Hüseyin GÜLERCE
CHP’nin başı çektiği ‘Hayır’ cephesi, yalanların eşliğinde bir algı operasyonu yürütüyor. En çok da referanduma götürülen Anayasa değişikliği maddelerinde olmayan, “Meclisin feshedileceği” yalanına sarılıyorlar.
Referandumda oylanacak değişikliğin 11. Maddesi’nde şöyle deniliyor:
“MADDE 116 – Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”
Bu satırlarda “fesih” kelimesi var mı? Yok. Ne var? “Seçimlerin yenilenmesi” var.
Buna rağmen vesayetin bir kısım akademisyeni bile CHP ile birlikte “ha fesih ha yenilenme” diyor. İkisi de aynı kapıya çıkarmış…
Öyle ki; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 28 Mart’ta Gebze’de bir grup muhtara yaptığı konuşmada aynen şöyle diyor:
“Diyorlar ya 'Fesih yok.' Var arkadaşlar. Bugünkü anayasada da var.”
Bugünkü Anayasa’ya bakıyorsunuz, “Cumhurbaşkanı, …seçimlerin yenilenmesine karar verebilir” deniyor. Fesih kelimesi yine yok. Yine “seçimlerin yenilenmesi var.”
Feshin sözlük anlamı, “dağıtma, dağıtılma”. Feshettiğiniz zaman ortadan kaldırıyorsunuz. Meclisi feshettiğiniz zaman o kurumu ortadan kaldırıyorsunuz. Pekiyi Meclis hiç feshedilmiş mi?
12 Eylül 1980 darbesinin ilk bildirisinden okuyalım:
“Parlamento ve Hükümet feshedilmiştir. Parlamento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır.”
İşte fesih bu. Feshettiğin zaman artık o kurum yok. Yani Meclis yok. Hükümet yok. Ya ne var? Darbeciler onu da söylüyor: “Artık, Yasama ve yürütme yetkilerini kullanacak bir Milli Güvenlik Konseyi kuruldu.”
Demek Meclis’in feshi darbelerde oluyormuş. Demokrasilerde fesih değil yenilenme varmış…
CHP ve akıl daneleri bunu bilmez mi, bilir… Ama seçmenin kafasını ancak kuyruklu yalanlara dayanan algı operasyonu ile karıştırabilirsiniz. Yalancının mumu 16 Nisan’a kadar, göreceğiz…
Önemli iki husus daha var.
Birincisi, “Cumhurbaşkanı canı istediği zaman Türkiye’yi seçime götürür” diyerek diktatörlüğü, keyfiliği ima ediyorlar. Ama madde çok açık; bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçimi de aynı günde yapılacak. Yani Cumhurbaşkanı, Meclisin yenilenmesi için karar aldığında kendisi için de seçim yapılacak. Durup dururken bir Cumhurbaşkanı, zorunlu haller dışında keyfiliğe başvuracak ve yetkilerini kötüye kullanacak, öyle mi?
Keyfi olarak ülkeyi seçime götürecek, ekonomik ve siyasi istikrarı dinamitleyecek ve yapılacak seçimi de kazanacak? Millet ona öyle bir ders verir ki, siyasi hayatı biter, gider. Milletle oyun oynamaya kalkanlar hep kaybetmiştir, o da kaybeder…
İkincisi, Meclis de yetkisini kötüye kullanamaz. Ne diyor maddede; “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde, Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”
Diyelim Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis çoğunluğu muhalefete geçti. Bir kişi de iki defa aday olabiliyor diye muhalefet 360 milletvekilinin teklifi ile bir daha seçime gitti ve Cumhurbaşkanı ikinci dönemini tamamlayamadı. Madde ile bunun da önüne geçiliyor. Bu durumda Cumhurbaşkanı 3. defa aday olabiliyor.
Yani ne Cumhurbaşkanı, ne Meclis keyfiliğe sapamaz, yetkilerini kötüye kullanamaz.
Biz ‘Evet’ diyecekler maddeleri okuyoruz, hem de çok iyi okuyoruz. Yalanlara başvuranlar asıl okumuyor, ya da saptırıyor…
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019