Hüseyin GÜLERCE
Bugün Ramazan'ın ilk günü. Ramazan sadece oruç ayı değil, aynı zamanda bir muhasebe ayı.
İnsan her yaşta dünyayı, hayatı, kâinatı farklı algılıyor. Ruh dünyamız itibarıyla hepimiz farklıyız. Çok güzel bir söz var; her insan tek nüsha kitap gibidir... Ancak o kitaba yazdıklarımız değişebiliyor. Pişmanlıklarla, derslerle, tecrübelerle, tövbelerle silinen satırlar, yırtılıp atılan sayfalar oluyor. Kitabın bitiş bölümü çok önemli. Söz öyle; ne oldum deme, ne olacağım de...
Ramazan'da müminler esaslı bir muhasebe yapabilmeli. Ne idik, ne olduk? Ne oluyoruz? Kıştan bahara kavuştuğumuz bugünlerde yapacağımız muhasebe, hem anlamlı hem de önemli.
Bizim nesil, son on yılda hayal bile etmediği bir yere geldi. Ama bir yandan da yaşlarımız, ikindi güneşinin batmaya doğru gidişini hatırlatıyor. Bu yaşta kendini bilenler için dünyanın cazibeleri, ışıltılarını çoktan kaybettiler. Gözler mezarlıklara takılırken, dünya ile ilgili hırsların, beklentilerin boş olduğuna, artık nefsimiz de itiraz etmiyor. Şahsen benim kulaklarımda hep; "Allah ile irtibat olmadıkça hayat kocaman bir yalan, sıfıra sıfır elde var sıfır..." ihtarı çınlıyor.
Muhasebe yoluna girince, kendime şunu sordum: Dinden, İslam'dan ne anladın? Önce insan olmayı, insanlığa yükselme gayretini anladım. Adil davranmayı, hakperestliği, tevazuu, hoşgörüyü, dürüstlüğü ve güvenilir olmayı anladım. Peygamberimiz'in (sas) "Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere geldim." hatırlatması, işin özü...
Mütedeyyin insanların, kendilerini muhafazakâr demokrat olarak tanımlayan insanların tevazudan uzak halleri beni çok yaralıyor. Kibire kayan duruşlar, tavırlar, servetlerle, makamlarla, konumlarla, ilimlerle atılan havalar, çalımlar yıkıyor, deviriyor beni. Hele hasetler, kıskançlıklar, gıybetler, dedikodular.. biz böyle mi olmalıydık? İçeride başka, dışarıda başka konuşmalar, az önce övdüğümüzü, arkasından yermeler, yere çalmalar yüreğimi daraltıyor. Okuduklarımıza, dinlediklerimize, seccadelerde akıttığımız gözyaşlarına ne oldu?
Şu kıştan bahara geçişte, ümitler, umut dolu bakışlar bize yöneldiğinde, adalet arayanlar, hoşgörümüze kilitlenenler, rantları bize yakıştıramayanlar, "bunlar yetimin hakkını yedirmez" diyenler, "bunlar beklediklerimiz" diyenler, ya bizim yüzümüzden de yıkılırsalar... Ya yine pişmanlık duyarsalar...
Dürüstlük, güven, merhamet, şefkat, adalet ve tevazu muhasebesine çok ihtiyacımız var.
Mütedeyyin insanlar, günümüzdeki sıfatıyla "muhafazakâr demokratlar" en büyük sınavdan geçiyorlar. Tevazuun sınavı; servetle, makamla, ilimle olur. Kolay ve hızlı kazanılan servetler, makamlar bizi değiştiriyor mu? Biraz ilim sahibi olunca, kendimizi allame, seçilmiş adamlar gibi mi görüyoruz? Daha önemlisi, biz ne kadar güveniliriz? Nereye kadar dürüstüz? Dün eleştirdiğimiz, yerden yere çaldığımız adam kayırmalardan, rant hesaplarından, mevzilenmelerden, köşe dönmelerden, kısa yoldan servet sahibi olmaktan ne kadar korkuyoruz? Yoksa "içinde kul hakkı yok", "hasımlarımıza karşı bizim de güç, imkân sahibi olmamız gerekir" deyip, yiv ve setleri sildik gitti mi?
Tarih, aslını koruyamayanların, bozulup gidenlerin devrilmelerini anlatan hikâyelerle dolu. Müminlerin çoğunu dünya sevgisi yiyip bitirdi. "Allah'ı seviyorum" deyip, dünyaya dalmanın faturası ağır oluyor. Çünkü bir kalpte iki sevgi barınmıyor. "Bu dünyada en pahalı şey, Allah'ın rızasını kazanmaktır..." Elbette dünyayı değerlendirmeli, elbette iş, imkân ve güç sahibi olunmalı. Ama dünyayı sevmeden, gücü ve parayı kalbe yerleştirmeden yapmalı bunu...
Ramazan fırsat olmalı. Muhasebeyi esaslı ve derinden yapmalıyız. Müminler herkese güven vermeli. İtimat insanı olmalı. İnsanlar bizim adaletimize, liyakati esas alan duruşumuza güvenmeli. Biz anılınca, akıllara dürüstlük gelmeli. Sahurlarda, iftarlarda çok dua etmeliyiz; "Allah'ım, bizi yanlış örnek eyleme... Allah'ım, getirdiğin konumlara layık eyle..."
Hayırlı Ramazanlar...
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019