İbrahim Kahveci
Türkiye son 15 yılda daha az üretip daha çok tüketerek vermiş olduğu dış açığı da yabancı sermaye sayesinde kapatan bir ekonomik model uygulamıştır. Siyasilerin sıkça dile getirdiği “dış güçler” kavramının da aslında bizi ayakta tutan gerçek güçler olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye ekonomisi 2003 ve sonrasında yüksek dış açığa dayalı bir ekonomik model ile büyümesini sürdürdü. Merkez Bankasının Ödemeler Dengesi verilerine göre, Ocak 2003 - Nisan 2018 arasında 1 trilyon 941 milyar dolar ithalata karşılık, 2 trilyon 700 milyar dolarlık mal ithal edilmiş. Böylece anılan dönemde Türkiye’nin mal ticaretinde dış dengesi 759 milyar dolar açık vermiş oldu. Turizm gibi hizmet gelirlerinin eklenmesine rağmen yine aynı dönemde Türkiye’nin cari işlemler açığı 570 milyar dolara ulaştı.
Ekonomide bu kadar yüksek ticaret açığı ve buna bağlı olarak oluşan cari açığa rağmen neden bugüne kadar bir kriz çıkmadı? İşte bu sorunun cevabı da yine aynı veride yer alıyor. Ocak 2003-Nisan 2018 arasında Türkiye’ye yabancı yatırımcılar çok yüksek tutarda adeta oluk oluk sermaye getirdiler. Ödemeler Dengesi verilerine göre bu süre zarfında yabancıların bizdeki doğrudan yatırımları 196 milyar dolara, sıcak para yatırımları ise 185 milyar dolara ulaşırken, dış borçlanma ile beraber yabancılardan gelen para da 611,5 milyar dolara ulaşmış oldu. Kaynağı belirsiz 43,4 milyar dolarlık sermaye girişi ile beraber ülkemize tam 655 milyar dolarlık bir yabancı sermaye girişi gerçekleşti.
Yaklaşık 15,5 yıllık süre zarfında 570 milyar dolar cari açığımızı kapatan yabancılar, fazladan gönderdikleri sermaye ile de döviz rezervlerimizin 85 milyar dolara yakın artmasını sağlamış oldu.
ÜLKEMİZE YATIRIM YAPANLAR KİM?
Merkez Bankası ‘Ödemeler Dengesi’ verilerine göre ‘Yurtdışında Yerleşik Kişilerin (yabancılar) Türkiye’deki Doğrudan Yatırımlarının Ülkelere Göre Dağılım Tablosu” şu şekide:
Bilindiği üzere bir ülkeye yabancı sermayenin en kaliteli geliş yöntemi, kendi ülkesinde yatırım yapmayarak bizim ülkemize gelip yatırım yapmasıdır. Bu yatırımları da iki şekle ayırabiliriz. İlk yöntem olarak doğrudan Türkiye’de bir fabrika veya bir işyeri kurmaları şeklinde olabilir. İkinci doğrudan yatırım yöntemi ise, bizzat Türkiye’den kurulu bir şirket satın almalarıdır. Sonuç itibari ile her iki yöntemde de Türkiye’de yatırımda bulunan yabancılar, tıpkı bizdeki girişimciler gibi Türkiye’nin sosyo-ekonomik bütün risklerini üstlenmiş olmalarıdır.
Son 15 yılda Türkiye’ye sermaye getirerek, kendi ülkelerinde yatırım yapmak yerine Türkiye’yi tercih eden sermayenin yüzde 74’ünün Avrupa ülkesi olduğu görülüyor. Yüzde 9’unun da Amerika ülkeleri olduğu anlaşılmaktadır. Böylece Türkiye’de hem cari açığımızı kapatan, hem de Türkiye’nin bütün risklerini üstlenen ülkelerin büyük kısmının Avrupa ve Amerika ülkeleri olduğu görülmektedir.
BİZE BORÇ VEREN ÜLKELER
Hazine Müsteşarlığı verilerine göre 2002 sonunda 129 milyar dolar olan dış borçlarımızın 2017 sonunda 453,2 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Her ne kadar ülkelerin dış borçlarında kamu-özel gibi ayrımlar yapılmayarak toplam dış borç riski ölçülse de, biz yine dış borç dağılımına kısaca bakalım:
Kamu 136,8 milyar dolar
Özel 316,4 milyar dolar
Dış borçların alt dağılımına bakıldığında ise, 136,8 milyar dolarlık kamu borcunun 93,5 milyar dolarının “Genel Yönetim” borçları olduğu, 41,3 milyar doların ise kamuya ait finansal kuruluşların olduğu anlaşılmaktadır.
Özel sektör borçlarında ise finansal kuruluşların 160,1 milyar dolarla ilk sırada yer aldığı, finansal olmayan özel sektör kuruluşların dış borçlarının da 156,2 milyar dolara ulaştığı anlaşılmaktadır.
Merkez Bankasının bir diğer dış borç verisine göre, “Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcunun Alacaklı Ülkeler” listesi yer alıyor. Bu veri toplam özel sektör dış borcunu kapsamamaktadır. Bu veri, bir bakıma alacaklısı belli “kredileri” kapsamaktadır. Mesela uluslararası piyasalara yapılan tahvil satışı ile dış borçlanma bu veride yer almamaktadır.
Buradaki tabloda ise, özel sektörün alacaklısı belli kredi kaynakları olan ülkeler yer almaktadır. Bu veriye kısa vadeli kredi borçlarını da ekleyerek bakalım. İşte Türkiye’ye borç veren dış güçler:
Dış borçlanma kapısına baktığımızda da karşımıza çıkan ülkeler nerede ise doğrudan yatırım ile Türkiye’nin risklerini üstlenen ülkelerdir. Özel sektörün kredi borçlanmasında da Avrupa ülkeleri yüzde 53,4 pay ile ilk sırada yer alırken, ABD yüzde 11,1 pay ile ikinci sırada görülmektedir.
Doğrudan yatırım ve doğrudan özel sektör kredi borçlanmasına bakıldığında sadece Hollanda’nın 43 milyar 987 milyon dolarlık bir Türkiye riski taşıdığı söylenebilir. Yine İngiltere’nin de 43 milyar 851 milyon dolarlık bir Türkiye riski taşıdığını görüyoruz. Almanya’nın ise 34 milyar 185 milyon dolarlık bir sermaye akışı ile son 15 yılda Türkiye ekonomisine katkı sunduğu anlaşılıyor.
YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI
Son 15,5 yılda Türkiye’yi destekleyen yabancı sermaye, sadece doğrudan yatırım ve dış kredi yollarına başvurmadı. Ülkemize gelen 655 milyar dolarlık yabancı sermaye eskiden de olan varlıkları ile ülkemize yatırımlarını sürdürdü. Mesela 2018 yılının ilk çeyreği itibariyle yabancıların şirket hisse senetlerindeki varlıkları 49 milyar 440 milyon dolar düzeyindedir. Borsada yaşanan yükseliş ve düşüşler yabancıları yerli yatırımcılardan daha çok etkilemektedir. Çünkü kur artışı sonucu hisse fiyatları aynı seviyede kalsa bile, yabancıların sermayesini döviz cinsinden eritmektedir.
Yabancı sermayenin portföy yatırımları (sıcak para) içerisinde belki de en önemli kalem “Devlet İç Borçlanma Senetlerine” DİBS yaptıkları yatırımlardır. 2012 yılında yabancıların DİBS yatırımları 62 milyar 685 milyon dolara ulaşırken, kurda yaşanan büyük değer kaybı ile yabancıların DİBS varlıkları 2018 ilk çeyreği itibariyle 29 milyar 305 milyon dolara geriledi.
Devletimizin daha düşük faizle borçlanmasını sağlayan ve ellerindeki dövizleri bozdurarak TL’ye çeviren bu yanancılar kimlerdir? Uluslararası Yatırım Pozisyonu tablosunda yer alan bilgilere göre yabancıların 29,3 milyar dolarlık DİBS yatırımlarının bölgesel dağılımı şu şekilde:
AVRUPA: 19 milyar 358 milyon dolar
AMERİKA: 7 milyar 970 milyon dolar
ASYA: 1 milyar 884 milyon dolar
SONUÇ: Türkiye son dönemde hızlı bir ekonomik büyüme gerçekleştirmiş gibi görülmektedir. Oysa bu büyümenin önemli bir kısmı hesap revizyonları sayesinde kağıt üzerinde ilan edilmiştir. AK Parti iktidara geldiğinde GSYH hesabı 1987 bazlı fiyatlarla ölçülüyordu. Bu hesaba göre milli gelirimiz 2002 sonunda 184 milyar dolardı. Aynı hesap yöntemi devam etseydi 2017 sonunda yaklaşık olarak milli gelirimiz sadece 540 milyar dolara çıkmış oluyordu. Böylece milli gelirdeki artışımızda 355 milyar dolarda kalıyordu. İşte gerçek kıyaslama yaptığımızda 655 milyar dolar yabancı sermayenin geldiği ülkemizde 355 milyar dolarlık gelir artışı ne ifade etmektedir? Daha çok borçlanma ama daha az üretim ile ekonomik büyüme modeli ortaya çıkmaktadır.
Yabancılar neden Türkiye’ye sermaye getirdi? Bir kere 2003-2008 arasında yabancıların daha çok doğrudan sermaye ile parlak “Yeni Türkiye” modeline yatırım yaptıkları anlaşılıyor. Ama sonrasında riskler artsa bile yabancıların sürekli Türkiye’nin açıklarını kapattıkları anlaşılıyor. Çoğunluğu AB ve ABD’den oluşan yabancı sermaye akımının eğer “şer güçler” olarak tanımlanacak ise, bugüne kadar neden sermaye desteğine devam ettikleri de bir soru işareti olarak durmaktadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025