Hadi ULUENGİN
YARIN Nevruz... Kürt meselesinin çözümü açısından çok çok önemli bir Nevruz...
Kutlu olsun! Kutlu olsun diyorum ama önce şunu anlatmam gerekiyor.
***
AİLE arasında rahmetli yengemin “Acem” olduğu rivayet edilirdi.
Mahremiyetine düşkün familyalar böyle şeyleri açığa vurmaz, tabii fiskosla söylenirdi.
Dolayısıyla, hâlâ tam emin değilim ama herhalde Şii kökenli bir Azeri’ydi.
Nevruz sözünü de o vesileyle duymuştum. “Sizin bayram geldi” diye lâtife yapılırdı.
Fakat yine de ne yakın, ne uzak çevremde güneş dönencesinin kutlandığını gördüm.
***
BUNA karşılık sıradan bir İstanbullunun Hıdrellez kültürüyle büyüdüm.
Gerçi artık Küçuksu mesiresine gidilmiyordu. Hayatını Hicrî takvime göre düzenleyen anneannem yine de 6 mayısta bol marullu ve bol dereotlu kuzu kapama pişirtirdi. Sonra da bizi çağırırdı.
Taze et kokusundan nefret ettiğin için zoraki lokmalar kursağımdan geçmek bilmezdi.
Her hâlükârda, tekrarlıyorum, Nevruz’u bir bahar töresi olarak hiç yaşamadım.
***
ZERDÜŞTÎ kökenli bayramın özelliğini farketmem ta otuzlu yaşlarıma doğrudur.
Anlamını ancak Kürt meselesinin ayyuka çıkmasıyla birlikte kavramaya başladım.
Yani Nevruz’un o Kürtler nezdinde nasıl bir kimlik bilinci yansımasına dönüşmüş veya dönüştürülmüş olduğunu herkes gibi ben de yine ancak son otuz yılda öğrendim.
Ve tam burada resmî ideoloji “siyasi reküperasyon” denen türden bir manevra yaptı
Gayet usta davrandı ve 21 Mart’ın yeni yeni tanışılan Türkî cumhuriyetlerde de kutlanıyor olmasından yola çıkarak bahar dönencesinin ritüel niteliğini kendisi de sahiplendi.
Artı, tezini daha da sağlam kılmak için birden Anadolu geleneklerini “keşfediverdi”.
Şu işe bakın, Müslüman, Sünni ve Türk kimliğine rağmen Nevruz’u hiç bilmeyen ben ve benim gibiler aniden “yabancı” (!) konumuna düştük. Olsun, hiç umurumda değil!
***
DEĞİL ve tam tersine, belki de ilk defa yukarıdaki resmî ideolojiyi can-ı gönülden tebrik etmek gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü madem Kürtler Nevruz’u en büyük bayram olarak kutluyorlar, o hâlde istediği kadar oportünist davranmış olsun, devlet töreyi genelleştirmek iradesiyle aynı Kürt kimliğini üstü kapalı biçimde kabullenmiş oldu. İlk tavizi verdi. Çelişkileri yumuşatmak istedi.
Dolayısıyla, çözüm ufukta gözüktüğüne göre şimdi çok daha da ileri gitmek gerekiyor.
***
ŞÖYLE ki, sözkonusu çözüm mutlaka eşit bir yurttaşlık sözleşmesini, yani yeni bir anayasayı zorunlu kıldığına göre Nevruz o yeni anayasada resmî bayrama dönüşsün!
Yani okullar, daireler, bankalar falan kapalı olsun. Artı, Diyarbakır’dan Edirne’ye rical “günün mana ve ehemmiyetine” (!) dair nutuklar atsın. Görkemli şölenler düzenlensin.
Ritüelin esas itibariyle Kürt ananesi yansıttığını vurgulamak da asla ihmal edilmesin.
***
EH, zaten epey bir bölümü gayet sudan gerekçelere uzanan ibadullah bayramımız var.
Bunlara bir de Nevruz’un eklenmesinde hiçbir mani yoktur ve olamaz.
Aksine, böylesine bir atılım Kürtlerin ve Türklerin ortak ve demokratik cumhuriyeti çok daha sağlam temeller üzerinde pekiştirmesi açısından beton işlevi görür ve görecektir
Üstelik yarınki 2013 Nevruz’u muhtemelen tarihî bir dönemece tekabül edeceğinden, sonraki yıllarda o“günün mana ve ehemmiyeti” gerçekten sembolizmle donanmış olacaktır.
Dolayısıyla, velev ki ben ve bizler Zerduştî töreyi ancak neden sonra öğrenmiş olalım, Nevruz 2014’ten itibaren resmî tatile dönüşsün ve ortak ulusumuz ortak bayramını kutlasın!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Îsmaîl Girikî
Kurdistan hareketi bu rezalete ve ihanete dahil deyildir ey Kurtulus Teyiz bey? Kurdistan halkina düsman olan ve devletin biricik örgütü Kemalist ve bir o kadarda Ergenekoncu PKK ile devletin arasindaki formalite icabi bir tiyatrodan bahs ediyorum. Demirtasin teknolojiden kasti nedir? Zaten Öcalan ile Kandil arasindaki irtibat tarihin hic bir döneminde kesilmediki, bugün telekonferanstan bahs edilsin? Kandil Küd hareketi deyildir ki Kurd hareketine neyin muhalefetini yapsin?