‘demokrasi’ diye, ideolojik yasaların keyfi uygulaması ‘hukuk’ diye sunuldu.
Seçmenin AKP’yi sahiplenmesinin başta bu ‘rejime’ itirazdan öte gitmediği öne sürülebilir. Ancak bu itiraz zaman içinde bir dönüşüm programı haline geldi. Geçiş çok da bilerek, programlı bir şekilde hayata geçmedi. Aksine el yordamıyla, her adımda farklı tehdit ve tehlikelere rağmen, her aşamada farklı bir toplumsal koalisyon üzerinden gerçekleştirildi.Bu nedenle AKP kendi genişleyen tabanı için daha da kıymet kazandı. AKP’nin iktidar süreci güçsüzün güçlenmesi ve gücünü kabul ettirmesi sürecidir. Garantisi yoktu… Eğer bir yenilgi yaşansaydı halkın büyük çoğunluğu başını öne eğip evine dönecek,bir sonraki tarihsel fırsat için kendi meşrebiyle ‘dua’ etmekle yetinecekti.
Ne var ki AKP beklenmeyeni başardı. Sadece bir kimlik değil, aslında çok daha fazlasıyla bir ‘kişilik’ ve sahicilik savaşı verdi. İşte bu nedenle Tayyip Erdoğan kendi hasletlerinden öte bir liderliği temsil ediyor. İnsanlar karşılarında sahiciliği olan bir ‘kişi’ görmek, yaşananın gerçekliğine onun üzerinden inanmak istiyorlar. Erdoğan’ın duruşu sayesinde kendi kişiliklerinin hak ettiği değeri bulduğunu düşünüyorlar. Bunun bir yanılsama olma ihtimali çok az gözüküyor. Çünkü Erdoğan göklerden zembille inmedi… Başından itibaren, tabiri caizse bu siyasi hareket ‘yerlerde sürünürken’, yani horlanır ve alay edilirken onun içine doğdu. İnsanlar Erdoğan’ın değiştirirken değiştiğini çıplak gözle izlediler. Her aşamada kendilerinin de değişim için güç kazanmasını buna yordular. Kendi değişimleri ile Erdoğan’ın değişimi arasındaki koşutluk, özgüven, cesaret ve sahiplenme yarattı. Bugün insanlar Erdoğan’ın samimiyetini ve sahiciliğini kendi ortak dirençlerinin, onurlarının ve kişiliklerinin harcı kılıyorlar…
Bunun ne denli benzersiz bir olay olduğunu anlamayanlar Erdoğan’ın bugün alacağı oyun anlamını da takdir edemezler. İnsanlar bir cumhurbaşkanı adayına, sevdikleri birine değil, gidip kendilerine, kendi geleceklerine oy verecekler.
Not: Asgari nesnelliğe sahip herkesin anlayacağı gibi,Başbakan’ın ‘affedersiniz’ sözcüğü Ermenilikle değil, ‘çok daha çirkin şeylerle’ ilgili idi. Ama açıklama yapmadı. Çünkü bu sefer de kendisi için “kıvırttı” denecekti. Erdoğan karşıtları gerçekliği bir kez daha suiistimal ettiler ve bu da Başbakan’ın işine geldi. Çünkü bu kesimin siyasi ahlaksızlığı AKP tabanında tescil olmuş oldu, kutuplaşma netleşti…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024