İbrahim Kahveci
Geçen hafta Türkiye’nin dış borç verileri açıklandı. Önümüzdeki süreçte ekonomiye ilişkin önemli ipuçları vermesi açısından verilere biraz daha yakından bakmak gerekiyor.
2018-I ve 2019-I. çeyrek karşılaştırması yaparak durumu anlamaya çalışalım.
Kamu sektörü dış borcu 140.980 milyon dolardan 148.346 milyon dolara çıkmış. Kamu sektörü dış borcu 7 milyar 367 milyon dolar artış gösteriyor.
Ama yine kamu sektörü olarak görebileceğimiz Merkez Bankası da var. Geçen yıl 1. çeyrekte sadece 1.446 milyon dolar olan MB dış borcu da 5.906 milyon dolara çıkıyor. Merkez Bankası dış borcunda da 4 milyar 461 milyon dolarlık artış var.
Böylece toplam kamu dış borcu 11 milyar 827 milyon dolar artıyor.
***
Özel sektörün kısa vadeli dış borcu 9 milyar 537 milyon dolar azalarak 89.029 milyon dolara geriliyor.
Yine özel sektörün uzun vadeli dış borcu 16 milyar 4 milyon dolar azalışla 210.141 milyon dolara düşüyor.
Böylece son bir yılda özel sektör, toplamda 25 milyar 541 milyon dolar net dış borç ödemiş oldu.
Türkiye’nin de toplam brüt dış borç stoku 467.137 milyon dolardan 13 milyar 714 milyon dolar azalarak 453.423 milyon dolara gerilemiş oldu.
Dış borç ödemesinde özellikle 2018 yılı ikinci yarısı dikkat çekiyor. Yani kurların çok yukarıda olduğu dönem.
***
Dış borç ödemesinde özellikle reel kesim dikkat çekmektedir. Mesela reel kesimin döviz açık pozisyonu 2018-I. çeyrekte eksi 221 milyar 011 milyon dolarken, 2019-I. çeyrekte eksi 189 milyar 063 milyon dolara geriliyor.
Reel kesim döviz açık pozisyonu 32 milyar 67 milyon dolar azalırken bu azalışta yurt içi bankalara ödenen döviz borçları önemli oluyor.
Reel kesim yurt içinden sağladığı döviz kredilerini 16 milyar 852 milyon dolarlık kısmını ödüyor ve yabancı para (YP) kredilerini yurt içinde 169.631 milyon dolara düşürüyor.
Yurtdışından sağlanan döviz kredilerinin ise sadece 1 milyar 568 milyon doları ödeniyor. Yurtdışından sağlanan krediler 104.961 milyon dolar seviyesinde devam ediyor.
Bu arada reel kesim döviz varlıklarında da 12 milyar 599 milyon dolarlık artış sağlayarak net döviz açığını 189 milyar 4 milyon dolara düşürmeyi başarıyor.
Burada dikkat çeken nokta elbette yurt içi bankaların reel sektörü döviz kredileri borçlarını ödemeye almasıdır.
***
Bankalar özel sektörden neden döviz borçlarını tahsil ediyor?
Ya da şu şekilde bakalım: Reel sektör yurt içi bankalara döviz borçlarını öderken, bankalar ne yapıyor?
Hazine verilerine göre finansal kuruluşların toplam dış borcu 2018-I. çeyrekte 164.622 milyon dolarken, bu borç 2019-I. çeyrekte 136.576 milyon dolara geriliyor. Finansal kuruluşlar son bir yılda 28 milyar 46 milyon dolar net dış borç ödemiş durumdalar. Bu borcun da 24 milyar 625 milyon dolarını bankalar gerçekleştirmiş.
Kamu bankalarının bile aynı dönemde 2.6 milyar dolar net dış aldığı hesaba katıldığında, özel ve yabancı sermayeli bankaların yüksek döviz fiyatından yine önemli bir borç ödediğini görüyoruz.
***
Hazine verilerine göre Mayıs-Aralık 2019’da ödenmesi beklenen dış borç dağılımı da şu şekilde:
Kamu sektörü: 10 milyar 808 milyon dolar
Özel sektör: 49 milyar 964 milyon dolar
Toplam ödenecek veya çevrilecek dış borç ise 60 milyar 773 milyon dolar.
Şimdi konuyu yeniden toparlayalım: Reel sektör yurt içi bankalara dövizli borçlarını ödedikçe, yurt içi finansal kuruluşları da dış borçlarını ödemeye devam ediyor.
Kısaca mali sektörde yeni kredi ve parasal genişleme imkanı şu halde nerede ise imkansız noktada. Zaten kamu tarafına baktığımızda dış borçlanma ve kredi genişleme yükü üstlenilmiş durumda. Ama kamunun kaynak kullanımında vereceği kararların ne kadar ekonomik olacağı tartışma konusudur.
Kamu bankalarının kredi kullanımında açıkladığı kararların hala tartışma konusu olması durumu göstermektedir.
Bu ne anlama geliyor?
Ülkemizde maalesef finansman kanalları verimlilik odaklı çalışma düzeninden siyaset odaklı çalışma düzenine daha yoğun geçiyor. Böyle bir ekonominin uzun süre bu yapıyı taşımasına imkan olamaz. Ya da uzun vadede oluşacak verimsizlik birikimi bizi daha büyük tehlikelere taşıyabilir.
Bütçe üzerinden süren baskı ve zamlar yanında bir de kamu kredileri ile oluşacak verimsizlik halini şimdiden düşünmeli ve çözüme gitmeliyiz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
26.12.2025
24.12.2025
22.12.2025
18.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
11.12.2025
9.12.2025
8.12.2025