Hadi ULUENGİN
DÜN sözünü ettiğim Samuel Huntington bundan yirmi yıl önce bir “medeniyetler çatışması” öngörürken bu medeniyet kelimesini esas olarak din kültürü bâbında kullanıyordu.
Yani inanç paradigmasını aşan ve değişik insan gruplarının kimlik aidiyetlerine, değerler manzumesine, estetik kıstaslarına yansıyan genel farklılıklar bütününü kastediyordu.
Çatışmayı da o farklılıkların uzlaşmaz çelişkiye dönüşmesi hipotezi üzerine kurmuştu.
İşte bugün oradayız! Dünyamız da zaten bunun için kötüye, çok kötüye gidiyor!
“Medeniyetler çatışması”nın ilk meydan muharebesi ise doğudan batıya ve kuzeyden güneye doğru gerçekleşmekte olan yeni “kavimler göçü” sahasında cereyan ediyor.
***
ALMANYA bu yıl kendisine 800 bin mültecinin geleceğini hesapladı. Onlar için hazırlanan kamplardan ikisi de hemen kundaklandı. Birkaç tane de istemezük nümayişi oldu.
İngiltere ise Manş Denizi barikatına rağmen 300 binle 600 bin arasında değişen bir rakam öngörüyor. Hükümet ülkeye gizli girenleri altı ay hapisle cezalandırılacak yasa hazırlıyor.
Belçika’da da her sığınmacıya verilen sosyal yardım işsizlik sigortasına eşitmiş. Dolayısıyla kazan kaynamaya başladı ve derhal kapı dışarı edelim taraftarları güç topluyor.
Macaristan ise Sırbistan’dan geçişi önlemek için sınıra dikenli tel döşedi. Artı, Brüksel ne kadar zorlasa da diğer Orta Avrupa ve Baltık ülkeleri başka mülteci almaya yanaşmıyorlar.
Esas derdi çeken Yunanistan’ı, İtalya’yı ve kısmen de İspanya’yı ise hiç saymıyorum.
İşte bu olgu yeni “kavimler göçü”dür ki, “medeniyetler çatışması”nın da fitilidir!
***
TABİİ şimdi şöyle de denebilir: Tarihteki diğer kavimler göçü örneklerinde olduğu gibi genel olarak Batı, özel olarak da Yaşlı Kıta yeni gelenleri mutlaka özümseyecektir…
Hayır! Tahminin gerçekleşme şansı bana uzak, çok uzak, hattê imkânsız gözüküyor.
Çünkü bugünkü akımın milletlerin ve ulus-devletlerin oluşumundan haydi haydi sonra ortaya çıkması bir yana, esas olarak hem yerli sakinler, hem de yeni gelenler eskiyle asla kıyaslanmayacak ölçüde güçlü din kültürlerinin, yani uygarlıkların aidiyetini taşıyorlar.
Eh, ezici çoğunluğu Müslümanlardan oluşan çağdaş mülteciler Gotlar, Vikingler ya da Macarlar gibi Hristiyanlaştırılamayacağına göre mazinin tekrarı artık asla mümkün olamaz!
Kaldı ki yarım asırdır Avrupa’da yaşamalarına rağmen normal göçmen sıfatı taşıyan diğer Müslüman kökenlilerin büyük kesimi bırakın asimilasyonu, entegrasyonu bile reddetti.
Dolayısıyla bir yandan bu küstah inat, diğer yandan da Batılı devletlerin “hoşgörü” (!) sandığı müsamahakârlık IŞİD’in Paris yahut Köln mescitlerinden adam devşirmesine yaradı.
***
İMDİİ, hâl böyleyken, yeni gelenlerle birlikte sayı ve oran artacağı için onların “kendi tarzında ve değerlerinde yaşamak direnci” sürecek. Hattâ muhtemelen daha da güçlenecek.
Buna karşılık, zaten iktisadi krizden yakınan ve kendi evinde kendi uygarlığının iğfal edildiği hissinden irkilen yerli ahalinin doğal tepkisi de ırkçılığa ve zenofobyaya tırmanacak.
Yani “medeniyetler çatışması” bütün yan uzantılarıyla birlikte bu çelişki ekseninde cereyan edecek ve ediyor ki, kimse sakın “Batı egoizmi” diye nutuk atmaya kalkışmasın!
Ortak din kültürü aidiyetini paylaşmamıza rağmen Suriyeli dilencilere Taksim’de duyulan ve insani refleks açısından yine doğal sayılması gereken bizim tepkimizden ne haber?
O hâlde, sözkonusu aidiyet ve kültürle hiç ilgisi olmayan aynı Batılının aynı dilenciye “mecburi sadaka” kabilinden sosyal yardım dağıtmak istememesini yahut Hyde Park çimlerine serilen halıyı göz adabına tecavüz saymasını eleştirmek kimsenin haddine değil!
Fakat heyhat, bu yeni “kavimler göçü”yle tetiklenen ve çelişkilerin “medeniyetler çatışması” tırmanmadan biteceğini sanmak da hayalcilikten başka bir şey değil!
Kötümser değil gerçekçiyim ve dünya işte bunun için kötüye, çok kötüye gidiyor…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015