Hasan Bülent KAHRAMAN
Dostum Oral Çalışlar, cumartesi günü kendisine gönderilen ve 1969'da Dev-Genç MYK üyelerinin Anıtkabir'de çekilmiş bir fotoğrafından yola çıkarakKemalizmle sol arasındaki ilişkinin geçmişine ait bir anısını ve düşüncelerini yazdı. Üzerinde çok düşündüğüm ve bu yıl Doğu-Batı dergisinde çıkan uzun bir makalemde ele aldığım bu sol-Kemalizm ilişkisi hakkında Çalışlar'ın yazısı beni başka bir düşünceye sevk etti.
Çalışlar, Deniz Gezmiş'in o dönemin sol gençliğini kastederek "hem sosyalistiz hem de Kemalistiz" dediğini yazıyor. "Yolun başındaydık... Devletin, Atatürkçülerin ezici hücumlarının hedefi haline gelmemiştik" diye bitiriyor yazısını Oral.
Çalışlar'ın kısa ama zengin yazısında değindiği bu "devlet ve Atatürkçüler" meselesi 9 Mart-12 Mart ilişkisine bir göndermedir. Çok yazdığım gibi bu esasen bir iç iktidar savaşıydı. Sosyalist- Kemalist ittifak militarizm üstünden gelişiyordu. Ordu, Kemalistti/ Atatürkçüydü. Gençliği o ideoloji üstünden, 27 Mayıs darbesi bağlamında müttefiki sayıyordu. 27 Mayıs'ın sloganı "ordu-gençlik el ele" değil miydi?..
Zamanla, gençlik, o Kemalizm toprağında sosyalizm yeşertmeye başlayınca ordu ürktü, kaçtı ve sosyalistleri ezdi. Fakat hadise bu kadar masum değildir. Çünkü sosyalist kanat gibi algılanan 9 Mart'çılar da basbayağı anti-demokratik, otoriter bir anlayış içindeydiler. Yani onlar demokratik, sosyalist, özgürlükçübir rejim kurmayacaklardı, darbeyi yapabilselerdi. Hazırladıkları planlarda bu son derece açıktır. 12 Mart'ın faşizan tutumunu onlar da parlamentoyu kapatarak, Devrim Konseyi kurarak daha ileri bir noktaya götüreceklerdi. Sonunda iç darbe oldu, ordunun bir kanadı diğerini yedi, tasfiye etti.
Bugün de CHP içindeki bir kanada, kendisini ulusalcı diye nitelendiren kesimlere hâlâ bu orducu, otoriter, Kemalistkavrayış hâkim. Bizdeki solun özü budur...
Gelelim Oral Çalışlar'ın yazısının bana düşündürdüğü ikinci konuya.
Yakın çevremde söylediğimde latife gibi nitelendirilen ama benim ciddi olduğum ifademle, 1968'in muhafazakârlarıyani bugün iktidarda bulunanlardır bu konu.
Son zamanlarda ardı ardına birçok kitap yayınlansa da bu muhafazakârların, bazı temel entelektüel beslenme kaynakları falan bilinse de, kim oldukları, ne düşündükleri, ne tasarladıkları konusunda fazla bilgimiz yok. Necip Fazıl ve Büyük Doğu vardı, MTTB vardı ama ondan ötesi biraz da abartarak söyleyeyim meçhul! Oysa aradan zaman geçti, 30 yılda, sol, iç iktidar savaşlarında öldü, öldürüldü, yok edildi, o kesim dikkatli adımlarla, birlik ve dayanışmayla geldi, iktidar oldu. Bu arada devletle de ittifakını hiç kaybetmedi.
68 kuşağı halkı bilinçsiz, yönlendirilmeye muhtaç, geri/ci bir çevre olarak görüyor, kontrolü, asker ve devlet bürokrasisiyle ittifak içinde sağlayacağına inanıyordu. Bugün iktidarda olan muhafazakâr kesim ise, bu mantığa göre, obilinçsiz çevrenin mensubu idi, o "gerici" denen düşünceleri savunuyordu, yani halkla iç içeydi ve kültürel olarak benimsese bile siyasal olarak ordu karşıtıydı. Ama herhalde hepsi bu kadar değildir ve işte o kısım incelenmeye muhtaçtır.
Türkiye'nin yakın siyaset tarihi bu düğümde gizlidir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024