İlker DEMİR
Hrant öldü ama öldürten anlayış sertleşerek yaşıyor.
Hrantlar’ın vadesiyle ölmesi için önlemler hala çok uzakta.
Hala bir kulp bulunuyor, düşünenler bertaraf ediliyor.
Ermeni Rozin, Kürd Selahattin, Boşnak Mirsad, Yahudi Hana, Laz Berva, Arap Esad, Rum Aleko, Çerkez Jansel, Türk Ezgi ve diğerleriyle ülkenin doğal renkliliğini koruyacak sistem olmazsa olmaz haline geldi, artık eski ırkçı ve asimilasyoncu paradigmanın mutlaka terkedilmesi gerekiyor.
Türkiye halkları “Ne mozayiği ulan, Türkiye 1071’den beri Türktür!” diyen inkarcı sözü ve türevlerini artık duymak istemiyor.
Ülke insanları,her rengin stütükoda özne olabildiği, barış ve güvenlik içinde yaşayabildiği demokratik bir sistem özlüyor.
Devlet zihni diye sunulan dehlizlerde üretilen Rum, Ermeni, Yahudi ve Sünni Müslüman olmayan her inanış iç düşman anlayışı iç huzuru bozuyor.
O zihin düşmansız yapamıyor, iç, dış, yakın, uzak diye kategorize ediyor, verdiği eğitimle körpe beyinleri sürekli zehirliyor.
O bakış, İttihat Terakki’nin iktidarda etkili olmaya başladığı 1908 yılı ve iktidara tam kadro yerleştiği 1912'den beri temel devlet politikası olarak sürüyor.
Hrant’ın 19 ocak katli, o sürümün 2007 ürünü oluyor.
Katil/ler, bir insandan ziyade bir suç aleti.
Samast’ın 15 mart 1921’de Berlin’de Talat Paşa’yı katleden Ermeni örgütü aleti Soghomon Tehlirian’ın öldürme şekline benzer şekilde arkadan tek kurşunluk cinayeti, misillemeyi, organize olduğuna dair bir kanıt veriyor ama tetiği çektiren ırkçı katil odağın varlığını bir kez daha gösteriyor.
O biliniyor, aleti cezalandırma ve dövmek suçu kökten kurutmuyor, asıl suçluyu öteliyor, ceza, cezayı artırmak suç aleti yetiştiren ve bu tür cinayetleri teşvik eden sistemi ortadan kaldırmıyor.
Mesela sistem Hrant’ın şu sözlerini suç sayıyor:
"Türkiyeliyim, Ermeniyim. Bir gün dahi olsa, ülkemi terkedip, geleceğimi ‘Batı’ denilen o ‘hazır özgürlükler cehennemi’nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali, yamanmayı düşünmedim.”
Hrant, mücadeleyi bu topraklarla sınırlıyor; ülke dışına taşsa bile yaşadığı toprakları gözetiyor.
Mesela insanlık suçuna dahi "Ne Amerika, ne Avrupa’nın ‘ERMENİ SOYKIRIMI’ demesi umurumda bile değil!" diyecek kadar gümrük içinde kalıyor.
Hrant gezegende bir Ermeni olmaktan çok Türkiyeli bir Ermeni birey olmayı, her kadim rengin Türkiye’ye sadık, kendi organik renginde özgür yaşamasını istiyor.
Ülkedeki ulusalcılığın içine ya Sünni Müslümanlık ya da Türklük şartı gibi bir katalizör mutlaka giriyor, ortalık bulanıyor, farklı renkler dışlanıyor, bu durumda bu kadar çok renkli, sadık, tutarlı ve cazip yaklaşım malum odakların hoşuna gitmiyor.
Hıh, bir Ermeni, koca bir odağın iç düşmanını ve devlet politikasının hedef tahtalarını elinden alıyor.
Ama ülkede maalesef solcusu bile Ermeni ve Kürd deyince bağlaçsız cümle kuramıyor, statükoda organik renkleriyle özne olmalarını cepheden savunamıyor, böyle bir atmosfer bu tür bir cinayete izin veriyor.
Odak doymuyor.
Atmosfer dostluğa dönsün istemiyor.
O perspektif tüm renkleri sarmasın, eski dosyalar masaya yatırılmasın diye, endişeyle Rahip Santoro'yu, peşinden Malatya'da misyoner ve 19 ocak 2007’de de Hrant’ı öldürtüyor.
Ama Hrant’ın katliyle sarı ışığı yanık bırakıyor.
Ve o odak Hrant’ın ölümünden sonra adım adım huzur içinde yaşamın altını oyuyor, renkleri yok etmek için istibdatına devam ediyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
31.10.2025
4.10.2025
17.09.2025
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025