Etyen MAHÇUPYAN
Aydın hayatımızın en belirgin özelliği birey olamamakla bireyselliğe tahammül edememek arasındaki bağa tutunarak yaşayan parazitlerin çokluğu. Azınlıklarla ilgili yazım sonrasında Erdoğan’ın ‘affedersiniz’ ile başlayan cümlesi geldiğinde, bu kendine has sol/liberal ama özünde sadece laik olabilecek kadar derinleşebilmiş cemaat mensupları ille de benim bir karşı söz söylememi talep ettiler. Oysa Erdoğan’ın ne için ‘affedersiniz’ dediğini görmek için zekaya ihtiyaç yoktu. Amaç benim nasıl da Erdoğan’ın yanında saf tuttuğumun, ‘satılmış’ olduğumun kanıtlanması ve yürek yağlarının erimesiydi. Ne var ki benden cevap istenmesinin Türkiye’deki Yahudilere İsrail devletinin yaptıklarının sorulmasından bir farkı yok. Nasıl onlar ille de Yahudi gibi davranmaya zorlandılarsa, benim de ille Ermeni olmam, öyle davranmam istendi. Bunun apaçık ırkçılık olduğunu göremeyecek kadar zavallı insanlar benim ‘ırkımı’ bile sattığımı söyleyecek kadar kendilerini gülünçleştirdiler.
Öte yandan ‘Azınlıkların en hakiki sorusu’ başlıklı yazıyla ilgili olarak da kimse ‘bu ne saçmalık’ diyemedi. Azınlıkların kendi zihinlerinde ve küçük dünyalarında Müslümanları aşağıladığı gerçeğiyle yüzleşmek işlerine gelmedi. Onun yerine benim ‘hain’ olduğumu, kendi cemaatime ihanet ettiğimi öne sürdüler. Gerçeklerin ‘ötekilere’ söylenmemesi gerekiyordu. Gerçekler ‘öteki’ ile olan mücadelede kullanılacak mühimmattan başka bir şey değildi… Gerçeği kendi kimliğinin ve siyasi davasının aracı kılmanın pespayeliğini kavramaktan ise uzaktılar.
Azınlıklar içinde ve özellikle Ermeni cemaatinde bu pespayelik son derece yaygın… Ermeni ‘aydınları’ diye ortalıkta dolaşanların büyük kısmı utanç verici bir yüzeysellik ve kabalık sergiliyor. Kendilerini seyre gelmiş sol/liberal ‘aydın aristokrasisinin’ alkışını almak için, burunlarına kırmızı toplar yapıştırmış, yeri geldiğinde taklalar atan palyaçolar gibiler. Seyircilerin ön sıralarında malum cinayetten bu yana cemaate kapılanmış, onu şefkatli kolları arasına alarak emmeye çalışan parazitler oturuyor. Localarda ise bu pespayelik bataklığında çimlenirken, aşağıdakileri takdir etme ‘büyüklüğünü’ gösteren, entelektüelliği bir şarlatanlık pratiği haline getirmiş laik/sol literati…
Sunulan ve birlikte yaşanan gösterinin hakkını arsızlık veya densizlik kelimeleriyle ödemek mümkün değil. Ortak bir psikolojik boşalma yaşanıyor. Ne var ki benim gibilerin karşı cephede yer almasının toplu dışlama ritüellerine vesile edilmesi ancak geçici rahatlama sağlıyor. İhtiyaç duyulan doz artarken, söz konusu düzeysizlik sosyal medya ve yazılı basın üzerinden her yere bulaştırılıyor. Ağzından çıkanı kulağı duymayan, sözünü söylediği yerde terk ederek bir sonraki aklınca zeki kelimenin peşinde düşen ve etrafındaki alkış sayesinde ‘aydınlaşma’ mertebesine ulaştığını sanan bu zavallılık bugün Ermeni cemaatini kuşatmış durumda. Kişilik eksikliği artık sirkin büyülü ortamında gideriliyor. O nedenle de gösteri hiç bitmesin, seyirci hiç gitmesin, gösteriyi ayakta tutan ‘malzeme’ hiç tükenmesin isteniyor.
Mesele çoktandır gerçeklik değil… ‘Bizim’ gerçek olarak görmek istediğimizi engelleyen her şeyin mahkum edilmesine yönelik ortak hezeyanın bir seferberlik coşkusuyla taşınması. Parazitlerin çok seçme şansı yok çünkü fazlasıyla derinlere giden bu yozlaşmayı kişilik kılmış durumdalar. Onlar kavganın ve heyecanın artmasını, şapkaların havaya fırlatılmasını, herkesin birbirine sarılıp dans edeceği fırsatların çoğalmasını, emdikleri ile bütünleşmeyi arzuluyorlar. Şarlatanlar ise içi geçmiş ideolojik hikmetlerini yazıp sakladıkları küçük kağıtları ceplerinde aramakla meşguller. Zaman gelecek ve ne kadar haklı olduklarını herkes anlayacak… O zamana kadar tarihsel maceranın jürisi olduklarını düşünüyorlar, ama devrim yanlarından bütün gürültüsüyle geçerken bile tarihe sağırlıkları nedeniyle idrak yoksunluğu çekiyorlar. Bu yaşlıların da artık ne değişecek ne de kendilerine samimiyetle bakacak gücü var. Ama palyaçoların ufak da olsa bir şansı var. Sirki ayakta tutanlar onlar. Gösteri sürerken alkış almak hoş… Ama her palyaço kalbinin derinliğinde o alkışların aslında kendisini aşağıladığını ve son kertede yalnızlaştırdığını bilir. Çünkü hiçbir zaman locaya çıkamayacak, eteğine yapışıp kendisini baygın gözlerle pohpohlayan parazitlerden kurtulamayacaktır. Oysa gerçek hayat sahnenin arkasında onu bekliyor… Sorumluluk almak,sahiplenmek, vatandaş olmak mümkün… Yabancılaşmayı siyasi kimlik haline getirmek, gösteriye dönüştürmek kendi kimliğinizin de iflasıdır. Bu sirk sizlerin cehennemidir…
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023