Fehmi KORU
Pazar kahvaltısı için sofraya oturmadan Servet Yesari Bey’in Hisarbuselik şarkısını dinlemeye ne dersiniz?
Cep telefonunuz şarkıyı muhteşem bir sesten -mesela Münip Utandı’dan- dinlemenizi birkaç saniye içerisinde sağlayacaktır.
Şarkının sözlerine dikkatinizi çekerim:
“Bir hadise var can ile cânân arasında / Kaldım yine bir âteş-i hicran arasında / Bir tir-i kaza var yine müjgân arasında / Kasd etmek için cânâ bir imkân arasında.”
Ayrılık ateşiyle yanıp tutuşan şair, kendisi ile sevgilisi arasında bir sorun yaşandığının farkında. Sevgilisi öfke dolu bakışlarını üzerine çevirmiş, şaire bir ceza vermek için fırsat kolluyor…
Aşıklar arasında çıkan bir ‘hadise’ dört mısrada ancak bu kadar isabetle anlatılır.
MHP ile AK Parti arasında varlığı artık saklanamayan ve bir süredir siyaset gündemini işgal eden soğukluk, bu şarkının sözlerini akla getirmiyor mu?
Türk musikisini ve özellikle bu güzel şarkıyı bilenlerin şu günlerde sözlerini dillerinden düşürmediklerine eminim.
Ben öyleyim.
Ülkeyi çeyrek asra yakın bir süredir yöneten AK Parti ile iktidarın son on yılında onun sürekli destekçisi olan ve bunun mükafatını her alanda almakta olan MHP arasında bir ‘hadise’ var.
MHP’nin görüşleri için açıklamalarına bakılan önemli isimlerinin son zamanlarda ima dolu mesajlarından alınan izlenim, Cumhuriyet Bayramı’ akşamı Külliye’de düzenlenen davette ete kemiğe büründü.
Devlet Bahçeli son on yıldır ilk kez davete kendisi icabet etmediği gibi, partisinden tek bir kişi de kutlamada bulunmadı.
Herhalde Bahçeli’den izin alamadıkları için…
Gün boyu yapılan diğer kutlamalarda da MHP’liler görünmediler…
Aralarındaki yakınlığın gücünü dosta-düşmana göstermek için her kutlamada hediye verme alışkanlığıyla, bu kez de bir Türk bayrağı ile cumhurbaşkanlığı forsunu cem eden bir tablo hazırlatmış Bahçeli; onu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bizzat sunmadı ama.
Artık gözlerden saklanamaz hale gelince, siyaseti yakından gözleyenler, iki parti veya AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında beliren soğukluğun sebeplerini teşhiste hiç zorlanmadılar.
Gözlemciler tek tek saymasaydı ihtilafın sebebi olabilecek birkaç gelişmeyi uzun uzadıya burada aktarabilirdim.
Lüzum yok.
MHP lideri, kurulan Meclis Komisyonu üyelerinden oluşan bir heyetin İmralı’ya gidip ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin ‘kurucu önder’ muamelesi yapılan Öcalan’la görüşmesini talep etmişti; ayrıca Kıbrıs’ta sandıktan istediği sonucun çıkmaması üzerine seçimin iptalini, Kıbrıs’ın Türkiye’ye ilhakını istemişti…
Talepleri karşılık görmedi.
Belli bakanlıklarda kadrolaşmış MHP’lilerden son zamanlarda şikayetler yükseliyor, korumaları altındaki kişilere de dokunuluyordu.
Kamuoyunun neden sonra -o da kısmen- farkına vardığı, küçük ortağına ihtiyaç duymayacak hale gelme çabalarında iktidarın büyük ortağının bayağı mesafe aldığı gerçeği de var.
DEM Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısı MHP’den 10 fazla.
İktidara verdiği desteği her geçen gün taleplerini yükselterek pahalıya mal eden MHP’yi tatmin etmek, istekleri fazla zorlayıcı olmayan DEM’i AK Parti için daha sempatik kılıyor.
Bütün bunları alt alta yazdıktan sonra arkama yaslanıp ortaya çıkan tabloya baktığımda, Can ile Canan arasındaki sıkıntıların bayağı ciddi olduğunu görebiliyorum.
Taleplerine kulak verilmek yerine tam tersi anlamlar taşıyan bir tavrın benimsenmesi, MHP tarafından öldürücü bakışlar -şarkıdaki eski deyimle kazaya sebep olacak ok anlamına, ‘tir-i kaza’ - ile karşılanmış bulunuyor.
‘Öldürücü bakış’, Cumhurbaşkanı şahsında temsil edilen Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinin boykot edilmesi…
Acaba ortaya dökülen rahatsızlık, yakın zamana kadar bana ‘ayrılamaz ikili’ anlamına ‘Siyam ikizleri’ benzetmesi yaptıracak yakınlıkta görünen ikili ilişkileri berhava eder mi?
Tabii öyle bir ihtimal bütünüyle gözardı edilemez, ancak MHP’nin işi o noktaya vardırmaktan kaçınacağını sanıyorum.
İktidar ortaklığı AK Parti’den çok MHP’ye yarıyor çünkü.
Partiler ‘Cumhur İttifakı’ içerisinde buluştuklarından bugüne, AK Parti’nin irtifa kaybettiği, bu durumu telafi etmek ve iktidarı sürdürmek için akla hayale gelmeyecek yollara başvurulmak zorunda kalındığı ortada.
Kendi tabanı bir yana, kendi Meclis grubunu ve örgütünü bile tuttuğu yolda iknada zorlanıyor AK Parti.
İhtilaf kopmayla sonuçlanmazsa, iktidar ortaklığında AK Parti’nin eli MHP’ye karşı daha hafifleyecektir.
MHP’nin çatık kaşlarına karşı AK Parti’nin oyun planı “Bırakalım yapsınlar” gibi…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTYemenici’nin uyarısı ne kadar haklı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Avrupa 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASAYIN ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ, DEMOKRATİK CUMHURİYET, DEMOKRATİK TOPLUM VE DEMOKRATİK SİYASET.. 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRCasuslukla suçlanan isim anlattı: AKP’li bakanlarla Londra’da toplantı organize etmiş 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUArada hadise/ler var; MHP ile AK Parti bağı kopar mı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBriceno Barrios ve diğerleri… 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm süreci iktidar bilmecesini nasıl çözecek? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİbrahim Kalın'la Heidegger'in Kulübesi'ne Yolculuk 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhuriyete ikinci yüzyılında yeni kalıp arayışı 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-2 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025
21.10.2025
19.10.2025
16.10.2025
14.10.2025
10.10.2025
9.10.2025