İbrahim Kahveci
Bakanlar Kururlu sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları çok özel şifreler içeriyordu. O nedenle bugün dolarda yaşanan yükselişi (aslında TL’nin değer kaybedişini) o konuşmanın satır aralarında arayalım.
“Türkiye artık kendi ekonomik ve sosyal programlarını hayata geçirebilen güçlü bir ülkedir. Geleceği başkalarının yaptıklarını izleyerek değil kendisi bizzat inşa ederek şekillendirmeye talip her bir evladımıza şükranlarımı sunuyorum.”
Bu cümlenin ne anlam ifade ettiğini izah edeyim: Dünya’da şu güne kadara gelen iktisat kurallarının dışına çıkıyor ve yeni bir anlayış ile ekonomi politikası uyguluyoruz. İktisat bilimi bizim için bitmiştir.
Nasıl mı? Konuşmanın devamından aktararak izah edelim:
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Türkiye’nin geldiği yol özellikle bunu yol ayrımı olarak kabul edecek olursak en çok tartışmaya sebep olan tercihi hiç şüphesiz ekonomi programı olmuştur. Bütün dünyaları faiz, enflasyon, kur ilişkisi üzerine kuran kesin inançlılar ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya çalışmamaktadır.
Ne diyor Erdoğan? “Bütün dünyaları faiz, enflasyon, kur ilişkisi üzerine kuran kesin inançlılar...”
Bu cümleler para politikası biliminin rafa kaldırıldığını gösteriyor. Bütün dünya enflasyon ile mücadeleyi para politikası üzerinden Merkez Bankaları vasıtası ile yürütürken biz bunu yapmayacağız demektir. Zaten Nureddin Nebati Merkez Bankası faiz politikası için “onu önemsizleştirdik” demişti ya... Tam da bu.
İyi de o vakit enflasyonla nasıl ve kim mücadele edecek? Sakın ola H&M Bakanı Nureddin Nebati’nin “yüreğimizle mücadele edeceğiz” sözünü hatırlatmayın. Çünkü enflasyonla mücadele için beyin, akıl ve bilim gerekiyor.
***
Ne diyor Erdoğan? “Kesin inançlılar ülkemizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya çalışmamaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizi artırarak zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapacak emperyalist finans kurumlarının dayatması ekonomi reçetelerini bir kenara bıraktıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Bunun yerine ülkemizin asıl ihtiyacı olan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme esaslı kendi Türkiye Ekonomi Programımızı uygulamaya başladık. Kimse bizden şunu beklemesin, bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine biz faizi düşürmeye devam edeceğiz. Gelişmiş ülkelerin hiçbiri bu aşamada faizleri enflasyona göre olması gereken seviyelere yükselterek cari açık verme, dolayısıyla devasa işsizlik sorunlarıyla karşı karşıya gelme riskine girmez, giremez.
***
Şimdi bu konuşmaya ne diyelim? Ne anlatılıyor ve ne oluyor?
Bu programla ne oldu mesela... İlk 5 ayda ihracat %20,4 artarken ithalat %40,9 arttı. Dış ticaret açığı 18,3 milyar dolardan 43,2 milyar dolara yükseldi. Enerji hariç dış açık ise %48,2 artışla 9,3 milyar dolara çıktı.
Yani bu program ile hedeflenen ve söylenenin tam ama tam tersi bir tablo yaşanıyor. Ortada cari fazla stratejisi vs diye bir şey yok.
***
Bakın daha önemli bir nokta var: Gelişmiş ülkeler enflasyona göre faizleri yükselterek cari açık verme riskine giremezler diyor.
Bu cümlelerin nerede ise tamamı ekonomi biliminin dışında. Cari açık azaltmak isterseniz faizleri ve tüketimi kısarsınız. Hatırlayın 2019 yılını... Faizler 2018 son çeyreğinde artırıldığında 2019 yılında cari fazla vermedik mi?
Ayrıca dün yazdım: Son 8 aydır uygulanan faiz düşüşü sadece dandik MB faizinde oldu. Sayın Cumhurbaşkanının bahsettiği kredi faizleri yüzde 20-23 aralığından yüzde 26-29 aralığına yükseldi. Yani ortada düşen faiz vs de yok.
***
Ne üretim-yatırım-kredi-faiz ilişkisini kurabilmişiz, ne de cari açık-faiz ilişkisini. Bilimsel olmayan bir yolda yaptığımız tek bir şey var: Kurları patlatıp ucuz işçilik ile ülkeyi yabancılara peşkeş çekmek.
Ve bunu da yerli-milli söylemle gerçekleştiriyoruz.
Tıpkı iç borçlanmasını bile dolara çeviren, TL’sini bile dolarla sigortalayan, ihalelerini dolarla veren, Hazine garantilerini dolara bağlayan; yetmedi dolar enflasyonunu bile getiri garantisine ekleyen ve son olarak mahkemelerini de Londra’ya bağlayan bir yönetimin yerli-milli oluşu gibi.
Ne diyelim... Fakirliğe devam.
Bilimi bile hainlik ilan ettiysek geriye ne kaldı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025