Fehmi KORU
MHP ile yol arkadaşlığı AK Parti’ye kazandırdı mı, yoksa kaybettirdi mi? Kâr-zarar hesabında durum nedir?
Dün, partilerinin grup toplantılarını vesile eden MHP lideri Devlet Bahçeli ile AK Parti lideri Tayyip Erdoğan‘ın birbiri ardına çıkışları, her ne kadar “Cumhur İttifakı devam ediyor”dense dahi, iki partinin yol ayrımına geldiğini gösteriyor. En azından, kritik geçeceği bilinen beş ay sonraki yerel seçime, bu iki parti, birbirlerine rakip olarak katılacaklar.
Ayrılmaz ikili görüntüsü bir kez bozulmaya görsün, yeniden bir araya gelebilmek ilk buluşmadan çok daha zordur.
Özellikle de bozuşmanın şartları oluşmuşsa…
Af ve andımız
İki partinin işbirliği yaparak gidebilecekleri bir seçime ayrı ayrı katılmalarını getiren bozuşmanın zeminini bilhassa iki konu oluşturmakta: MHP’nin‘af’ konusunda ısrarı ile AK Parti’nin ‘andımız’zorunluluğuna direnmesi…
AK Parti ‘af’ istenmesinin başta uyuşturucu kaçakçıları olmak üzere toplumu zehirleyen bir kesimi cezaevlerinden çıkarma amacına hizmet etmeye yarayacağını ileri sürüyor; MHP ise, ‘andımız yasağı’ konusunda ısrarı vatan sevgisinin azlığıyla ve ‘Türk’ kimliğini hafife almakla eş değerde buluyor.
Benim yumuşatarak yukarıda özetini sunduğum tavırların, iki partinin sözcüleri ağzında hiç de yumuşak sayılmayacak sözcüklerle ifade edildiğini unutmayalım.
MHP ile AK Parti’nin birlikteliği her iki partiye de yaradı. AK Parti o sayede genel seçimde iktidardan uzaklaşmasına yol açabilecek kadar oy kaybettiği halde Meclis çoğunluğuna bugün hala hükmedebiliyor ve daha da önemlisi, sonuç alamayacağı düşüncesiyle vazgeçmek üzere olduğu sistem değişikliğini MHP’nin verdiği destekle gerçekleştirebildi de.
MHP ise, baraja takılma ihtimalini AK Parti ittifakı ile kolayca aşabildi. Ortaklık, MHP’li kadroların devlet içerisinde görev almalarını, MHP’ye yakın bilinen bürokratların kolay terfi edebilmelerini de sağladı.
Hiç kuşkusuz iki parti de birliktelikten yararlandı.
Ancak yine de özellikle AK Parti’nin şu aşamada ‘kâr-zarar hesabı’ yapmasında ve daha çok da MHP ile birlikteliğin yol açtığı kayıplarını dikkatle gözden geçirmesinde yarar var.
Türkiye’den söz ederken lâf da sokuşturuluyor
Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ı partisinin grup toplantısında dinleyenler, konuşmasının İstanbul’daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda cinayete kurban giden gazeteci Cemal Kaşıkçı‘yla ilgili bölümündeki bir cümleye şaşırmış, hatta o cümleyi yadırgamış olabilirler.
En başından başlayarak cinayet üzerinde titizlikle durduğu halde, yabancı basında Türkiye aleyhine yayınlar yapıldığını esefle ifade etti Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Ne yalan söyleyeyim, yabancı basında çıkmakta olan Kaşıkçı olayı ile ilgili haber ve yazılara o gözle hiç bakmamıştım. Dönüp hem son 15 günlük değerlendirmelere hem de dün çıkan yorumlara baktım.
Rahatsız olunacak kadar var.
Türkiye ve özellikle de AK Parti iktidarı aleyhine lâf sokuşturmalarla dolu yayınlar…
AK Parti’nin ülkenin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü iddialarını zedelediği, yargının bağımsızlığına halel getirdiği, gazetecilere cezaevleri yolunu gösterdiği, ülke aydınlarının kendilerini özgür hissetmediği gibi yakıştırmalar neredeyse her yorumda yer alıyor.
Çizilen bu eleştirel tablonun ne kadarı AK Parti’nin MHP ile birlikteliğinin sonucudur?
Üzerinde durulması gereken bir konu olarak görüyorum bu soruyu…
Dışarıdan yöneltilen eleştirilere iki farklı tepki vermek mümkün. Basiti, önyargılı olduğunu ileri sürüp eleştirilere kulak tıkamaktır. Akıllıcası ise, eleştirileri ciddiye alıp birkaç yerinde hamleyle ülkeyi eleştirilemez hale getirmektir.
Yeni bir tavırla AK Parti’nin içte ve dışta bugünkünden daha fazla beğenildiği dönemlerdeki ilkeleriyle buluşması mümkün olabilir ve bu da MHP ile ittifakının AK Parti’ye sağladığı olumlu katkılardan daha fazlasını getirebilir.
‘Diriliş dönemi’nde af
Aynı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir dönemin başladığından ve bu dönemin adının ‘Diriliş dönemi’ olacağından da söz etti.
Bununla kast ettiği, yol ayrımının zorladığı yenilenmenin AK Parti açısından kendi değerlerine yeniden sahip çıkmak olabilir mi?
Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’nin her çıkışının bir zamanlamayla ilgili olduğunu ve her seferinde köklü değişikliklerin amaçlandığını da unutmamalı AK Partililer. Daha önceki -2002’de erken seçimi zorlama, 2015 sonrasında iktidarı pekiştirip sistemi değiştirme gibi-çıkışlarından yararlandıkları MHP liderinin ittifakı çatlatan son çıkışının da bir amacı olmalı değil mi?
Sadece sorularım var ve doğrusunu söylemem gerekirse onların cevaplarını ben de bilmiyorum.
“Af olacaksa devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir” tespitini hayata geçirmekle işe başlayabilir AK Parti.
Oyun kurma hassasiyetini bu arada kaybetmemişse tabii…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025