Fehmi KORU
Gazete, bu yılın 30 Ağustos törenlerinde olağanüstü güvenlik tedbirleri alındığını fark edince, bunu ‘Özel koruma’ sözcükleriyle manşetine taşımış; bir okur da, bunun üzerine, okur temsilcisine, “Bu kadar büyük tehdit söz konusuyken devlet üst kademesinin korunmasını eleştirel dille ön plana çıkarmanızın nedenini öğrenmek istiyorum” şikâyetinde bulunuyor…
Okur temsilcisi uzun uzun niyetlerinin kötü olmadığını anlatıyordu dün.
Kimse kusura bakmasın, ama o manşette kötü niyet aramanın hiçbir anlamı yok.
Gördüklerini yazmışlar…
Şikâyet eden okuru haksız bulduğum anlamına gelmiyor bu tespitim; okur da haklı. Ülke 15 Temmuz’dan beri ‘Ohal’ altında; ancak gazeteler o tarihten çok önceden başlayarak olağanüstü dikkatli bir dil kullanıyor. Artık ‘haber’ bulunmuyor gazetelerde; sayfalarında devlet yetkililerinin her konuda ne dediğiyle veya içte-dışta alınan tedbirlerle ilgili ayrıntılar aktarılıyor…
Bir yönüyle onlar da haber tabii; ancak ‘gazete’ olmak için daha fazlası gerekiyor…
‘Habersiz, ama titiz gazete’ alışkanlığı okurları da etkilemiş olmalı ki, ‘kimseyi üzmeyelim’ anlayışıyla atılmış o manşet bile, görüyorsunuz, okuru üzmüş…
Oysa haberci var, haber de gözümüzün önünde
Akşamları televizyon ekranlarında tartışma programları oluyor, oraya ‘uzmanlar’ yanında gazetelerden muhabir meslektaşlar da çağrılıyor. İyi de oluyor. Gazetelerde bulamadığım haberleri sayelerinde öğreniyorum.
Örnek mi istiyorsunuz; hemen: Gaziantep’te 55 can alan kına gecesi bombalama olayının akşamı, bir muhabir, ekranda, “Bu IŞİD’in işi; bundan sonra Antalya’da bir restorana, ardından da turist otobüslerine saldırmayı planladılar” dedi. Bir hücre evine baskında ele geçirilen bilgisayarda eylem planları bulmuş polis; davanın iddianamesine de aylar önce girmiş bu bilgi…
E, peki neden gazetelerde bununla ilgili bir haber okumadık? O muhabir arkadaşın gazetesinde meselâ?
Çünkü gazeteler artık ‘haber’ vermiyor.
Bir zamanlar gazetecilik
Zihnim, hemen eski günlere seyahate çıktı. Verilecek örnek çok, ama benim favorim Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatından birkaç ay önce (4-7 Haziran 1992) düzenlenen ‘İzmir İktisat Kongresi’ sırasında ortalığı ayağa kaldırmamız…
İlki Atatürk tarafından (17 Şubat 1923) yapılmış ‘İzmir İktisat Kongresi’nin ikincisi ile, DYP-SHP hükümetine“ANAP tarafından izlenmiş ekonomi politikasından şaşmayın” mesajını vermek istiyordu Özal; bunun için iyi hazırlanmış, etkili bir de konuşma yapmıştı.
Başbakan Süleyman Demirel’in konuşmasını gölgede bırakan bir konuşma…
Türk basınıyla birlikte yabancı gazeteciler de çağrılıydı kongreye.
Yerimizde duramıyorduk. Gazetelerimiz ertesi gün konuşmalardan hareketle manşet atacaklardı, ama oraya kadar gitmiş bizler haberdeki bilgileri mi taşıyacaktık köşelerimize?
Cumhurbaşkanı Özal’ın yanına gittim. “Efendim” dedim, “Size bir kez daha ‘Geçmiş olsun’ demek için odanıza gelmek istiyoruz.”
Onunla “Şunlarla gel” demesi üzerine bir grup meslektaşla çıktığımız otel odasındaki konuşmalarımız, o gece gazetelerin manşet değiştirmesiyle sonuçlandı. Konu konuyu açmış ve oradan geceye katılan gazeteciler için bol malzeme çıkmıştı.
Şimdilerde Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile daha sık birlikte olunuyor, ancak ajanslar tarafından zaten verilmiş olanlardan öte bir haber yansımıyor…
Aklım bunu almıyor.
Örnek mi istiyorsunuz? İşte…
Efkan Ala bu hükümetin en çalışkan bakanıydı. Valilik, Başbakanlık Müsteşarlığı sonrasında Meclis’e gelmiş ve en netameli bir dönemde İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturtulmuştu. ‘FETÖ ile mücadele’ kavramınıCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sonra benimseyerek en sık kullanan siyasetçi oydu.
Birden bire istifa ederek sahneden çekiliverdi.
Neden?
Sorunun cevabı hâlâ yok. Aradan geçen şu kadar günden sonra bile, birkaç spekülasyon dışında, elle tutulur bir sebep öğrenmiş değiliz.
Efkan Ala orada, hâlâ milletvekili, hâlâ Ankara’da oturuyor… Bakanlıkta onun en yakını olan ve sebebi bilebilecek durumda bulunan insanlar görevlerine devam ediyor… Aile fertleri, yakın arkadaşları var ve erişilebilir durumdalar…
İstifasını sunduğu makamların sahipleri de gazetecilere kendilerini kapatmış değiller…
Ala’nın ayrılığı gerçekten kendisinin tercihi mi, yoksa ‘azil’ türü bir görevden almaya başvurulacakken ayrılma mı, bunu bile bilmiyoruz.
‘Performans düşüklüğü’ açıklayıcı bir gerekçeye benzemiyor, ama kayıtlarda sadece o var.
Daha buna benzer ‘haber konusu’ pek çok.
Türkiye Suriye’de savaşa dahil oldu. İki ayrı cephede askerlerimiz ve tanklarımız Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birliklerine destek kuvveti olarak görev yapıyor.
Kıbrıs harekâtından sonra ilk kez ‘komşu’ bir ülkeye asker gönderiyor ülkemiz…
TV ekranlarında uzmanlar bir şeyler söylüyorlar söylemesine, ancak bu askeri harekâtın nasıl planlandığı, müdahale kararının ne zaman alındığı, kimlerin itiraz ettiği, karar itirazsız alındıysa hangi argümanların ikna edici olduğu…
Bunları biliyor muyuz?
Oysa ‘haber’ işte bu soruların cevabında yatıyor.
Asker Suriye’ye girdikten sonra meydana gelen gelişmeler de haber elbette, ama bir okur olarak benim merak ettiğim onlardan ötesi…
Her gelişme, arkasında gazetecilerin cevaplaması beklenecek pek çok soru bırakıyor bizde.
Kendimize kızıyorum ve kızdığımın da bilinmesini istiyorum: 18 ay önce, parti kongresinde, katılan bütün delegelerin oyuyla seçilmiş bir genel başkan-başbakan koltuğunu geçenlerde terk etti bu ülkede, böyle bir olayın neden ve nasıl yaşandığı bile tam bilinmiyor…
18 ayda ne değişti?
Spekülasyonlar var, ama gerçek ne?
Bilinmiyor.
Listeye 15 Temmuz gecesinin bilinmezlerini de eklemeli miyim?
Adil Öksüz denilen kişi Akıncı Üssü’nden hemen yolcu edilmemiş, orada tam 3 gece, 2 gün kalmış… Bunu bile nice sonra öğrendik. Ancak orada tecritte mi kalmış, yoksa Üs’te geniş ifadesini almışlar mı? Oradan nasıl ayrılmış?
Cahiliyiz bu bilgilerin…
Günümüzde bir insanın nerede bulunduğunu tespite yarayan pek çok yöntem var. Türkiye güvenlik teknolojisinde ileride. Ancak resmen buharlaştı adam.
Eskiden gazeteler en külyutmaz muhabirlerine, “Peşine düş, bul şu adamı” görevini verir, sonuç da alırlardı. Muhabir, peşine takıldığı kişinin aile fertlerinden ve arkadaşlarından bulabildikleriyle görüşür, izini takip eder, içeride veya dışarıda adamı mutlaka bulurdu.
Çoğu kez devletin görevlilerinden de önce.
Şimdi görevlilerin ‘büyük kardeşe büyük, küçük kardeşe küçük pay’ ölçüsüyle gazetelere paylaştırdığı bilgilerle yetiniliyor.
Maalesef, Adil Öksüz gibi ‘gazetecilik’ de gözümüzün önünde buharlaşıp gidiyor.
Gazete okuru, ‘Özel koruma’ gibi suya sabuna dokunmaz bir manşete bile itiraz eder hale gelir işte böyle bir gazetecilik ortamında…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025