İlhami IŞIK
Darbecilerin kodladığı öldürme dürtüsü amaçlı bir anlatı değil, tersine her türlü retorik, söylem ve anlatının açık iflasıdır. Darbeciler yalnızca yok etmenin iğrenç zevki için öldürürler. Dünyanın diğer darbecileri gibi,12 Eylülcüler de bu yanıyla bir tür ölüm ve yokluğa kara sevdalısıydılar; bir yıkım ve yok etme tutkusunun esiriydiler. Kürtlere, hiçbir zorlayıcı askeri ya da siyasal neden için değil de, sırf keyif için büyük eziyetler ettiler. Yaktılar, yıktılar, öldürdüler ve Kürt sorununu ateşten bir top haline getirip kucağımıza bıraktıktan sonra defolup gittiler.
Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999 tarihinde İmralı’ya konuldu. Gülen’e her nedense ‘’sempatisi’’ olan Başbakan Ecevit, Gülen’e telefon açarak, “sağlığın için Amerika’ya git” dedi...
Gülen, Ecevit’ten gelen bu uyarı/öneri üzerine 22 Mart 1999 tarihinde Amerika’nın Chicago kentine giden THY uçağının yolcularından biriydi artık.
1999 yılında bir örgüt lideri rehin verildi, bir diğer örgüt lideri rehin alındı. Aslında nesnel durum tam buydu.
Bilindiği gibi ya da kamuoyuna ‘’Balıkçı’’ adıyla ifade ettiğim gibi, 1996 yılından 1999 yılına kadar Devlet ve PKK arasında yapılan görüşmelerde arabuluculuk yaptım.
Abdullah Öcalan, Şam’daki uçağa bininceye kadar aslında her şey kontrol altındaydı. Ne olduysa o uçağın içinde oldu ve Öcalan uçaktan indikten sonra artık kontrol dışı biriydi.
O günlerde bu kontrol dışılığın nedenleri üstünde çok düşündüğümü saklamayacağım. Ama itiraf etmeliyim ki o zaman beni ikna edecek esaslı nedenler bulamamıştım. Şimdi, bugün, bunca gelişmeden sonra dönüp o günlere baktığımda her şey açık bir şekilde yerli yerine oturuyor.
28 Şubat’ta kimilerinin postmodern dediği bir darbe yapıldı. Darbe sözcüleri bunun ‘’bin yıl’’ süreceğini iddia ettiler. Darbeciler, tıpkı 12 Eylülcüler gibi bu darbeyi güvence altına almak için siyaseti dizayn etmeye koyuldular. Elbette bunu yalnız başlarına yapmadılar. Özellikle Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesini sağlayan ve Fetullah Gülen’in Amerika’ya kaçmasını organize eden dış güçlerin büyük katkılarıyla yapıp, işe koyuldular.
Sonra 18 Nisan 1999’da yapılan seçimlerde Bülent Ecevit’in partisi DSP’nin en fazla oyu alarak hükümeti, MHP ve ANAP ile bir koalisyon olarak kurması, 28 Şubatçılar ile rehberlerinin ortak prodüksiyonuydu.
Tekrar etmekte fayda var;
14 Şubat’ta Öcalan İmralı Adası’na konuldu.
22 Mart’ta Gülen Amerika’ya kaçtı.
18 Nisan’da yapılan seçimlerde DSP birinci parti oldu.
Bunun bir tesadüf eseri olduğunu hiç kimse ileri süremez.
Abdullah Öcalan’ın rehin olarak verilmesiyle, Kürt sorununun şiddet sarmalını ateşi düşük bir seviyeye indirdiler. Gülen’i Amerika’ya aldırarak, Gülen Örgütü’yle Ecevit arasındaki işbirliğini güvenceye aldılar ve artık bin yıl sürecek darbeci saltanatlarının sürebileceğine, sevinç çığlıkları eşliğinde inanmaya başladılar.
Ama oyun 2002’deki seçimlerde bozuldu. AK Parti seçimlerden büyük bir zaferle çıkıp hükümeti yalnız başına kurma başarısı gösterdi. İşte o andan itibaren darbe mekanikleri, eski cennetlerini geri getirmek için harekete geçti. Cumhuriyet mitingleri, Özden Örnek’in darbe günlükleri; 27 Nisan muhtırası, 411 oyla kabul edilen Anayasa değişikliğini Anayasa’yı açıkça çiğneyip esastan ele alarak iptal eden ve 367 rezaletine imza atabilen Anayasa Mahkemesi ve Ak Parti’yi kapatma davası gibi onlarca girişim sahnelendi.
Sonuçta bu süreç 15 Temmuz 2016’da bir darbe kalkışmasıyla neticelendi.
Darbecilerin her zaman iki yüzü oldu; ölüm ve yok etme. Bu iki yüzün ortak yanı dehşet veren bir kirliliktir. Bizim hayat dolu varlığımızın üstüne boca ettikleri iğrenç, mide bulandırıcı tarifsiz kir tabakası, asla darbe karşıtı hafızamızı yok etmeye yetmeyecektir. Biz bütün kötülüklerin derin acısını daima hatırlamaya devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025