Etyen MAHÇUPYAN
Ekonomik verilerin takibi, hesaplanması ve sunumunda Avrupa Hesaplar Sistemi’ne geçen Türkiye ilk sonuçları kamuoyuna sundu ve böylece birçok bilgimizin gerçeği yansıtmadığını öğrenmiş olduk. Bunun nedeni ekonomiye şimdi daha geniş ve derinlikli bakıyor olmamız ve ayrıca tanımlamaları da değiştirmemiz. Şöyle düşünebiliriz… Bir resme bakarken hem ışık fazlalaşıp daha geniş bir alanı aydınlatıyor hem de gözümüzde detayları ayırt etmeyi sağlayan bir gözlük var.
Yeni ekonomik veri serilerine göre, meğerse tasarrufların ve yatırımların yetersiz olduğu bulgusu doğru değilmiş. Dolayısıyla dış finansman ihtiyacımız sanıldığından daha azmış. Ayrıca büyüme oranımız da bilinenden daha fazlaymış ve hızlı büyüme 2011 sonrasında da devam etmiş. Buna karşılık şu an itibarıyla bizim sandığımızdan çok daha hızlı küçülme tehlikesi ile karşı karşıya imişiz…
***
Bugünün sorusu artık şöyle: Tasarruf ve yatırımlar yüzde 24 civarında olduğuna ve AK Parti’nin geçmiş başarılı ekonomi yönetiminin yarattığı ivme devam ettiğine göre, 2016 üçüncü çeyreğindeki yüzde 1,8’lik küçülmeyi nasıl açıklayabiliriz? Geçmişte imkanlarımızın az olduğunu ama olabildiğince doğru kullandığımızı varsayıyorduk. Yanlışmış... Yeni bulgular şunu söylüyor: İmkanlarımız çok ama biz yanlış kullanıyoruz. Sanayileşme değil, ‘yapılaşma’ yönünde gittiğimiz için. Aksi halde bu tasarruf oranıyla küçülmeye geçmemiz mümkün olmazdı…
Öte yandan varılacak sonuç fazla değişmiyor. Türkiye’de yıkıcı bir kriz tehlikesi yok ama ‘kronik yumuşak kriz’ tehlikesi giderek artıyor. Eskiden sebebinin toplumsal ve yapısal olduğunu düşünürdük. Meğer asıl sebep devletmiş. Eskiden devletin toplumsal eksikliği doğru telafi etmesini önerirdik. Şimdi bizzat kamu yönetiminin doğru yapılmasının ve sınırlarının doğru çizilmesinin ne kadar hayati olduğunu anladık. Aslında iş kolaylaştı… Toplumsal bir alışkanlık meselesini kolayca çözemezsiniz ama devletin doğru yönetilmesini birkaç ciddi adım sayesinde hızla hayata geçirebilirsiniz.
***
Bunun için gerekli iki koşul var. Sorunun samimiyetle tespiti ve gereğinin yapılmasına yönelik niyet ve iradeye sahip olunması… Ne var ki her iki konuda da zaaf yaşanıyor. Örneğin son dönem dolardaki yükselişin nedenlerini sayan bir Başbakan Yardımcısı FETÖ’yü, Avrupa Parlamentosu kararını, Rus turistleri ve IŞİD’i sayabiliyor ama hükümetin politikasının etkisinden bihaber olabiliyor. Daha yetkili ağızlar kurdaki yükselişin ‘elle tutulur ciddi iktisadi karşılığı’ olmadığını ve olayın ‘belirli mahfiller tarafından pompalanan olumsuz havanın yol açtığı suni bir yükselişten’ ibaret olduğunu söyleyebiliyor. Hükümet yanlısı medya ise ABD’nin tek derdinin Türkiye ile uğraşmak olduğunu ve sırf bu nedenle doları hareketlendirdiğini ileri sürecek kadar ayakları havada, ideolojik gezintisine devam ediyor.
Gerçek maalesef bu değil. TL dolar karşısında ortalama yüzde 15 kaybederken, neredeyse bütün diğer paralar karşısında da yüzde 10 kaybetti. Çünkü ekonominin tıkandığı ve küçülmenin geldiği belliydi. Yapılması gerekenler de belliydi… Bu ortamda faiz seviyesine takılıp kalan, üstelik Merkez Bankası üzerinden bunu regüle ederek çare bulmayı hesaplayan bir ekonomi anlayışının ise, tümüyle irrasyonel olduğu açıktı.
***
Hükümetin gerçekliği anlama yeteneği olmayan ideolojilerden kendini kurtararak defalarca söylediğimiz reformlara el atması, bunları gerçekleştirebilecek kurumları yetkilendirmesi ve söz konusu programa sahip çıkması lazım. Mesele öngörülebilirlik sağlayacak bir hukuk altyapısının oluşturulmasıdır. Şu an için Türkiye o konumdan hızla uzaklaşıyor ve ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ bu durumu daha da kötüye götürmeye aday.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024