KEMAL GÖKTAŞ
Anayasa Mahkemesi (AYM), özellikle olağanüstü hal (OHAL) ilanından bu yana verdiği kararlarla Anayasa’yı ve insan haklarını koruma temel görevinin tamemen dışında bir performans sergiledi.
AYM Başkanı Zühtü Arslan, bu yüzden, mahkemenin ve mahkeme başkanı olarak kendisinin bozulan imajını düzeltmek amacıyla olsa gerek, bir ‘halkla ilişkiler’ çalışması kapsamında Hürriyet’e bir ‘söyleşi’ verdi.
Arslan, kararlarından ötürü kimseye yaranamadıklarını savunuyor ve bundan kendisine ve mahkemesine yönelik bir övünç kaynağı çıkarıyor: “Sezai Karakoç’un ‘Ne cennet, ne cehennem ne dünya/Arafım ben’ dizeleri geliyor. Anayasa yargıcı için arafta olmak kaçınılmaz. Aslında bu bir açıdan da doğru istikamette olduğunuzu gösteriyor. Eğer bir kararınızdan dolayı toplumun ya da siyasetin bir kesimi, diğer bir kararınızdan dolayı tam zıt kutupta yer alan başka bir kesimi sizi topa tutuyorsa doğru yoldasınız demektir. Ben buna ‘Ne İsa ne Musa testi’ diyorum.”
Ne cennet ne cehennem
Arslan, arafta kalma benzetmesiyle doğru bildiklerini yaptıkları için kimseye yaranamadıklarını söylemeye çalışıyor. Esasen “Muhalefet de iktidar da beni eleştiriyor, demek ki doğru yapıyorum” minvalinde savunmaya medyadan alışkınız. İktidara yanaşıp başkanın uçağına binen ve sorulması gereken 1 milyon sorudan birini dahi soramayan ‘tarafsız’ gazeteci de kendini böyle savunuyor.
Arslan içinse durum biraz farklı. Çünkü ‘arafta kalmak’ Arslan’ın söylediğinin aksine ‘ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranmak’anlamına gelmiyor. Araf, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ‘İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer’ anlamına geliyor. Bir hadise göre de “Cenab-ı Hak kullarını ayırıp bitirdikten sonra en son kalan kullarına da, ‘Sevaplarınız sizi cehennemden kurtardı, fakat cenneti hak edemediniz. Sizi ben rahmetimle cehennemden âzad ediyorum. İstediğiniz cennete giriniz’ buyuracak.”
Bu haliyle araf, tamamen ‘iyi kararlar vermek’le, yani insan haklarını korumakla, ihlalleri tespit ederek sonuçlarını ortadan kaldırmakla mükellef olan Anayasa Mahkemesi’ni en azından ‘İsa Musa testi’nden daha doğru tarif ediyor.
Araf’lık kararlar
Vatandaşlara, 2010 anayasa değişikliğiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmeden önce AYM’ye bireysel başvuru yapma hakkının tanınması kuşkusuz insan haklarının korunması konusunda önemli bir güvence getiriyordu. Kabul etmek gerekir ki, AYM bireysel başvurunun ilk yıllarında bu amaca yönelik kararlar da almıştı. Ancak özellikle darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal döneminde bu tavrını bir yana bıraktı ve çok büyük oranda siyasi iktidarın iradesine paralel kararlar verdi.
İlk olarak, olağanüstü hal kararnamelerinin iptali için yapılan başvuruyu incelemeyi önceki içtihatlarını değiştirerek reddeden AYM bu yorumuyla anayasal sistemin bir OHAL kararnamesiyle değiştirilebilmesinin de yolunu açtı. Öyle ki bu karara göre artık bir OHAL KHK’sı, “Anayasa’yı ortadan kaldırıyorum” dese ya da devletin demokratiklik ilkesini Anayasa’dan çıkarsa bile AYM tarafından denetlenemeyecek.
Sokağa çıkma yasakları döneminde işlenen hak ihlallerine karşı yapılan başvurularda etkili bir önlem almak bir yana avukatlardan sokağa çıkma yasağı altındaki başvuruculardan nasıl vekaletname aldıklarını sorgulamaya girişen bir AYM vardı karşımızda. Üstelik AİHM’in de karar vermekten imtina ederek kendisini işaret etmesine rağmen, 2016’da yapılan başvurularla ilgili henüz bir karar dahi vermedi.
Roboski kararı
AYM, Roboski’de çoğu çocuk 34 kişinin savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürülmesinin cezasız bırakılmasının ardından yapıyan başvuruyu da basit bir usul eksikliğini gerekçe göstererek reddetti. AYM, 53 başvurucudan üçünün dosyada vekaletnamesinin olmadığını, eksik vekaletnamelerin 15 gün içinde tamamlanması için kararların tebliğ edileceği avukat olarak belirlenen Nuşirevan Elçi’ye bildirdi. Avukat Elçi, belgeleri belirlenen 15 günlük süreden iki gün sonra AYM’ye ulaştırdı. Elçi, gecikmenin mazereti olarak da dört günlük sağlık raporunu sundu.
AYM, aradan geçen sürede bu gecikme nedeniyle başvuruyu reddedebilecekken dosyayı 20 ay sonra karara bağladı ve avukatın sunduğu sağlık raporundaki hastalığı ‘ağır, ameliyat gerektiren veya ölümcül’ bir sağlık sorunu olmadığını belirterek başvuruyu reddetti. Yani AYM, 53 başvurucudan sadece üçünün vekaletnameleri geç verildiği için yakın tarihin bu en önemli katliamına ilişkin başvuruyu incelemedi. AİHM de AYM’nin usule yönelik bu kararını kaldıramayacağına hükmedince Roboski dosyası en azından şimdilik kapanmiş oldu.
Yargıtay’ın gerisine düştü
Yoğun insan hakkı ihlallerinin işlendiği, demokrasinin şekli bir takım unsurları dışında askıya alındığı bir dönemde AYM, olan bitene seyirci kalmakla kalmadı, kararlarıyla bu sürecin önünü de açtı.
HDP’li milletvekillerinin, Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin, Osman Kavala’nın, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak başta olmak üzere birçok gazetecinin başvurularını reddetti. Üstelik Selahattin Demirtaş başvurusunda olduğu gibi bu kararlarının AİHM’den döneceği açık olduğu halde….
AYM Cumhuriyet davası başvurusunda hak ihlali görmedi ama bu karardan yaklaşık bir ay sonra Yargıtay başsavcılığı aynı dosyada beraat kararı verilmesini istedi. Yani AYM, aslında insan hakları normlarına uygunluğunu denetleyeceği yargı organlarının dahi gerisine düştü.
AYM, son olarak akademisyenler Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz’in haber siteleri ve sosyal medya hesaplarına yönelik içerik engellemesi kararlarının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine ilişkin başvuruyu ‘başvuranların mağdur sıfatı taşımadığını’ileri sürerek reddetti. Oysa geçmişte Twitter ve YouTube’un kapatılmasına karşı yapılan başvurularda başvurucuların taraf olduğuna karar vererek yasakları kaldıran bir AYM vardı.
‘İyi’ kararlar…
AYM’nin ‘iyi’ kararları yok mu? Var ama çoğunlukla siyasi iktidar için elzem olmayan ya da artık ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasının neredeyse imkansız olduğu durumlarda… Bir televizyon programına telefonla bağlanarak “Çocuklar ölmesin”dediği için mahkum edilen, öğretmen Ayşe Çelik için verdiği ihlal kararında olduğu gibi… Ancak AYM bu kararı o kadar geç verdi ki bu süreçte anne olan Çelik’in cezasının infazı iki kez ertelendi. Ertelemeden sonra cezaevine konulan Çelik, yeniden infaz erteleme istedi ve cezası bir kez daha altı aylığına ertelendi. Tüm çağrılara rağmen bu süreçte dosyayı görüşmeyen AYM, Çelik cezaevine konulduktan sonra dosyayı görüşüp ihlal kararı verdi.
Çelik’le ilgili kararında birçok gazeteci ve siyasetçinin dosyasında görmezden geldiği kriterleri hatırladı Anayasa Mahkemesi ama bu karar da ‘arafta kalmak’tan kurtaramadı…
Siyasetteki dönüşümün, son yıllarda demokrasiye verilen tahribatın ortadan kaldırıldığı bir restorasyon sürecine evrilme olasılığının giderek arttığı günlerden geçiyoruz. Bu başarılabilirse yapılacak ilk işlerden biri, arafta kalmayı bir meziyet olarak sunan AYM’nin yapısını tamamen değiştirerek temel görevlerini yeniden üstlenecek bir yapıya kavuşturmak olmalı.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2025
5.02.2025
4.12.2024
7.11.2024
6.05.2024
1.08.2020
11.07.2020
28.06.2020
24.06.2020
20.06.2020