Etyen MAHÇUPYAN
İki yıl önce yerli ve milli kavramlarını kullanan iki yazı yazmıştım. Yerliliğin bu coğrafyada çoğulculuğu ima ettiği vurgulanıyor, kalıcı ve sahici bir milliliğin ancak bu türden bir yerlilik üzerinde inşa edilebileceği anlatılıyordu. O günlerde yakın bir arkadaşım bu yazıların tehlikeli olduğu, çünkü AK Partililerin bir bölümünün bunu yanlış anlamaya fazla teşne olabilecekleri uyarısını yapmıştı. Haklı çıktı… Yüzeysellik maalesef ideolojiye bağlı değil. Kendi ideolojinizi diğerlerinden daha üstün görseniz ve bu tespitte bazı haklılıklar olsa bile, sırf ‘daha iyi’ bir ideolojiyi savunuyorsunuz diye yüzeysel olmaktan çıkmıyorsunuz. İnsanları ve fikirleri incelerken eğer elimizde değerler üzerinden ‘yatay’ bir eksen varsa, aynı şekilde seviye, kalite ve derinlik üzerinden giden de bir ‘dikey’ eksen var. AK Parti söz konusu ‘dikey’ eksenle pek ilgilenmedi ve giderek ‘kıymetlilik’ kavramı ile bağını kopardı. Medyanın geldiği nokta daha başka bir delil gösterilmesini gerektirmiyor…
***
Dolayısıyla AK Partililerin dilinden düşmeyen ‘yerli ve milli’ lafı da bugün tümüyle içeriksiz konumuyla, salt siyasi bağlamdaki popülist ve manipülatif işlevi ile anlam kazanıyor. ‘Yerli’ kavramı çoğulculuk ve insani zenginlik ima etmek bir yana, ‘ben yerliyim, diğerleri değil’ anlamında kullanılıyor. Bunun üzerine oturtulunca en kaba milliyetçi dürtüler de ‘ben milliyim, diğerleri değil’ önermesinin malzemesine dönüşüyor. Bütün farklılıkların ‘gayrı’ yerli ve ‘gayrı’ milli kılınması sayesinde sadece ben/biz meşru hale geliriz hesabı yapılıyor.
AK Parti’nin bu türden ideolojik manevralara ihtiyacı yok. 14 yıl boyunca da olmadı… Ama görünen o ki şimdi ihtiyaç duyuluyor. Çünkü seviye yükseltilemedi… Aksine yükselme istidadı gösteren seviyeden rahatsız olundu ve sanki özellikle seviyesizliğin bir siyasi kaldıraç gibi kullanılarak iktidarı garanti etmesi için uğraşıldı. Ne var ki seviye sorunu olan bir siyasi hareketin ideolojisi de kaçınılmaz olarak o seviyeye mahkum olur. Diğer bir deyişle eğer AK Parti bu kısır döngüden çıkamazsa, hakkaniyet başta olmak üzere inanç alanından devraldığı bütün olumlu değerleri yüzeyselleştirir. İnanç sözcükleri giderek kısır ve kurnaz bir siyasetin payandası olarak kullanılmaya başlanır. Her türden oportünistin ‘doğal olarak’ kendisine yer bulduğu bir parti haline gelinir. Etraf ‘yerli ve milli’ laflarından, ‘organik lider’ tespitlerinden geçilmez, ama gerçekte parti herkesin gözleri önünde yavanlaşır, ışığını yitirir ve faydacılığa esir düşer.
***
Bu muhtemel gidişata yol verilirse varılacak nokta 12 Eylül ideolojisinin tersyüz edilmesinden ibaret kalacaktır. O dönemin ‘Türkİslam’ sentezi, yönetenlerin kimliği ile ihtiyaç duyulan ideolojik arka planı bütünleştirmeye çalışmıştı. ‘Sentez’ İslam’ı işlevsel kılıyor ama yönetenin ‘Türk’ kimliğini de sağlama alıyordu. Bugün de karşımıza bir ‘İslamTürk’ sentezi çıkmak üzere. Türk milliyetçiliğini işlevsel kılarak yanına alan, ama Müslüman yöneticinin yerini sağlamlaştıran bir ‘açılım’…
***
Maksat iktidarda kalmak ve yönetiyor olmak ise sorun yok. Ama bu yaklaşımın seviyesi Türkiye vasatının altında kalıyor. Daha önemlisi AK Parti seçmeninin en az dörtte birinin de altında kalıyor… Aradaki mesafeyi sadece hizmetle kapatabileceğini sanmak büyük bir yanılgı olur.
AK Parti’nin söz konusu seviyesizliği bir an önce aşması, bizzat kendisine mesafe alarak bakabilmesi lazım. Yapılacak çok iş var ve hala bunu en iyi yapabilecek olan da bu parti… Ama akıl tutulması ‘siyaset’ sanılacaksa elden bir şey gelmez…
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023