İbrahim Kahveci
Yazmayınca, söylemeyince, kenara çekilince sorunlar çözülüyor mu?
Geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sn Binali Yıldırım TÜSİAD konuşmasında şöyle söylüyor: “Para yağmur gibi yağarken bol bol almışız. Geri ödeme zamanı gelince nereden çıktı bu demeye başlamışız”.
Evet, para bolken uyaranlar meğer ne kadar da önemliymiş dimi.
NTV’den Mahfi Eğilmez gitti; Hürriyetten Uğur Gürses... Gittiler de sorunlar mı bitti?
Hayır.
Sadece sorunları topluma yansıtma biçimi için belki de bu gidişler oldu.
Neden mi?
Bakın Sayın Meclis Başkanı aslında şunu söylüyor: Bol para döneminde paraları bolca aldık ama geri ödeme zamanı gelince şaşkına döndük. Burada kilit cümle “Geri ödeme zamanı gelince”...
Çünkü şu anda siyaset topluma bunu böyle ifade etmiyor. Şu anda siyaset topluma bunu “Şer güçler bize saldırdı” diye söylüyor.
Kısaca gerçekler toplumunda bir kesimin hoşuna gitmiyor.
Toplum bir hayal dünyasına dalıyor ve gerçekleri duymak istemiyor.
Geçmişte AK Parti’yi en fazla ‘Çözüm Süreci’ konusunda desteklediğimi hatırlarım. En fazla da FETÖ konusunda uyardığımı...
2009 yılında İtalya ziyaretim sonrası yeni derin devletin tam da FETÖ örgütlenmesi olduğunu nerede ise herkse söyledim. “Bu sümüklülerden bir şey olmaz” diyenler bugün en kahraman Rıdvan rolünde.
Bugün İktidar çevresine baktığımızda başka herkes terör destekçisi, başka herkes FETÖ’cü.
Bir arınma devresindeyiz ama arınma tarafında günahlar yok.
Nasıl oluyorsa işte.
***
Geçen hafta üç önemli veri açıklandı. Aralık ayı sanayi üretimi (özellikle imalat sanayi) adeta çakıldı. Perakende tüketim gıda dahil çöktü. (Kriz boğazımızdan bile kesmemize yol açtı). Bir de Kasım ayı işsizlik oranı 94 ve 2001 kriz seviyelerinin bile üzerine çıktı.
Ama öncü göstergeler sorunun bitmediğini, Ocak ayında da sürdüğünü gösteriyor. Kapasite kullanım oranı küçük bir artış gösteriyor. Ama ne PMI endeksi, ne de MÜSİAD-SAMEKS Endeksi sorunun azalmadığı yönünde.
Sadece daralmada küçük bir azalma olabilir diyor öncü göstergeler.
Bu ne demek biliyor musunuz?
İŞ-KUR verilerinin gösterdiği gibi işsizlik hızla artmaya devam ediyor demek. Gelirler hızla azalıyor demek.
Ekonomik küçülme devam ediyor demek....
Ama aynı anda ekranlara bakıyorsunuz ki böyle bir sorun yok. Sadece şer güçlerin saldırması ile küçük bir sarsıntı geçiriyoruz. Hatta o konuda da marketleri hizaya çektik bile.
Şimdi insanın aklına şu soru geliyor: Acaba sofrada ekmek yokken, ekrandaki ekmek bolluğu görüntüleri ile ne kadar daha karnımızı doyurabiliriz?
Ya da, ekrandaki hayal dünyasından uyanıp soframızdan giden ekmek gerçeğine ne zaman uyanırız?
ÇÖZÜM MÜ?
Sosyal medyada aslında hiçbirinin gerçekliği yok ama yine de “çözüm söyle... çözüm” diyen bir kesim var.
Keşke birazcık okusalar.
Ekonomi medyası siyaset kadar çok dalgalı değildir. Bugün siyasi görüşüne katılmadığınız ne kadar ekonomist var ise nerede ise hepsi bir sorundan bahsederken yanına çözüm önerileri de ekliyor.
Hatta size şu noktayı çok açık söyleyeyim: Kasım ayında soğan depoları basılırken sorunun depoculukta olmadığını, asıl sorunun raflarda olduğunu ısrarla burada gündeme taşıdım.
Genel ekonomik sorun konusunda elbette bir çok çözüm modeli vardır. Hatta bu kadar acı çekmeden çok fazla çözüm yolları da bulunmaktadır.
Çok basit bir çözüm modelini aylardır dile getiriyorum. Formül o kadar basit ki:
“Ankara zayıflarsa Millet şişmanlar... Ya da Ankara ne kadar şişmanlarsa Millet o kadar zayıflar”.
Daha basit ve daha yalın çözüm var mı?
Ankara uzun yıllar yabancı parası (şer güçlerin) ile şişmanladı. Şimdi demokrasi, adalet, güvenilirlik vs kaybettik ve yabancı o kadar para vermiyor. Sn Binali Yıldırım’ın TÜSİAD konuşmasında değindiği gibi; “Geri ödeme zamanı geldi...”
Şer güçler para vermeyince içerde şirketlere baskı uygulamaya başladık: “Onun fiyatını indir, bunun kredisini düşür vs vs”.
Kısaca yabancıdan para kesilince düzeni sürdürmek için sıra özel sektörü batırmaya geldi.
Yarın ayakta kim kalır, kim iş verir, kim vergi verir bilmiyorum. Ama gittiğimiz yolu değiştirmekten daha iyi çözüm yolu var mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025