İlker DEMİR
4/5 şubat 023'te Bakırköy'de HDP'nin Demokratik Cumhuriyet Konferansı yapıldı.
Salon koltuk aralarına, merdivenlere kadar doldu, salon çoğu TC mağruru bedelli davetlilere yetmedi.
Toplantı amacından çok dönemin günceline gündem oldu, kulislerde demokratik cumhuriyetten çok seçim ve adaylar konuşuldu.
Toplantının bir molasında Tip Genel Başkanı Erkan Baş'a ayaküstü bir soru soruldu:
Sırrı'nın bu istibdat eleştirisi Ahmet Şık'a mı göndermeydi?
Baş, "o sözü ben de dedim" demedi, "herkese olabilir, çok kişi o ifadeyi kullandı" dedi.
Tabi konu bu değildi, Sırrı'nın açıklamasındaki tema, bu iktidara istibdat denmez, siyasal literatürü doğru kullanındı.
İlk oturumda, belki kendisinin de açıkladığı gibi antremansızlıktan olabilir, eleştiri biraz ağır kaldı.
Sırrı Süreyya Önder'i hemen herkes tanıyor ve seviyor; HDP eski vekili, sinema yönetmeni, şöhretli ve bunlardan da ziyade hüsranla biten Barış Süreci girişiminin İmralı görüşmelerinin "baş"lığı biraz tartışmalı olsa da baş aktörü.
Başkası söylese mütevazi bir eleştiri, o/ünlü söyleyince kıymetlendi, manşetlendi ve malzeme "üncü, liyakat kriteri tık medya" elindeydi.
Ama eleştiri sol siyasal arenada (henüz) beklenti kadar polemik/yankı üretmedi.
Önder dedi ki:
"İnanın acı çekiyorum. Birisi istibdat dediğinde acı çekiyorum. Bizim arkadaşlarımız var içinde. Kahrolsun istibdat ya da bu istibdat rejimi… Elimizde tarihle sınanmış bilimle, test edilmiş faşizm, otokrasi, teokrasi gibi şeyler varken siz kavram olarak istibdata müracaat ediyorsanız İttihat Terakki ve Türklük ilişkisi üzerinden bir tanım yapıyorsunuz demektir. "
Sanki kimse Millet İttifakı'nın sınıfsal dayanağını bilmiyor, biçimsel bir ifadeyi biçimiyle hükümledi, ilan etti.
Önder, özetle "siyasal literatüre uygun konuşun" dedi.
Bu anlamda bir şey yoktu.
"Mesela topraktan elde edilen artıya rant, fabrikadan/iş gücünden elde edilene artı değer denildiği gibi kapitalizmin bir üretimi olan siyasal rejime verilen isimle feodal sistemin rejimine verilen isim aynı olmaz", "uygun olanla hitap edin" dedi.
Eyvallah, normal ve nominal olarak da doğru, ama hayat, yazılan kuru, donuk harfli, kurgu cümlelerle bir varoluş değil ve öyle yaşanmıyordu.
Biçim kadar öz de değerliydi.
Her cümlenin bir ruhu var; kastı, öfkesi, sevinci duyguları; mahkemeler bile kastı atlamazken Sırrı can atladı.
Hükümledikleri kendi ifadesiyle "içinde bizim arkadaşlar"dı.
Onları ayırmadı, moda yasa gibi, bir torbaya koydu, salladı salladı HDP'nin "entel"leri önüne koydu.
Bir de acı çekiyorum diyerek sol yürekleri burdu, ajitasyonun dibine vurdu.
Bu eleştiri İttihatçı ardılları için bile böyle denmemeliydi.
Hani hemen karşıya alan, niyet reddi içinde olan bir eleştiri, ne objektif, ne de kabul edilebilir olabilirdi.
İstibdat derken Cumhur İttifakı'nın geçmişi, denetimsiz padişah yetkilerini, baskıyı da kapsatmayı düşünerek, modern ve doğru tanımı bilmesine/bilmemesine, arızasına rağmen kullanmış olamazlar mıydı?
Bilse de bilmese de kastını sormadan mıhlamak ayrı da yani usüllü ve etik de değildi..
Böyle cepheden karşı cephe çoğaltmak yerine, sadece kavramları doğru kullanmamanın sakıncalarına, doğrusunu belirterek ikaz etse daha iyiydi.
Mesela "İYİPLİ, CHPLİ, DEVALIYA ne bedel var, biz ödüyoruz biz ödeyeceğiz" derken sözün onlara oy veren halkı da kapsadığının, ifadesinin kastını aştığının farkında değildi ama kimse o ifadeyi hotzotla karşılamadı, ona fatura etmedi; doğrusu da buydu.
Anlamak iyiydi iletişim de zaten bir anlama fiiliydi.
LBGT özeleştirisi de biçimseldi, yetersizdi, iki boyutlu popülerdi, kararın analizi gerekliydi; yapılamadı.
Ve 100 yıldır bir türlü kendi olamamış kuyrukçu sola ve bunu kendi yolunda bağımsız ve kişilikli giden özgürlük hareketine de yansıtmaya, etkilemeye çalışmasına, kapısı kuyrukçuluğa açık olduğunu her cümle ve tepki mimiğinde belli den HDP üst yönetimine ikazı, eksik, formel, ama değerliydi:
“Yaşamsal ve tarihsel olan bir hat örmüşüz. Bir de başkan adayı çıkaracağız. Bazı arkadaşlarımız, dostlarımız o kadar fazla telaş ediyorlar ki ‘aman ha bunu fazla ciddiye almayın, usulüne uygun bir şeyler yaptınız mı biz hemen bunu geri çekeceğiz.’ Şu iddianın sahibi olmak gerekir ve bu iddia, biz bu yolu madem bu kadar yaşamsal bedellerle oluşturduk ve kendi çeperinin dışında bu kadar alana taşıdık, o zaman çözüm biziz, siz bunu düşünün demekten geçiyor. Bu telaş hali çok incitici ve inanın karşıya bir şey vermiyor. Kötü tüccar böyle yapmayacakken iyi bir devrimcinin buna tevessül etmesini anlamak mümkün değil.”
Ama eksiğin net ifadesi şu cümle, açıklamayı tam bir blöf gerekçesine düşürdü:
"Altılı Masa’nın İyi Parti’nin blokajını aşamaması, HDP’nin Cumhurbaşkanlığı konusunda 'Açık müzakere, şeffaf diyalog' ilkesine yeşil ışık yakılmaması Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kendi adayını çıkarma eğilimini güçlendiriyor."
Ne oluyor, ne?
Hayır hayır, aday çıkarma bir hak, bağımsız siyasetin olmazsa olmazı, mücadelenin bir vechesi, diğer siyasetin tutumuna göre belirlenen bir karar değildi.
Olsun kaynak zengin, damar engin, daha ana ikazlar var ve iyi ki vardı.
Ana ikazlardan Kürd halkının vicdani sözcüsü Ahmet Türk daha önce bir açıklama yaptı, "Altılı Masa adayı altılı masanın önerisiyle gelmedikçe bir anlam ifade etmez." demişti.
Dedi, dendi de tutumun haritası hala çizilmedi, gözler hala kuyrukta.
Herkes isim konuştu, aday, aday seçimi kriterleri üzerine bir şeyler hala denmedi.
Mesela aday insan hakları ihlaline bulaşmamış olmalıydı vb.
Ama bu sorunun cevabı esasında konferansın mealen şu doğru tespitinde gizliydi:
"Mücadele ettiğinize dönüşmemeye önlem şart!"
Önlem neydi?
Belki sonraki her bireyin doğrudan söz ve karar sahibi olduğu toplantıda ve sonrasında Sırrı'nın dediği "o çekilecek halaylar"daydı.
Yazarlar
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025
6.06.2025
16.05.2025
3.05.2025
2.04.2025