İbrahim Kiras
İki ayrı “Suriye problemi” bulunuyor önümüzde. İlk olarak, 2011’de bu ülkedeki iç savaşa dahil olmamızın sonucu olarak bugün ülkemizde sayıları en az üç milyonu bulan sığınmacılarla ilgili sorun var. İkincisi, yine komşu ülkede yaşanan iç savaşın sonucunda sınırımızın güneyinde bir PKK devleti kurulmak üzere. Bir kısmı ABD’nin, öbür kısmı Rusya’nın himayesi altında faaliyet gösteren örgütün devletleşme riski.
Her iki sorunun da vaktiyle yapılan yanlış hesapların, hatalı tercihlerin sonucu olduğu vakıa. İç savaşın en fazla altı ayda biteceği, Esad’ın gideceği, Türkiye’nin himayesi altında bir rejim tesis edileceği düşünülüyordu. Dolayısıyla o hengamede ülkemize sığınan insanların da kısa sürede kendi vatanlarına dönecekleri bekleniyordu. Hiçbiri olmadı.
Ülkemizi her manada köşeye sıkıştıran iki büyük problem ortaya çıktı ve giderek bu problemlerin çözümü daha da zorlaştı.
Aradan geçen onca zaman boyunca sığınmacı probleminin yok sayılması, devletin bir göç ve göçmen politikasının mevcut olmaması, ne kalacakların entegrasyonu ne de gideceklerin planlaması ve hazırlığı yolunda adım atılmaması acı bir gerçek. Ne var ki bunu konuşup durmaya devam etmek bir şeyi değiştirmeyecek.
Suriye iç savaşına dahil olmamızın doğru mu yanlış mı olduğunu tartışmanın da artık fazla manası yok. O zaman “yapmayın, etmeyin” dedik, dinlemediler. Ama bugün artık “Biz demiştik” demenin fazlaca anlamı yok. İktidarı yapmış olduğu o yanlışın hesabını vermeye çağırmak da gereksiz. Hiçbir şeyin hesabını vermeye yanaşmayan, aslında hep doğru yaptığını savunan, ortadaki sorunların dış güçlerin veya içerideki muhalefetin eseri olduğunu iddia eden bir iktidar bu. Teflon tava gibi hep tertemiz kalıyor, üzerine hiçbir şey yapışmıyor.
Geçmişteki yanlışlar üzerine konuşmaya devam ettiğimizde enerjimizi boşa harcamış olacağız demek ki. Belki de geçmişte yapılan hataların hesabını sormayı biraz ileriye erteleyerek doğrudan bugüne odaklanmak gerekiyor şimdi.
Şimdi hükümete 2011 ve sonrasında yaptığı yanlışların hesabını sormaktan daha önemli olan bugünlerde doğru olanı yapmasına yardımcı olmak belki de. Suriye konusunda doğru bir siyaset izlenirse bunun sonucu ülkemize fayda getirir, yaşadığımız sorunlara çözüm getirir. Bu konuda ümitli olmak için fazlaca sebep olmasa da…
Ülkedeki bütün kesimlerin, bütün kurumların, aydınların, siyasetçilerin hiçbir siyasi hesap yapmadan bu konulara ilişkin bir milli politikanın oluşturulup uygulanması için bir araya gelmeleri ve gerektiğinde ellerini taşın altına koymaları lazım.
Tabii en başta iktidarın bu kapıyı açması gerekiyor. Bu işin üstesinden tek başına gelemeyeceğini bilerek Türkiye’nin dış politikasını yeniden iç siyasetin dışında ve üstünde milli bir konu olarak ele alması gerekiyor.
Gelgelelim kendilerinin böyle bir derdi var gibi görünmüyor. Eski alışkanlıklardan, eski kavga ve kutuplaşma dilinden kendilerini kurtaramıyorlar. Cihan yansa refleksleri değişmiyor.
Erdoğan daha geçen gün şunları söyledi: “Bu muhalefet sürekli kışkırtıcılık yapmaya devam ediyor, rahat durmuyor. Hala kalkıyor, mültecilerle uğraşıyor.”
Geçtiğimiz hafta bazı Anadolu şehirlerinde Suriyeli sığınmacıları hedef alan nahoş hadiselerin “muhalefetin mültecilerle uğraşması neticesinde ortaya çıktığı” iddiası açıkça temelsiz. Zaten yaşanan olayların AK Partinin ve Cumhur ittifakının kalesi durumundaki Kayseri, Konya gibi yerlerde baş göstermiş olması da bunun kanıtı.
Bu bir yana, elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin, muhalefet bugüne kadar sığınmacılar sorununu istismar etmek isteseydi edemez miydi?
CHP’nin çözüm önerisi yıllardır değişmedi. Kılıçdaroğlu döneminden bu yana hep şunu söylüyorlar: Esad’la görüşüp anlaşarak ve AB fonlarından kaynak tedarik ederek sığınmacılar için Suriye’de dönebilecekleri bir ortamı hazırladıktan sonra kardeşlerimizi ana vatanlarına kavuşturacağız.
Bunun gerçekçi bir proje olup olmadığı tartışılır. Şahsen bana hiç uygulanabilir gibi görünmüyor. Ancak yapıcı bir yaklaşımın ifadesi olduğunu inkar edemezsiniz. İşin kolayına kaçıp halkı sığınmacılara karşı kışkırtmaya yönelmek yerine tarafların tümünü memnun edebilecek bir çözüm bulma çabası var bu yaklaşımda. Şu veya bu sebeple CHP’den hoşlanmıyoruz diye bu gerçeği inkar edemeyiz.
Erdoğan bir de Beşar Esad ile işleri düzeltmeye çalıştığı bir ortamda muhalefetin kendisine engel çıkarttığını iddia ediyor. Biz düzeltmeye uğraşıyoruz, onlar bırakmıyor demeye getiriyor.
Oysa ana muhalefet lideri Özgür Özel daha geçen hafta söz konusu problemlere bir çözüm bulmak amacıyla Esad ile görüşeceğini açıklamıştı. Demek ki bugün itibarıyla iktidar partisinin sorunu sona erdirmek için benimsediği çözüm yoluyla ana muhalefetin çözüm önerisi kesişmiş durumda. (Daha doğrusu iktidar muhalefetin durduğu yere gelmiş durumda.) Öyleyse bu konuya ilişkin olarak oturulacak bir masada hükümetin muhataplarını ikna etmesini kolaylaştıracak, “Yarın ben gitsem bile devletin meseleye yaklaşımı değişmeyecek” diyebilmesini sağlayacak bir imkan bu.
Bana sorarsanız, Suriye meselesinde işler o kadar karışık ki hiçbir “çözüm” meseleyi tam olarak çözemez. Belki kısmi rahatlamalar getirebilir. Yakın vadede ne sınırımızdaki PKK tehdidini tamamen ortadan kaldırmak ne ülkedeki sığınmacı sorununu bütünüyle sona erdirmek mümkün. Ama yine de hem iktidar hem muhalefet aynı çözüme inanıyorlarsa neden hükümet bunu fırsata çevirmeye gönülsüz?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları

























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
25.11.2025
11.11.2025
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025